Sosyal medya gerçeği, her geçen gün şirketleri kuşatmaya devam ediyor. Bu kuşatma, yeni iletişim stratejileri oluşturulmasını da zorunlu kılıyor.
Kastamonu’nun ünlü türküsünü çoğu kere saçmalıklar ve anlamsızlıklar için söyleyip dururuz: “Manda yuva yapmış sögüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Tiridine, tiridine, tiridine bandım, para verip aldım, bedava mı sandın….”
Aslında saçmalık değil, mandanın yaşam öyküsü içinde nükteli sözlerle meramını anlatıyor. Ama konumuz o değil. Tirid bugün oldu twit yani Twitter ve bedava sandığımız şeye inanılmaz paralar veriyor şirketler. Sosyal medya gerçeği, her geçen gün şirketleri çepeçevre kuşatmaya devam ediyor. Bu kuşatma yeni iletişim stratejileri oluşturulmasını da zorunlu kılıyor.
CNBCE Business dergisi, şubat ayında sosyal medyayı en iyi kullanan 25 markayı seçti. Facebook, Twitter, FrinedFeed, YouTube, Flickr, bloglar gibi sosyal paylaşım ağlarını kullanarak müşterileriyle buluşan en iyi 25 marka şunlar: Nike, TTNet, THY, Ülker, Efes Pilsen, Turkcell, Mavi Jeans, Avea, Starbucks, Garanti Bankası, Oxxo, Avon, Eti, Microsoft, Akbank, Doğuş Oto, Favori, Rocco/Fritolay, Orkid, LG, Limango, Onur Air, P&G Prima, Samsung, Pegasus Havayolları.
Sosyal medya ilişkileri
Geçenlerde bilişim ve teknoloji konularına meraklı genç bir gazeteci arkadaşla karşılaştım. Ne yaptığını sorunca, “Sosyal Medya konusunda ajans kurdum” dedi. Peki, bu ajans ne yapıyor? “Şirketlerin sosyal medya ilişkilerini yönetiyor.”
Artık şirketlere reklam, halkla ilişkiler gibi sosyal medyayı da yöneten birer ajans gerekiyor. Bu şirketlerle ilgili sosyal medya ağlarında dolaşan olumlu, olumsuz bilgileri tarıyor, derliyor ve envanter oluşturuyor. Şirket ve markaların sosyal paylaşım ağlarında konumlandırılmasını sağlıyor. Olumsuz tepkilerin iletişimini ve müşteri ilişkilerini yönetiyor. En önemlisi de bu ağlarla ilgili kampanyalar yürütülmesini sağlıyor.
Sadece şirketler, markalar veya popüler kişilerin değil, neredeyse herkesin tüzel veya tekil değerinin yönetilmesinde etkin bir mecra niteliğine bürünmüş durumda. Belki de en etkili mecra haline dönüşüyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kayseri’yi ziyaretinde bir çobanla çektirdiği fotoğrafı Twitter’da paylaşınca, ertesi günü bütün gazeteler bunu birinci s
ayfalarına taşıdılar. Fotoğraf anlamlıydı, bir lider için yakalanabilecek hoş bir enstantaneydi ama Cumhurbaşkanımız bunu Twitter’da paylaşmasaydı, arşivler arasında tozlanıp gidecekti.
Dünyanın en büyük arama motoru olan Google’ı izlemek gerekiyor. Malum cep telefonları artık teknoloji merkezi ve en önemli kişisel yardımcılardan biri haline geldi. Cep telefonlarının gelişmesini gören Google, burada konumlanmak için üç yıl evvel Android yazılımını geliştirdi. Şimdi de Google+ diye sosyal paylaşım ağlarına katıldı. Google ayrıca dünyanın en büyük reklam mecrası durumunda.
Twitter kullanımında artış
Halkla ilişkiler ve iletişim konusunda küresel bir şirket olan Burson Marsteller, “Global Sosyal Medya Analizi” araştırmasını yayınladı. Fortune sıralamasında küresel ölçekte ilk 100 şirketin sosyal medya ağları kullanımının ele alındığı bir araştırma bu. Platform olarak microblogging’te Twitter’a, sosyal ağ’da Facebook’a, video paylaşımında YouTube’a ve şirket bloglarına bakıldı.
