Yağ sıkıntısı var
Serbest piyasa ortamında eşit rekabet şartlarının oluşmaması, sektörün önündeki en büyük problem olarak duruyor.
A. Edip Uğur, sektörün yapısal problemlerinin bugüne kadar çözüme kavuşmaması nedeniyle Türkiye’nin hala yağ sıkıntısı çektiğini belirtti. BYSD’nin 16 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirdiği 34. Genel Kurulu’nda yeniden Başkanlığa seçilen Uğur, geçtiğimiz günlerde dergimize; “Yağlı tohum üretim yetersizliği ve bitkisel yağda net ithalatçı olunması gibi ana sorunlarımızın yanında piyasadaki haksız rekabetin getirdiği dengesizliklerle de boğuşuyoruz” açıklamasını yaptı. “Bunun birinci nedeni Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’nde yeniden yapılanmanın tamamlanmamış olmasıdır” diyen Uğur, bu yapılanmanın en kısa sürede bitmesi gerektiğini vurguladı. Bilindiği gibi, 2000 yılı Haziran ayında çıkan kanunla Birliklerin borçları silinmiş, istihdam fazlası personelin tazminatları karşılanmış ve dört yıl içerisinde yeniden yapılanmaları ön görülmüştü. Ancak bu yapılanma henüz başarılamadığından Birlikler tekrar borçlu duruma düştü ve bugün borç tutarları 1 katrilyonu aştı.
Haksız rekabeti doğuran ikinci neden ise tağşiş konusu. Gümrük vergileri veya piyasa şartları dolayısıyla ucuz yağların ayçiçeği, mısır ve zeytinyağı gibi yağlara karıştırılarak satılıyor olması, sektörde haksız rekabete sebep oluyor. Denetimlerin yetersiz ve cezaların caydırıcı olmaması tağşişi yaygınlaştırıyor.
Dahilde işleme rejimi kapsamında getirilen yağların ülkeden çıkışındaki denetimsizlik ve ihraç edilmiş ürünlerin ülkemize tekrar geri dönmesi de sektörün sıkıntıları arasında yer alıyor. 2009 yılının ilk üç ayında 120 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatının tamamına yakını Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB) kapsamında gelmesine rağmen bu miktarın çok altında ihracat yapılmış olması bunun en büyük göstergesi. Tabiî bu durum piyasada fiyat dengelerini de bozuyor. Başkan; “Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından uygulamaya konulan “Önce ihracat sonra ithalat” sistemi piyasayı rahatlatacak kanaatindeyiz” diyor.
Sektörde son birkaç aydır karşılaşılan başka bir problem daha var. Gürcistan ile yapılan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) gereği sıfır gümrük ile ayçiçeği tohumu ithal ediliyor. STA’ya göre ithal edilecek ayçiçeği tohumunun Gürcistan menşeli olması gerekiyor. Uğur’a göre, Türkiye’ye getirilen ayçiçeği tohumu miktarı Gürcistan’ın ayçiçeği tohumu üretim miktarının çok çok üzerinde. Başkan, bunun yanı sıra sanayiciyi sıkıntıya sokan ve piyasalardaki dengeyi bozan Yağlık Ayçiçeği Küspesi veya Kaba Unu adı altında getirilen ve ayçiçeği tohumu özellikleri gösteren küspeye de dikkat çekiyor. Bu küspe hem düşük vergi oranlı hem de referans fiyat uygulaması dışında kalıyor. Fiyat avantajı nedeniyle fazla miktarda getirilmesi haksız rekabete de sebep oluyor. Bu durum üzerine bir süre önce yağlık kaba ayçiçeği ununa da referans fiyat uygulaması getirildi. Ancak Başkan; ayçiçeği kaba ununun tarifinin yapılarak teknik özelliklerinin ortaya konmasını istiyor. Yağlı tohum ithalatında ülkemizi bekleyen bir başka tehlikeye de işaret eden Uğur; üretici ülkelerin artık kendi kırma sanayilerini geliştirerek yağlı tohum satışı yerine yarı mamul veya mamul madde ihracatına yöneldiklerini belirtiyor. “Tedbir alınmadığı takdirde Türkiye ambalajlı nihai ürün ithal etmek zorunda kalacaktır. Yağlı tohum üretimindeki yetersizlik ve net ithalatçı durumunda olmak sektörün geleceğini tehdit etmektedir” diyor. Başkan, sektöre yönelik eksikliklerin giderilmesini ve yapısal düzenlemelerin bir an önce uygulamaya geçirilmesini istiyor. Sözlerinin sonunda, “Derneğimizin, haksız ve yanlış uygulamalarla ilgili olarak tüm merci ve platformlarda mücadele ettiğini vurgulamak istiyorum” diyor.