Arıcılar Muğla'da toplandı: "Arı varsa hayat var!"

7. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi yurt genelinden ve dünyadan bal ve arı ürünleri üreticilerine ev sahipliği yapıyor. Kongre çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında BEE’O Propolis Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı konuştu. Konuşmasına, arıların ve arıcılığın dünyamız için önemine dikkat çekerek başlayan Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı şunları söyledi:

Bugün burada, Apimondia Kongresinden sonra arıcılık esaslı, düzenli olarak organize edilen en kalabalık uluslararası katılımlı kongre olma yönünde emin adımlar ile ilerleyen '7.Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi' için toplanmış bulunmaktayız. Dünya’mız için arıların önemi oldukça büyüktür. Öyle ki, tozlaşmanın %80’ine katkı sağlayarak hem üretim hem de doğal döngüde büyük rol oynayan arıların nesli tükenirse, dünyanın sadece 4 yıl ömrü kalacağı tahmin edilmektedir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu görüşü destekler nitelikte veriler sunmaktadır. FAO verilerine göre, dünya nüfusunun %90’nın beslendiği 100 ürünün arılar tarafından tozlaştırıldığı bilinmektedir. Örneğin; buğdayın %100’ü, elma, brokoli, soğan ve ayçiçeğinin %90'ı, pamuğun %80'i ve kayısının %56'sı arılar tarafından yapılan tozlaşma ile üretilebilmektedir.”

BEE’O Propolis Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı; arıcılık faaliyetlerine katkılarını anlattı

Türkiye’de daha önce üretilmeyen propolisi ilk kez 'Sözleşmeli Arıcılık Modeli' ile üretmek ve işleme yöntemini geliştirerek insan tüketimine uygun hale getirmek için sevgili eşim Ziraat Yüksek Mühendisi Taylan Samancı ve değerli hocam Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile birlikte 2013 yılında firmamızı İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te kurduk. Şu anda ise Türkiye genelinde 5000 sözleşmeli arıcımız ve 550.000 arı kovanımız ile çalışmalara devam ediyoruz.

Türkiye’nin ilk ve tek yerli Anadolu propolisi üreticisi BEE’O Ailesi olarak, Anadolu’nun dört bir yanından elde edilen değerli arı ürünlerini tüketici ile buluştururken, Türkiye’de ilk defa uyguladığımız Sözleşmeli Arıcılık Modelimiz ile arıcılarımıza alım garantisi, ekipman ve eğitim desteği sağlıyoruz. Onların haklarını, kendi haklarımız gibi koruma altına alıyoruz ve arıcılarımızı ailemizin bir parçası yapıyoruz. Ayrıca, satılan her ürünümüzden elde edilen gelirin bir kısmını ayırarak, arıcılarımıza yeni arıcılık malzemesi alarak desteklerimizi sürdürüyoruz.”

Türkiye’de ilk defa uygulanan sözleşmeli arıcılık modelinin detaylarına da değinen BEE’O Propolis Genel Müdürü Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı sözlerine şöyle devam etti:

“Arıcılık faaliyetlerine ilk katkımız Sözleşmeli Arıcılık Modeli ile başladı. Böylelikle hem arıları hem arı ürünlerinin kalitesini hem de arıcılarımızı korumuş oluyoruz. Bununla birlikte, Türkiye’nin ilk ve tek yerli, patentli Propolis Üreticisi BEE’O Ailesi olarak, yangın sonrasında hem maddi hem de manevi olarak sözleşmeli arıcılarımızın yanında yer aldık. Yangın bölgelerinde zarar gören sözleşmeli arıcılarımızın acil ihtiyaçlarını tespit ve temin etmek için arıcılık uzmanlarımız ve ziraat mühendislerimiz ile bu bölgelere ziyaretler gerçekleştirdik. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla yanan bölgelerin canlanması için projeler yürüttük. Arıların ve arıcılarımızın, ülkemiz ve dünyamız için kritik bir öneme sahip olduğunun bilinciyle halen çalışmalarımıza devam etmekteyiz.”

BEE’O Propolis Genel Müdürü Dr. Ası Elif Tanuğur Samancı: “Arıcılık sektörü, doğal afetlerden en çok etkilenen sektörlerden biridir!”

Orman yangınlarının olumsuz etkilerini, arıcılarımız ve arıcılık sektörü açısından değerlendiren Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Ülkemizde geçen yıl yaşanan doğal afetlerden en çok etkilenen sektörlerden biri ise, arıcılık sektörüdür. Özellikle orman yangınları, arıları ve arıcıları olumsuz yönde etkilemiştir. Bölgedeki yangınlarla bitki örtüsü tamamıyla yanmış, arıların nektar kaynakları yok olmuş, arıcılarımız ise evlerini, kovanlarını, arılarını, bal depolarını ve bal sağım makinelerini kaybetmiştir. Bölgenin önemli değerlerinden biri olan çam ağaçları da yangından olumsuz etkilenmiştir." dedi.

2020 yılı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre ülkemizin dünya bal üretiminde ikinci sırada yer alarak dünya kovan potansiyelinin %8,5’ine sahip olduğunu söyleyen Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı konuşmasına şöyle devam etti:

"TÜİK 2020 yılı verilerine göre ise Türkiye’de 8.2 milyon arı kovanı, 80 bin arıcılık yapan işletme ve sektörden geçimini sağlayan 150 bin'den fazla aile mevcuttur. Ülkemizde toplam 109.330 ton bal üretilmektedir. Muğla; 935.463 kovan kapasitesiyle Ege bölgesinde ilk sırayı almaktadır. Dünya’da çam balı üretiminde birinci olan ve çam balı üretiminin %92’sini karşılayan bu bölge yangın ile büyük zarar almıştır. Çam balının merkezi olan Muğla’da; yaklaşık 40 bin hektarlık bal ormanları, arılı 4.708, arısız ise 7.197 kovan olmak üzere toplam 11.905 arı kovanı, yangından zarar görmüştür."

Geçtiğimiz yıl yaşanan üzücü doğal afetin büyüklüğüne dikkat çeken Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı; “Ülkemiz ve Dünya arıcılığının teknik ve ekonomik sorunları ile çözüm yollarının tartışılacağı, Muğla çam balının ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılacağı, arıcılığın ve arı ürünlerinin dünü, bugünü ve yarınının konuşulacağı bu kongre kapsamında yer aldığımız için heyecan, gurur ve onur duyuyorum. Kongre Başkanı olarak sorumluluk alan Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ziya Şahin başta olmak üzere, kongrenin düzenlenmesi aşamasında emeği geçen herkese ve kongreye katılım sağlayan tüm değerli misafirlerimize teşekkür ediyor, arıcılık sektörü için uluslararası değer taşıyan bu kongrenin hepiniz için güzel geçmesini diliyorum… Unutmayalım ki, arı varsa hayat var!” diyerek sözlerini bitirdi.

- Gıda Hattı, Tarım bölümünde yayınlandı
https://www.gidahatti.com/haber/12552395/aricilar-muglada-toplandi-ari-varsa-hayat-var