İş Bankası ve Koç Üniversitesi işbirliğiyle, toplum sağlığı alanında ülkemizin bilimsel ve akademik faaliyetlerine katkıda bulunmak amacıyla kurulan ‘Enfeksiyon Hastalıkları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde, Covid-19’un yanı sıra kırım kongo kanamalı ateşi ve tüberküloz gibi ülkemizde önemli olan enfeksiyonlarla ilgili de çalışmalar gerçekleştirilecek.
Türkiye’de bu ölçekte ilk ve tek olan Merkezde; enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili ileri düzeyde araştırma yapılması, hastalıkların tanı ve tedavileri ile korunma yollarının geliştirilmesi, enfeksiyon kontrolü, araştırmacı ve eğitimci insan kaynağının nicelik ve nitelik yönünden zenginleştirilmesi hedefleniyor.
Merkezdeki araştırmalara, çalışmalara ve eğitim programlarına; Merkezin Bilimsel Danışma Kurulu’nda da yer alan, Bankanın sağlık alanındaki iştiraki olan ve yaklaşık 30 yıllık geçmişiyle önemli birikime sahip Bayındır Sağlık Grubu da katılıyor.
“Yeni enfeksiyonlara karşı hazırlık yapılıyor”
Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörlüğünü; Bilim Akademisi Üyesi, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül yürütüyor.
Ergönül, Merkeze ilişkin yaptığı açıklamada, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi kurulurken, fakülte bünyesindeki biyogüvenlik laboratuvarının, yeni enfeksiyon riskleri düşünülerek planlandığını ve bazı çalışmalar yapıldığını söyledi.
| Tüberküloz aşısı COVID-19 (koronavirüs) ile mücadele de etkili mi? |
Pandemiyle birlikte, düşündüklerinin dünya ölçeğinde çok önemli bir sorun olduğunun görülmesiyle laboratuvarın büyütülmesine ihtiyaç duyulduğunu belirten Ergönül, “Bu çerçevede İş Bankası’nın desteğiyle ‘Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Uygulama ve Araştırma Merkezi’ kurulmuş oldu.
Devam eden pandemi koşulları ve bir yandan süregelen çalışmalarımızla dünya ölçeğinde düşündüğümüz böyle bir Merkezin kurulması, büyük önem taşıyor” dedi.
“COVID’e hazırlıksız yakalandık”
Dünyanın Covid-19’a hazırlıksız yakalandığına dikkat çeken Ergönül, “Covid-19’dan sonra da benzer salgınlar olabilir. Covid-19 esnasında, bu konuyla uğraşan kişileri bir araya getirip gücümüzü toplamak istedik ve önemli çalışmalar yapmaya başladık. Nisan ayından itibaren çalışmalarımıza başlamıştık. Pandemi döneminde tartışılan birçok konu vardı.
Covid-19’un nasıl bulaştığı da çok tartışılan konular arasındaydı. Fizik ve kimya alanından arkadaşlarımızla birlikte bunu optik sistemlerle görüntüleyerek, bilimsel kantılar üzerinden çalışmalar yürütüyoruz. Tanı testlerine de yoğunlaştık, bu alanda çalışmalarımız var. Covid-19’un, hala kesin bir tedavisi yok. Dünyada birçok ülkede ileri düzeyde merkezler olmasına rağmen pandemi, bütün dünyayı hazırlıksız yakaladı.
Biz bunun gibi salgınlara karşı bir daha hazırlıksız yakalanmak istemiyoruz. Pandemi esnasında da tedavi alternatiflerini gözden geçireceğiz. Bu kapsamda, yeni moleküllerin gözden geçirileceği ve ilk deneneceği yerlerden biri olacak. İlaçlar, olası moleküller denenecek, sınanacak ve ondan sonraki aşamaları devam ettireceğiz. İleride başka salgınlar olabileceğini de bugünden düşünmek lazım” diye konuştu.
“Çalışma alanı pandemi ile sınırlı değil”
Merkezdeki çalışmaların pandemi ile sınırlı olmadığının altını çizen Ergönül, “Halk sağlığını tehdit eden hem yerel hem küresel çaplı enfeksiyon hastalıklarına karşı en ileri düzeyde çalışmalar yaparak, bu alanda dünyanın önemli merkezlerinden biri olmak üzere işe koyulduk. Ülkemizde problem olan tüberküloz ve kırım kongo kanamalı ateşi gibi enfeksiyonlar başta olmak üzere, tüm dünyada kritik gördüğümüz enfeksiyonlarla ilgili çalışmalar yapacağız.
Pandemiden önce yoğunlaştığımız antimikrobiyal direnç, antibiyotik direnci de bizim en çok uğraştığımız alanlardan biri olacak. Ülkemizde gördüğümüz sorunlardan hareketle ama tüm dünyayı ilgilendiren, global düzeyde etkisi çok yüksek sorunlara çözüm bulmak için uğraşacağız” ifadelerini kullandı.
| Paralarda bulunan bulaşıcı hastalık tehlikesine dikkat! |
“Tanı, tedavi, korunma çalışmaları yürütülecek”
Prof. Dr. Ergönül, gerek tanı ve tedavi gerekse korunma yöntemlerine dair çalışmaların yürütüleceği Merkezde, aynı zamanda bilim insanlarının da yetiştirilmesinin amaçlandığını vurgulayarak, “Pandemi, tıpkı bir büyüteç gibi ülkemizde yapılması gerekenleri bize büyüterek gösterdi. Bu alanda yetişmiş bilim insanlarının ne kadar kritik olduğunu, Covid-19 salgınında daha iyi anladık. Salgın hastalıklarla mücadelede bizzat üreten ve üreterek ülkenin problemlerine çözüm getiren,
bunu da evrenselleştiren kişilere ihtiyaç duyuyoruz. Merkez, bu alandaki bilim insanlarının yetiştirilmesi açısından da ülkemiz için önemli bir adım” dedi.
Merkezle ilgili uluslararası alanda işbirliklerin de gideceklerini belirten Ergönül, “Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (ESCMID – European Society of Clinical Microbiology and Infectious Diseases), dünyanın en büyük enfeksiyon hastalıkları derneklerinden biri. Ben de Yönetim Kurulu Üyesiyim. Pek çok Avrupa ülkesiyle işbirlikleri geliştireceğiz.
İHA