Olaylara farklı açıdan bakmadan, farkındalık oluşturmak mümkün görünmüyor.
Geçen gün 8 yaşındaki oğlum internette “Her şeyi Bilen Kadın”ın başındaydı. Beyin kelimesini tutmuş ve onun bilip bilemeyeceğini sınıyordu. Duymayanlar için anlatayım. Lipton’un bu yeni kampanyası sadece yetişkinler arasında değil, çocuklar tarafından da beğenilmiş görünüyor. www.herseyibilenkadin.com’un karşısına geçiyorsunuz. Aklınızdan bir nesne tutuyorsunuz. 20 soruda aklınızda ne tuttuğunuzu biliyor. Çoğunlukla biliyor demek, daha doğru.
Yeni dalga, dolaylı reklamcılık uygulamalarından oluşuyor. Alternatif reklam da deniliyor. İnternet paylaşımlı reklam uygulamalarında yeni bir çığır açmış durumda.
Lipton, söz konusu etkinliğin daha tanıtımını yapmadı. Ama her geçen gün genişleyen bir dalgayla kullanımını artırıyor. İki hafta önce 1.5 milyon kişiye ulaşmıştı. Her birinin 6,5 dakika sayfada kaldığını düşündüğünüzde marka aidiyeti açısından ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Markanız size sanal bir eğlence sunuyor. Bunun yüzlercesi çıkabilir.

Bu konuda başarılı diğer bir örnek olarak Alpella Ole’yi sayabiliriz. Kampanya sitesinin adı www.10parmak10cikolata.com. Türkiye’nin ilk dijital kampanyası olma iddiasında. Burada marifetlerini gösteriyorsun. Çılgın Parmak ve Göster Kendini bahisleriyle Gittigidiyor.com’dan hediye kazanma şansı veriyor. Alpella Ole yepyeni bir ambalajda bir ürün sunup, dijitalle bir ilki başarmasının yanı sıra farkındalığını Obama’yı kullanarak yaptı. Kampanya 3 Nisan’da başladı ve 5 Nisan’da da ABD Devlet Başkanı Barak Obama, Türkiye’yi ziyaret etti. Obama’nın gençlerle sohbetini Yonja sitesinden canlı yayınladı. Obama’nın konuşmasını yaklaşık olarak 500 bin kişi izledi. Yonja yeni üyelikler elde etti ve dahası 10 Parmak 10 Çikolata Kampanyası tüketicilerle buluştu. 6 haftada 7 milyon izleyiciye ulaşmasını varın siz yorumlayın. Bunun için gençlerin takip ettiği site ve networkler kullanıldı. Her hafta meydan okumalara, başkaları katılacak ve katlanarak izleyici sayısı artacak. Burada internetin yanı sıra başka bir faktör daha devreye girdi. Turkcell’in mobil pazarlama ürünleri kullanıldı ve Turkcell’in veri tabanı kullanıldı. Cep telefonların özelliği, kişilere ait bilgileri de taşıyor. Buna göre gençlere gönderilen videolarda izlenme %87 rakamına ulaştı.
Dikkat ederseniz bir kampanyada kaç tane şirket ve marka devreye giriyor. Sadece Alpella değil, diğerleri de kazanıyor. Bu kadar etkiyi ve bu kadar izlenirliği hangi mecra ile sağlayabilirsiniz. Ne zaplamak mümkün ne de sayfayı kapamak. Bunda da eğlenirken marka aidiyetini sağlama şansı veriyor. Hele yeni bir ürün için büyük bir fırsat taşıyor. Her katılımcı kendi network’una bu videoları ve siteyi ulaştırarak viral pazarlamanın da başarısını göstermiş oluyor.
Daha ilginç bir reklam uygulamasını da www.bewareofthedoghouse.com/ sitesinde izleyebilirsiniz. Yeni nesil reklamlara çok güzel bir örnek oluşturuyor. Karısına hediye seçmede başarısız olan kocanın başına gelenleri tahmin bile edemezsiniz. Sonuçta koca doğru hediyeyi seçiyor. Ancak ortada ne marka, ne şirket görünüyor. Gerilim filmi tadında bu kampanyayı incelemenizi isterim.
Yeni nesil kampanyalardan bahsetmemin sebebi sadece bu iki yeniliği duyurmak değil. Son bir iki yılın çılgınlığı Facebook’u da yeni kampanyalar çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor.
Facebook, ilk gündeme geldiğinde; “Sosyalleşemeyenlerin sosyalleşme çabası” olarak isimlendiriliyordu. Artık dünyanın en büyük mecrası olarak görülüyor. Facebook, Twitter, Blogger, Flikr gibi çoklu paylaşım sitelerinin genel adı sosyal medya oldu.