YouTube’un da şirketler için önemi her geçen gün artıyor. Kurumsal değerde videoları paylaşmada artış kaydediliyor. Türk Telekom’un Avrupa’ya internet bağlantısı konusundaki reklam filmi ekranlardan önce burada yayınlandı. Televizyon kanallarında gösterilmeye başlanmadan milyonlarca izlenirliğe ulaştı.
Yukarıdaki araştırma 32 ABD, 47 Avrupa, 18 Asya-Pasifik, 3 Latin Amerika şirketini kapsıyor. Elde edilen sonuçlar 2010 verileriyle karşılaştırıldı. Bu şirketlerin % 25’inin dört ana sosyal medya platformunu da kullandığı, hepsinde hesap açtırdığı ortaya çıkıyor. Bu ortalama orana en büyük etkiyi Asya ve (% 32) ve ABD şirketleri (% 21) yapıyor.
Şirketlerin %84’ü ise bunlardan en az birini kullanıyor. 100 şirketin geçen seneye oranla bu mecralardan en az birini kullanımı %6 artmış. Asya şirketlerinde ise bu artış %37’lere vararak ortalama oranı yukarı çekiyor.
Sosyal medya mecralarına tek tek bakıldığında ise şirketler açısından en büyük kullanım artışı Twitter’da. 100 şirketin Twitter kullanım artışı %18 olmuş, onu %14 ile Youtube ve %13 ile Facebook takip ediyor. Araştırma, şirketlerin Facebook sayfalarını takip edenlerin Twitter’a oranla fazla olmasına karşın, Twitter’ın şirketler tarafından en geniş ölçekte kullanılan p
latform olduğunu söylüyor. Şirketlerin Twitter kullanımının 2010 ile kıyaslandığında ciddi bir artış gösterdiği görülüyor. Bütün dünyada Twitter hesabına sahip olan şirketlerin oranı %77. Geçen sene bu oran %65 idi.
Ayrıca şirketlerin sadece sosyal medya ortamında görünelim zihniyetinin ötesine geçerek bu mecralarda daha faal olmaya başladığı gözüküyor. Burson- Marsteller araştırmasına göre, Fortune 100 şirketleri geçen yıla oranla sosyal medyada çok daha fazla retweet (bir kullanıcının yazdığı içeriği başkalarına iletmek) yapıyor. Geçen seneye oranla %78’lik bir artış söz konusu. Şirket başına düşen Tweet takipçisi sayısı %241 arttı. Asya şirketlerinde bu oran %328. Bir hesabı takip eden ortalama takipçi sayısı ise 5076. Twitter üzerinden hakkında konuşulan şirket sayısı geçen seneye oranla %90 arttı (bu oran artışında %118 ile Asya ve %106 ile Avrupa şirketleri etkili).
Asya şirketleri Facebook kullanımında önde, artış % 25. ABD şirketleri de bir şirkete düşen Facebook sayfası sayısında büyük bir artış göstermiş, %179. Asya’da ise bu oran sadece %18. Bir şirketin Facebook sayfasına düşen “like”(takipçi) sayısı küresel olarak %115 artmış. Bu artışta en yüksek pay Asya şirketlerine ait, %406. Avrupa şirketlerinde ise bu oranda pek bir değişme yok. Şirketler ayrıca Facebook’ta 2010’a göre duvarlarına daha fazla içerik (post) koyuyor. Facebook sayfalarındaki postlarını güncelleştiren şirket sayısı %84, bir önceki yıl bu oran %59 idi.
Youtube’a bakıldığında ise, Asya şirketleri bu mecradaki varlıklarını %26 arttırırken, ABD şirketlerinde hafif düşüş var.Toplamda ise şirketlerin Youtube kullanım oranı %14 arttı.
Sosyal Mecralar saydıklarımla sınırlı değil. İleride yenileri de çıkacak. Ama en önemlisi mobil marketinge bir yöneliş var. Ayrıca Twitter, Foursquare başta olmak üzere pek çoğu ara mecra yani gelecekte farklı konumlandırılmış bir mecraya geçiş niteliği taşıyor. Sipariş verilebilen, ikili anlaşmalar konusunda yetkilendirilmiş, daha etkili ve kuşatıcı ağlar haline dönüşebilir.
Sosyal ağlara duyarsız kalamayız.
