Geleceğin sebze ve meyve reyonları yaratıcı aşçılar ve zor beğenen tüketiciler için tasarlanmış çeşitli ürünlerle dolabilir. Araştırmaya göre yeni bitki ıslah teknolojileri sebze ve meyvelerin şekil, boyut, renk ve faydalarını iyileştirme potansiyeline sahip.
Yeni Zelanda’daki bilim enstitülerinden Plant & Food Research (Bitki ve Gıda Araştırmaları) üyelerinden Andrew Allan, yenilikçi ürünlerin “ilk kez satın alma” dürtüsüyle beraber piyasaya çıktığını söylüyor ve ekliyor: “Eğer ürün deneyimi iyi olursa tüketici tekrar satın alır. Seçeneklerin burada temeldir. Daha fazla seçenek sunmak riski azaltır.”
Yazarlar yeni yapılan bir araştırmada, CRISPR-Cas9 gen düzenlemesi uygulamasında, diğer genetiği değiştirilmiş ürünlerin aksine dışarıdan gen aktarımı olmadığı anlatılıyor. Bu ıslah tekniği, bilim insanlarının var olan genleri düzenlemesine dayanıyor. Bu çalışmalarda daha ziyade bitkinin tüketicinin tercihini belirleyen çoğu özelliğini kontrol eden transkripsyon faktörü genleri hedefleniyor. Bu çalışmalarda elde edilen bilgilerin ise geleneksel bitki ıslah programlarında bilinçli seçimler yapılmasına yardımcı olacağı ifade ediliyor.
Daha fazla renk maddesi üreten sebzeler
Allan’a göre gen düzenleme tekniğinde hedeflenen genler genellikle sebze ve meyvelere göz alıcılık faktörü veren renge etki ediyor. Bu renk maddelerinin çoğunlukla vitamin olarak işlev görme, kalp damar hastalığı riskini azaltma gibi insan sağlığına yönelik faydaları da olduğunu söyleyen Allan, genlerin düzenlenmesi yoluyla bu maddelerin üretiminin artırılması ile ürünün hem renginin daha canlı olmasının, hem faydalarının daha fazla olmasının sağlanabileceğini vurguluyor.
Patates ve elma gibi ürünlerin et kısmının renksiz olduğunu, bunun da genellikle “besin öğelerinin daha ziyade kabuk kısmında toplandığı” anlamına geldiğini söyleyen Allan, genler yoluyla sebze ve meyvenin et kısmında daha fazla besin öğesi üretilmesinin sağlanması ile her ısırıktan eşit fayda sağlanmasının garantilenebileceğini ekliyor.
Dışarıdan gen aktarımı yok, doğal süreç hızlandırılıyor
Allan söz konusu teknolojinin lezzet ve dokunun değiştirilmesi için de kullanılabileceğini ifade ederek, bu çalışmaların bir sonraki yeşil devrimi başlatabileceğini, gelişmiş ülkelerde daha fazla çeşit olmasını, gelişmekte olan ülkelerde verimin yükselmesini, iklim değişikliğine karşı direnç bile sağlanabileceğini ileri sürüyor. Allan “turbo ıslah” adını verdiği bu çalışmaların dışarıdan gen aktarımını gerektirmediğinin, doğada görülen farklılaşmalardan faydalandığının altını çiziyor.