Türkiye’nin rekabete açık en önemli sanayilerinden biri olan gıda ve içecek sanayisinin Strateji Belgesi ve Eylem Planı çalışmaları, Sanayi Genel Müdürlüğü ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından başlatıldı.
Türkiye’nin 2023 Vizyonu Doğrultusunda Gıda Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda ilk adım atıldı. Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın hazırlanmasına yönelik ilk çalıştay, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından 25 Haziran Salı günü Ankara’da gerçekleştirildi.
Açış konuşmasını yapan Sanayi Genel Müdürü Süfyan Emiroğlu, Türkiye’nin dünyanın 15’inci büyük gıda ve içecek ihracatçısı olduğunu vesektörün, Türkiye’nin dünya ile rekabet edebileceği alanlar arasında yer aldığını kaydetti.
Gıda ve içecek sanayinin her yıl ortalama yüzde 200 gibi yüksek oranda dış ticaret fazlası verdiğine işaret eden Emiroğlu, sektörün 2012 yılı ihracat ithalat dengesi incelendiğinde, yarattığı 4,5 milyar dolarlık artı değer ile cari açık sorununun çözümüne katkı sağlayacak potansiyele sahip olduğunu da belirtti.
600 milyona ulaşan yakın coğrafyamızdaki nüfusun sektörün büyümesi için imkânlar sunduğuna dikkat çeken Emiroğlu, %1,5 olan bölgedeki pazar payımızın mutlaka arttırılması gerektiğine de vurgu yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun için yeterli ve kaliteli hammadde üretiminin yanı sıra teknolojik yeniliklerin de takip edilmesi gerekiyor. Devlet tarafından gıda sektörüne yönelik çeşitli Ar-Ge teşvikleri sağlanmakta ancak sektörün bu imkanlardan yararlanma oranının oldukça düşük olduğu görülüyor. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde sektörle ilgili sadece 12 Ar-Ge şirketi faaliyet gösteriyor. Ar-Ge Merkezi olan firma sayısı ise sadece iki. Benzer şekilde, Teknogirişim Sermayesi desteği alan 1034 girişimcinin sadece 32’si yani yüzde 3’ü gıda sanayinde. 596 San-Tez projesinden ise sadece 28 proje gıda sanayi ile ilgili. Arzu edilen düzeyde bir gıda sanayi için bu sayılar, takdir edileceği üzere yetersizdir. Ekonomi için büyük bir katma değer ve istihdam yaratan gıda sanayinde hammadde, altyapı sorunları, güçsüz küçük işletmeler ve teknik personel istihdamı yetersizliği gibi bir dizi sorun var. Ancak bu sorunlar, kamu-özel sektör işbirliği ve diyalog mekanizmasının güçlendirilmesiyle aşılabilir.
Türkiye gıda ve içecek sektörünün rekabet gücünün artırılması ve ihracat potansiyelinin geliştirilmesi için sektörün bir stratejisinin olması gerekliliği ortadadır. Bu kapsamda sektörün öncelikli sorun alanlarından yola çıkarak stratejik hedeflerinin ve temel politika alanlarının belirlenmesi ve eylem planlarının oluşturulması gerekiyor. Sektörün önümüzdeki dört yıllık stratejisini hep birlikte belirleyebilmek için bir araya geldiğimiz bu çalıştaydan çok faydalı sonuçlar çıkacağına inanıyorum.”
Taranoğlu: “Büyümek istiyoruz”
TGDF Genel Sekreteri Ersin Taranoğlu da konuşmasında, Türk Gıda ve İçecek Sanayinin 280 milyar liraya yaklaşan cirosu ve 345 binin üzerinde çalışanı ile Türkiye’nin en büyük üretim sanayi olduğunu ifade etti.
“Bu konumuyla sanayimiz, ülkemizin büyük hedefi olan 2023 Stratejisi doğrultusunda sürdürülebilir ve kapsamlı bir gelişimin sağlanmasında önemli bir rol sahibidir” diyen Taranoğlu, Türkiye’nin, Asya, Avrupa ve Kuzey Afrika’dan oluşan üçgende bölgesel güç olma hedefiyle hareket ettiğine işaret etti. Gıda ve içecek sanayimizin bu bölgeye odaklanarak, ürünlerini bu pazarlara ulaştırma gayretinde olduğunu söyleyen Taranoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Gıda ve içecek sanayimiz artık ikinci bir faza geçmiştir ve bu nedenle Türkiye, gıda ve içecek sanayisini geliştirmelidir. Biz gıda ve içecek sanayi olarak büyümek istiyoruz. Her yıl dış ticaret fazlası veren büyük bir sanayiyiz. Böylesi bir sektörün stratejiye ve devletin destek ve yol göstericiliğine ihtiyacı var. Bu anlamda ilk defa önümüze bakıyor ve 2023’ü konuşuyoruz. Artık gıda üreticisi değil, ‘gıda sanayicisi’ olmak istiyoruz.”
Konuşmaların ardından kamu, üniversite ve özel sektör temsilcileri, gıda sanayinin güçlü ve zayıf yönleri ile iç ve dış etkenlerin etkisiyle oluşabilecek fırsat ve tehditlerin neler olabileceği yönünde analiz çalışması yapıldı. Yapılan analiz çalışması sonucunda gıda sanayine ilişkin “Rekabet Gücü”, “Gıda Güvenilirliği”, “Ham madde”, “Ar-Ge ve Yenilikçilik”, “İnsan Kaynağı” ile “Mevzuat ve Denetim” konu başlıkları öne çıkan hedefler oldu. Bu kapsamda, katılımcılar tarafından GZFT analizi sonucu belirlenen hedeflere yönelik eylem önerileri hazırlandı.