Özellikle Rusya Federasyonu ve Çin’de hem gıda, hem de tıbbi ve kozmetik olarak kullanılan yalancı iğde, batı dünyasında da popüler olmaya başladı.
Prof. Dr. Neşet Arslan
Her gün gördüğümüz birçok şey dikkatimizi çekmez veya farkında olmayız. Ancak o nesneyi elimizden çıktığında veya hakkında bir şeyler duyduğumuzda fark edebilir veya hatırlarız. Ülkemizde yetişen bazı bitkiler var ki, maalesef bunlar yeterince bilinmemekte ya da hiç kullanılmamaktadır. Geniş bir yayılma alanı, çeşitli şekillerde kullanılabilme ve ihracat imkânları da olmasına rağmen, bunlardan birisi de ne yazık ki yalancı iğde bitkisidir.
Hippophae cinsi Elaeagnaceae familyasına dahil olup, 6 tür ve 12 alt türe sahiptir. Bu türlerden özellikle Hippophae rhamnoides L. türü önemli olup, H. rhamnoides subsp. sinensis (Çin), subsp. turkistanica (Çin ve Rusya Federasyonu), subsp. mongolica (Rusya Federasyonu ve Moğolistan), subsp. rhamnoides (Batı ve Kuzey Avrupa), ve subsp. caucasica (Doğu Avrupa, Kafkasya) olmak üzere beş alt türü vardır. Bu tür, özellikle Asya ağırlıklı olmak üzere Avrupa ve Asya’da 2-123. doğu boylamları 23-69. kuzey enlemleri arasında geniş bir yayılış göstermektedir. Çok büyük bir kısmı Çin’de olmak üzere toplam bir milyon hektarın üzerinde bir alanı kapladığı tahmin edilmektedir. Yalancı iğde, ülkemizde Hippophae rhamnoides L. subsp. caucasica ROUSI alt türü ile temsil edilmekte; Kastamonu, Çankırı, Kırıkkale, Samsun, Niğde, Nevşehir, Mersin, Sivas, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Ağrı, Van gibi illerimizde yetişmektedir. Bitkiye değişik yörelerimizde yalancı iğde, çıçırgan, yer iğdesi, çişkan, cıcılık gibi isimler verilmektedir.
Toprak ve su kaynaklarının korunması amacıyla özellikle Çin ve Moğolistan’da geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Moğolistan’da yapılan bir çalışmada km²’de 40.000 ton olan toprak kaybının bitkinin kullanımı ile 5.000 tona indiği tespit edilmiştir. Özellikle Rusya Federasyonu ve Çin’de hem gıda hem de tıbbi ve kozmetik olarak kullanılan bitki, batı dünyasında da popüler olmaya başlamış; şimdiye kadar bitki üzerinde üç ayrı uluslararası sempozyum düzenlenmiştir. Bunun en önemli nedeni meyvesinin bileşiminde gıda, farmakolojik ve kozmetik alanlarında değerlendirilebilecek pek çok maddeyi içermesidir. Yalancı iğdenin meyvesi olgunlaştığında sarı, turuncu veya kırmızı renkli olup, karotenoidler, lipidler, askorbik asit, tokoferoller, steroller, flavonoidler ve triterpenler açısından zengindir ve önemli bir antioksidan kaynağıdır. Yalancı iğde meyvesinin etli kısmında tür, alttür ve ekolojik faktörlere bağlı olarak %1.4-13.7 arasında; tohumunda ise %8-12 yağ bulunmaktadır. Meyvenin etli kısmı ve tohumunda bulunan yağların bileşimleri de farklıdır. Etli kısmın yağında bitkilerde çok az rastlanan palmitoleik asidi (%16-54), palmitik asit (%17-47) ve oleik asit (% 2-35); tohum yağının bileşiminde ise başlıca linoleik (%30-40) ve linolenik asitleri (% 20-35) bulunmaktadır. Bitkinin meyveleri bileşim bakımından birçok sebze ve meyveden çok daha zengindir.
Yalancı iğdenin meyveleri;
Tıbbi olarak; ülser tedavisinde, iltihap giderici, dermatolojik, antibakteriyel, ağrı kesici, bağışıklık sistemini ve hafızayı güçlendirici,
Kozmetik olarak; cildi koruyucu, doku yenileyici ve güzelleştirici, şampuan katkısı, Gıda olarak; meyve suyu, bitkisel çay, kurutulmuş toz şeklinde veya marmelat, jöle ve şekerlemelerde kullanılmakta ve değerlendirilmektedir. Özsuyunun rengi sarıdan portakal rengine kadar değişir; pH’sı ortalama 3.13 tür.
Dünyada 30 bin tonluk bir üretiminin olduğu tahmin edilmektedir. Bilhassa önemli bir C vitamini kaynağı oluşu, tohum ve meyvesindeki yağının kullanılma alanlarının giderek genişlemesi bitkinin tarımını da gündeme getirmiştir. Yetiştiricilik yönünden tohumlarında çimlenme, fidelerinde de gelişme; çeliklerinde köklenme ve tutma güçlüğü, dikenli oluşundan dolayı hasadındaki zorluklar önemlidir. Bitkiler 3-5 yıl sonra meyve bağlar; 6-7. yıldan sonra verimlilikleri artar. Verimli, bileşiminde bulunan maddelerce zengin, iri meyveli, dikensiz, hastalık ve zararlılara dayanıklı, toprağa yüksek azot bağlayan ve kullanım amacına uygun bitkilerin geliştirilmesi üzerinde durulmalıdır. Tek evcikli veya hermafrodit bitkiler seçilmeli veya iki evcikli bitkilerde verimi artırmak için 6-8 dişi bitkiye bir erkek bitki hesaplanmalıdır.
Dünyadaki gelişmelere bağlı olarak bizde de bu bitki üzerinde durulmaya başlanmış ve az da olsa bazı çalışmalar yapılmıştır. Ülkemizde doğal olarak yetişen bu bitkinin meyvelerinin değerlendirilmesine öncelik verilmeli, sonra tarımı üzerinde durulmalıdır. İçeride değerlendirilemese dahi -bazı kozmetik preperatları ülkemizde de satılmaktadır- ihracat potansiyelinin olduğu unutulmamalıdır. En azından başlangıçta kuşburnu gibi özsuyu içecek olarak veya diğer şekillerde gıda sanayinde kullanılabilir ve yan ürün olarak yağı alınıp ihraç edilerek katma değeri artırılabilir. Bitkinin ülkemizdeki potansiyeli değerlendirilmeye elverişlidir.
Yalancı iğdenin kimyasal bileşimi*
Bileşen İçerik
Vitamin C 360 mg / 100 g meyve
Vitamin E 203 mg / 100 g meyve
Karoten ve karotenoidler 16-28 mg / 100 g meyve
Flavonoid (meyve) 120-2100 mg / 100 g meyve
Uçucu yağ (meyve) 3.6 mg / 100 g
Kuru madde, %24.6- 33.8
Yağ, % (meyve) 3-5
Yağ (tohum), % 8 -12
* (Li ve Wang, 1998)