BYSD Başkanı A. Edip Uğur: “Yağlı tohum üretimi yetersiz”
“Dünyada bitkisel yağ sektörü kabuk değiştiriyor. Artık üretici ülkeler kendi kırma sanayilerini geliştirerek ham madde satışı yerine yarı mamul veya mamul madde ihracatına yöneliyor.”
“Tedbir alınmadığı takdirde Türkiye nihai ürün ithal etmek zorunda kalacak”. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Başkanı A. Edip Uğur, ülkemiz bitkisel yağ sektörünün içinde bulunduğu durumu, bu sözlerle dile getirdi.
BYSD tarafından geleneksel olarak her yıl düzenlenen “Dünyada ve Türkiye’de Yağlı Tohum ve Ham yağ Piyasalarına Bakış” toplantılarının 2008-2009 sezonunun değerlendirildiği 2008 yılı toplantısı, 28 Ağustos tarihinde İstanbul Kalyon Otel’de gerçekleştirildi. Toplantının açış konuşmasını yapan AKP Balıkesir Milletvekili ve BYSD Başkanı A. Edip Uğur; 2007 yılında 1,7 milyar dolar ödediğimiz yağlı tohum ve türevleri ithalatına 2008 yılının sadece ilk 6 ayında 1,5 milyar dolar ödendiğini açıkladı. Konuşmasında, “Geçen yılın aynı dönemine göre ithalat rakamı %13 arttığı halde ödenilen döviz 2,5 kat artmıştır. Dış piyasalardaki fiyat artışlarının ülkemize, diğer bir ifade ile sektörümüze getirdiği ilave yük açıkça görülmektedir.” diyen Başkan Uğur, yaklaşık 1,2 milyon ton yağ açığının ithalatla karşılandığını belirtti. Başkan, dünya piyasalarında gerçekleşen fiyatlar hakkında da şu bilgileri verdi: “Dünya piyasalarında tarımsal ürün fiyatları 2006 yılında yükselmeye başladı ve artış eğilimi 2007 yılında devam etti. İçinde bulunduğumuz 2008’in ilk 6 ayında ise tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak hasat döneminin başlaması ile fiyatlarda önce artış durdu ve sonrada gerileme başladı. 2007 yılı Ocak ayında CIF 320 dolar olan ayçiçeği tohumu, 2007 Kasım ayında 700 dolar, 2008 Ocak ayında 925 dolar ve Haziran başında 940 dolara kadar yükseldi. Son haftalarda bu fiyat gerileyerek 520-500 dolar civarlarına düştü.
Yağlı tohum fiyatlarında yaşanan bu durum ham yağlarda da görülüyor. 2007 Ocak ayında CIF 650 dolar olan ham ayçiçek yağı, 2007 Kasımında 1.335 dolar, 2008 Ocak ayında 1.750 dolar ve Haziran başında 1.940 dolara yükseldi. Hasadın devam ettiği şu günlerde ayçiçeği ham yağ fiyatı 1.150-1.200 dolar civarında seyrediyor.
Aynı şekilde soya, mısır ve palm yağlarında da aynı inişler ve çıkışlar görülüyor. Dikkat çeken bir husus ise ham yağ fiyatları ile petrol fiyatlarının iniş-çıkışlarında uzunca bir süredir paralellik görülmesi”.

Mamul yağ ihracatı
BYSD Başkanı, bazı tarımsal ürünlerin yalnızca gıda maddesi olarak değil, yakıt olma özelliğinin keşfi ile endüstrinin ve dolayısıyla enerji sektörünün de ilgi alanına girdiğini belirterek, “Hatta tarımına da Enerji Tarımı ifadesi kullanılmaya başlanmıştır.” dedi.
Dünya yağlı tohum üretiminin son yıllarda büyük artış gösterdiğini ve son 5 yılda 330 milyon tonlardan 400 milyon ton üzerine çıktığına dikkat çekti. 2007 yılındaki fiyat artışlarının yağlı tohum ekim alanlarını genişlettiğini, yağışların da geçen yıla göre daha bol olmasının 2007 yılına göre %20 daha fazla bir yağlı tohum rekoltesi beklendiğini belirten Uğur konuşmasına şöyle devam etti: “Artık üretici ülkeler kendi kırma sanayilerini geliştirerek ham madde satışı yerine yarı mamul veya mamul madde ihracatına yönelmektedirler. Tedbir alınmadığı takdirde Türkiye nihai ürün ithal etmek zorunda kalacaktır. Zaten sektörümüzün en önemli problemi yağlı tohum üretimi yetersizliğidir. Yıllardır yağlı tohumlar ikinci plana atılmış ve ülke olarak tahıl birinci planda tutulmuştur. Korumalarda ve devlet desteğinde yağlı tohumlar geri planda kalmıştır. Gümrük vergilerindeki uygulamalar bunu açıkça göstermektedir.