200 milyon aktif kullanıcıya ulaşmış olan Facebook’a her geçen gün yeni fonksiyonlar yükleniyor. Nihai tüketicilere ulaşmak için kolay ve etkili bir yol. Şimdiye kadar şirketler pek iltifat etmiyorlardı ama onlar da artık Facebook ve diğerlerinde yer almanın kaçınılmaz bir iletişim yolu olduğunu gördüler. Aynı mobil kullanıcılar gibi sosyal medya kullanıcılarının da psikolojik ve demografik özellikleri belli ve aranılan hedef kitleye ulaşma açısından sağlıklı bir yol olarak görülüyor. Ayrıca tıklanma ve izlenme ile geri dönüşümler konusunda da ölçümlemeler veriyor.
Coca Cola yine bu alanda lider markalardan biri durumunda görünüyor. 500’ün üzerinde ayrı adreste farklı dillerde farklı uygulamaları yer alıyor. Bunlardan sadece bir tanesinde 3,5 milyon kişinin üyeliği yer alıyor. Coca Cola arşivinden reklamlara, video gösterilerinden promosyon ürünlerine ve bir o kadar kişinin yorumlarına, eleştirilerine ve ilgili linklere yer veriliyor. Tam anlamıyla çoklu bir paylaşım yaşanıyor.
Facebook’un bir diğer yoğun üyelik kazanmış markası da Starbucks. Onun da 500’ün üzerinde ayrı adresi yer alıyor. Fakat en fazla üyesi olan adreslerinden biri Coca Cola’nın ancak yarısı kadar. Bunun yanı sıra eleştiriler, yorumlar ve katkıların daha yoğun olduğunu kabul etmek gerekiyor. Starbucks, Twitter’ı da aynı yoğunlukta kullanıyor. Reklamları fazla kullanmayan Starbucks’ın sosyal medyadaki atakları dikkat çekiyor.
Alpella’nın Facebook’taki adreslerine baktığımızda ancak 62 tane görüyoruz ve en fazla üyesi, hayranı olan adresin de bine yaklaştığını fark ediyoruz. Yeni bir trend ama güçlü bir dalga olarak geldiğini görmek lazım. Alpella yerli bir marka. Bir dünya markası olan Lipton’un sayfaları 500’ün üzerinde. Ancak üyelikleri Coca Cola ile yarışamıyor.
Artık ne ürün ne de kişi markası sosyal medyadan uzak kalamaz. Kurumsallaşma sürecinde; sosyal medya, mutlaka kullanılması gereken bir mecradır. Sosyal medya, her geçen gün sosyal marketer olarak özellikler göstermeye başlıyor. İnsanların gerçek duygularını ve tepkilerini yansıtan özelliği sebebiyle başarılı bir saha ölçüm sistemi olarak da görülebilir. Şirketler bu alandaki etkinlikleri yönetmek zorundalar, aksi takdirde zaten birileri, müşterileri veya fanatikleri çıkıp sayfalar oluşturuyorlar. Marka kimliğini korumak ve ilişkileri yönetmek açısından bir zorunluluk ortaya çıkıyor. Mesela Wal Mart adıyla açılmış bir sayfada Hitler’in resmini görmek herhalde şirket yöneticilerini rencide etmiştir. Pınar, Türkiye’nin en önemli gıda markalarından biridir. Son günlerde en çok dikkat çeken gıda reklamlarından biri de Pınar Sucuk’tur. Kadir Çöpdemir’in çocuğuyla yaşadığı sucuk eğitim videoları internette bile dolaşıyor. Pınar Süt’ün 200’e yakın Facebook adresi olmasına karşılık Pınar Sucuk’un hiç sayfası bulunmuyor. Pınar Et, olarak aradığımızda ise sadece iki sayfa çıkıyor. Yılbaşında çok seyrettiğimiz Şahin Sucukları’nın bile sayfası olduğu göz önüne alınırsa bu konuda neler yapılması gerektiğini dikkatlerinize sunuyorum.
Gelinen noktada düşünülmesi gereken şudur: Twitter, Messenger, Facebook veya ilerde oluşacak yeni sosyal medyalar pazarlamanın geleceğine nasıl yön verecek? Peki, 3G’den sonra mobil iletişim, sosyal medyaya nasıl bir boyut katacak ve pazarlamadaki konumu ne olacak? Şöyle düşüncemizi biraz daha netleştirelim: Bugün 5 milyon gazete satılıyor ve en yoğun saatte ve maksimum izleyiciye ulaştığında bir TV kanalı ancak 20 milyon kişi tarafından izlenebiliyor. Halen 13 milyon internet hattı ve onun üç misli de internet kullanıcısı var. Fakat iş mobil sahipliğine gelince rakam 66 milyona ulaşıyor. 3G ile mobil iletişimin kazanacağı yoğunluğu ve etkideki gücü tahminlerin ötesine geçiyor. Yeni nesil pazarlama uygulamaları, yeni nesil reklamlarla başlar. Olaylara farklı açıdan bakmadan, farkındalık oluşturmak mümkün görünmüyor.