Düşük karbonlu bir gelecek için
Meksika Cancun’da yapılan iklim zirvesinde en somut taahhüt özel sektörden geldi.
Kopenhag Zirvesi’nden somut adımlar çıkmamasından olsa gerek; Meksika, Cancun’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansı (COP16)’dan beklentiler düşüktü. Ancak iş dünyası, 29 Kasım-10 Aralık 2010 tarihleri arasında düzenlenen zirvede, iklim değişikliğine karşı aksiyon almak konusundaki önemli taahhütlerini ortaya koydu. Böylece, umutların 2011 yılında Güney Afrika’nın Durban şehrinde gerçekleştirilecek 17. Taraflar Toplantısı’na (COP17) kaldığı Cancun’da en somut girişim, iş dünyasının liderlerinden gelmiş oldu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında kısır bir döngünün yaşandığı zirvenin ilk gününde, Coca Cola Başkanı ve CEO’su Muhtar Kent’in eşbaşkanlığını yürüttüğü Global Tüketim Malları Forumu (CGF) öncülüğündeki özel sektör, 2020 yılı itibariyle sıfır ormansızlaşma konusunda kolektif kaynakları harekete geçirmek ve 2015 yılı itibariyle HFC (Hydrofluorocarbon) gazlarının kullanımını sonlandırarak, HFC içermeyen soğutucular kullanmak konusundaki kararlılıklarını ortaya koydu. Forum’un bu girişiminin, düşük karbonlu bir çözümü hayata geçireceği değerlendirmesi yapıldı.
Panele katılan iş dünyasının liderleri, harcamalarını enerji verimliliği yönünde azaltarak üretim tesislerini ve dağıtım süreçlerini daha temiz enerji teknolojileri kullanacak şekilde yeniden yapılandırmanın sorunun çözümü yönünde önemli bir etki yaratacağını belirttiler.
2009 yılında kurulan Global Tüketim Malları Forumu, toplam geliri 2,8 trilyon doları aşan ve aralarında Coca-Cola, Cargill, Unilever, Barilla, Eckes-Granini, Migros, Nestle ve Tetrapak gibi 400 üretici ve perakendecinin CEO ve üst düzey yöneticilerinden oluşuyor.
Dergimize Forum’un girişimini değerlendiren Tüketici ve Çevre Eğitim Vakfı (TÜKÇEV) Başkanı Beyhan Aslan, çevre ve iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli faktörün, sanayi yatırımları olduğuna dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin, kamu ihalelerine “çevre dostu şirket” şartı getirmeye hazırlandığını hatırlatan Aslan, üretim aşamasında daha az enerji tüketen, organik ürün kullanan, belli miktarın altında karbon salan şirketlerden mal ve hizmet alımı yapılacak. Yeni yönetmeliğin birkaç yıl içinde tüm AB ülkelerinde uygulanmaya başlanmasının hedeflendiğini söyleyen Aslan, Çevre müzakerelerine başlamış bir ülke olarak, bu konuya azami dikkatin verilmesini gerektiğini vurguladı.
Türkiye’de zirvedeydi
Müzakerelerin ikinci gününde, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü koordinasyonunda “Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı” başlıklı bir yan etkinlik gerçekleştirildi. İklim Değişikliği Dairesi Başkanı Fulya Somunkıranoğlu’nun oturum başkanlığında gerçekleştirilen etkinlikte, eylem planının hazırlanma süreci, iklim değişikliği ile mücadele için yapılan çalışmalar, belirlenen stratejiler anlatıldı. Toplantı sonunda Bakanlık tarafından gerçekleştirilen ağaçlandırma seferberliğine ilişkin Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Haritadaki Yeşil Bölge, Türkiye” isimli tanıtım filmi gösterildi.
Kurak tarım arazileri artıyor
192 ülkeden yüzlerce delegenin bir araya geldiği COP16’da, daha çok fakir ülkeleri çevre dostu teknolojilerle tanıştıracak fonlar oluşturulması ve seragazı emisyonlarının azaltılmasını biçimlendirecek hedefler konulması gibi küçük adımlar atıldı. Ancak, Cancun müzakereleri, yüz milyonlarca insanın gıda hakkını garanti altına almak açısından da büyük önem taşıyor. BM Gıda Hakkı Raportörü Olivier De Schuetter de iklim değişikliğinin tarım ve gıdaya erişim için bir felaket olabileceği uyarısında bulundu. İklim Değişikliği Hükümetlerarası Bilimadamları Paneli’nin, 2000 yılının ortalarında 60 milyon hektar olan kurak ve yarı kurak tarım arazisinin iklim değişikliğiyle mücadelede başarı kazanılamazsa, 2020 yılına kadar 90 milyon hektara çıkabileceğini tahminine dikkat çeken De Schuetter, bunun 600 milyon kişinin daha açlık riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geldiğini belirtti.
Kuraklık Test Merkezi
Türkiye de kuraklığın etkilediği ülkeler arasında. Su kaynaklarını en üst düzeye çıkarmaya çalışan Türkiye, 4 Aralık’ta Konya’da hizmete giren Kuraklık Test Merkezi ile olası kuraklık tehdidine önlem almaya hazırlanıyor. Laboratuvarlar, seralar ve yapay iklimlendirme unsurlarından oluşan merkez, kuraklığa daha çok dayanıklılık gösteren, daha az su ile alınabilecek bitki tohumlarının geliştirilmesini amaçlıyor.