Tarım Bakanlığı, tahıl bakanlığı haline gelmiş; yağlı tohumlar ve yağla ilgili tarım satış kooperatiflerinin sayısının çokluğu ve bu birliklerin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı olması, pancar şekeri konusunda bu Bakanlığın söz sahibi olması tarımı iki başlı hale getirmekte, dolayısı ile tahıllar ve yağlı tohumlar arasında denge kurulamamaktadır.
Yıllardır desteklemeler tahıllar lehinde yapılmış, yağlı tohumlar ile tahıllar arasındaki parite göz ardı edilmiştir. Ülkemizin birçok bölgesi yağlı tohum bitkileri üretim potansiyeline sahip olduğu halde, insan beslenmesinde temel bir madde olan bitkisel yağı üreten, stratejik ve ekonomik değeri yüksek bir sektör, dışa bağımlı bırakılmaktadır. Bu nedenle de Türkiye tarımdaki gelişme ve değişimleri yakalayarak ekolojik avantajını ekonomik çıkarlara dönüştürmek zorundadır”.
Toplantıda Akşam Gazetesi yazarı Deniz Gökçe “Son Gelişmelerle Türkiye Ekonomisi” başlıklı bir sunum yaptı. Gökçe sunumunda, tarımın 2008 yılı ilk çeyreğinde GSYİH Bileşenleri içerisinde %4,1 pay aldığını, yine ilk çeyrekte ekonomik büyümeye katkısının 0,2 olarak gerçekleştiğini, alkolsüz içecekler ve gıda kalemlerinin TÜFE hesabına göre Temmuz ayında %28 payla 4,4 oranında enflasyon artışında etkisi olduğunu açıkladı.
Dernek üyeleri, ilgili sektör temsilcileri, bürokrasi ve medyanın yoğun ilgi gösterdiği 2008 yılı değerlendirme toplantısında, Çukobirlik, Trakyabirlik, Bunge ve AgriPro tarafından pamuk, ayçiçeği, mısır özü ve palm yağları üzerine dünyadaki son gelişmeleri ortaya koyan sunumlar gerçekleştirildi.
Cargill Geneva’dan Olivier Salmon “Soya Yağı”, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı M. Ülkü Karakuş da “Türkiye Yem Sanayinde Yağlı Tohum Küspelerinin Kullanımı ve Arz-Talep Dengesi” başlıklı sunumlarıyla toplantıya katıldılar.
Üretici kanolaya yöneliyor
Geçtiğimiz yıl ayçiçeği yağında yaşanan fiyat artışları, bitkisel yağ üreticilerini kanola yağına yöneltti. Ayçiçeği yağına göre % 20-25 daha ucuz olması kanola yağını, ayçiçeği ve mısırözü yağlarından sonra üçüncü sıraya yerleştirdi. 2007’de 20.000 ton civarında gerçekleşen kanola yağı tüketiminin bu yıl 60 bin tona yükselmesi bekleniyor. Türkiye’nin yağ açığı, kanolanın yemeklik yağ olarak kullanımında artışa neden oluyor.
Kanola tohumunun ekimi de her geçen yıl yaygınlaşıyor. 22 Ykr. Olarak belirlenen destekleme primi, aynı zamanda ikinci ürün olarak yüksek verim de alınabilen kanolayı çiftçi için cazip ürün haline getiriyor. Üstelik yılda iki kez mahsul alınabiliyor.
Aynı zamanda, TBMM Zeytin ve Zeytinyağı ile Bitkisel Yağlar Araştırma Komisyonu Başkanlığını da yürüten BYSD Başkanı A. Edip Uğur, kanola yağının fiyatının düşük olması nedeniyle karışımda kullanıldığına dikkat çekiyor. Kanolanın fiyatı ucuz diye zeytinyağına ve ayçiçeği yağına karıştırılmaya başlandığını, bunu önlemek için yasa tasarısı hazırladıklarını söyleyen Uğur; “Karışım yapan üreticiye 20 bin YTL para cezası ile ticaretten men cezası, bu ürünleri satanlara da bin YTL ceza verilecek” açıklamasını yaptı.