Ulusal bir hedef olarak belirlenen “çiftlikten sofraya gıda güvenliği” yaklaşımının son yıllarda en çok aşınan kavramlardan birisi haline geldiğini bildiren Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (Yum-Bir) Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Sungur, aşınmanın nedenlerini; sektörde yerine getirilmeyen üretim standartları, uygunsuz pazarlama koşulları, denetim yetersizliği, tüketici algısı ve kayıt dışı üretim olarak sıraladı.
Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (Yum-Bir) Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Sungur, kayıt dışı tavukçuluk başta olmak üzere sektörde yaşanan sorunlar ile 2017 yılında yenilenen Yumurta Tebliği ile yumurta pazarlamada başlayan yeni döneme ilişkin olarak Gıdahattı’na özel açıklamalarda bulundu.

“Çiftlikten sofraya gıda güvenliği yaklaşımı aşınıyor”
Adına yüzlerce sayfa mevzuat çıkartılan, hayvansal üretimin ve gıdanın konuşulduğu her platformda dillerden düşmeyen ve ulusal bir hedef olarak belirlenen “çiftlikten sofraya gıda güvenliği” yaklaşımının son yılların en çok aşınan kavramlarından biri haline geldiğine dikkat çeken Sungur, “Bu aşınmanın sebepleri arasında, yerine getirilmeyen üretim standartlarını, uygunsuz pazarlama koşullarını, denetim yetersizliğini, tüketici algılarını ve kayıt dışı üretimi sayabiliriz” dedi.
Öncelikli sorun kayıt dışı üretim
Bu sebepler arasında öncelikle kayıt dışı üretimin ele alınması gerektiğini vurgulayan Hüseyin Sungur, şunları kaydetti:
“Çünkü bu tür işletmelerin kim tarafından kurulduğu, nerede üretim yaptığı ve ürünlerini kime hangi koşullarda pazarladığı bilinmemektedir. Oysa kayıtlı ve onaylı işletmeler Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının izni ile üretim yapmakta ve üretimden pazarlamaya kadar her safhada denetlenmektedir.
Türkiye’de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı yaklaşık 1000 civarında kayıtlı işletme bulunmakta ve bu işletmelerde yıllık 20.3 milyar adet yumurta üretilmektedir. Yine Bakanlığa kayıtlı çok az sayıda küçük işletmede organik yumurta üretim yapılmakta ve yaklaşık 100 milyon adet organik yumurta üretilmektedir. Bunun yanında kırsal kesimde yaşayan insanlarımızın kendi ihtiyacı için tavuk yetiştirdiğini biliyoruz. Buraya kadar bir sorun yok. Sıkıntı bundan sonra başlıyor.
“Köy yumurtası, gezen tavuk yumurtası” aldatmacası
Endüstriyel üretim aleyhine yapılan yayınların ve haksız suçlamaların tüketicide oluşturduğu olumsuz algıdan yararlanmak isteyen bazı kişiler, az sayıda tavukla yumurta üreterek, ‘köy yumurtası, gezen tavuk yumurtası, organik yumurta” gibi adlarla ve 3-4 misli fiyatla satmaya başladı. Başlangıçta sınırlı sayıda ve yerel ölçekte yapılan bu üretim şekli giderek yaygınlaşmaya başladı, hatta bazı yerel yöneticiler tarafından mevzuata aykırı bir şekilde teşvik edilir hale geldi.”
Diğer gıdalar yumurtanın da üretilmesi, paketlenmesi, muhafazası, depolanması, taşınması ve pazarlanmasının mevzuat ile kurallara bağlandığının altını çizen Yum-Bir Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Sungur, yumurta üretimi yapmak ve pazarlamak isteyen her üreticinin öncelikle işletmesini Bakanlığa kayıt ettirmek, gıda ve/veya yem işletmecisi olarak onay almak zorunda olduğunu kaydetti. Sungur, şöyle devam etti:
“Kayıtlı üreticiler haksız rekabetle karşı karşıya”
“Öte yandan üretimde kullandığı tüm civcivleri Bakanlıkça izin verilmiş damızlıkçılardan temin etmek, onları sağlıklı yemlerle beslemek, izinli ilaç ve aşı kullanmak zorundadır. Aynı zamanda vergi mükellefidir. Kısacası üreticinin güvenilir yumurta üretmesi mevzuat ile zorunlu hale getirilmiştir.
Oysa kayıt dışı üretimden gelen yumurtaların hangi tavuktan hangi koşullarda üretildiği belli değildir. Kısacası bir korsan üretim söz konusudur. Öte yandan bu kişiler vergi de ödemezler. Bu yetmezmiş gibi, tavuk pisliğine bulanmış yumurtaları saman içine koyarak, ‘köy yumurtası, gerçek yumurta, doğal yumurta, horozlu yumurta’ gibi etiketleme tebliğine aykırı beyanlarla rahatça pazarlarlar. Bu durum hem tüketicileri yanıltmakta, hem de vergisini ödeyen kayıtlı üreticiler açısından haksız rekabet oluşturmaktadır.”
Yumurta Tebliği değişikliği
Kayıt dışı yumurta üretiminin artması ve uygunsuz koşullarda pazarlanmasına karşı harekete geçen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Yumurta Tebliği’nde değişiklik yaparak, denetimlerini artırdığını vurgulayan Sungur, şu bilgileri verdi:
“Türk Gıda Kodeksi Yumurta Tebliği değişikliği, 24 Kasım 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak tebliğin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecilerine, tebliğ hükümlerine uyum sağlamaları için 16/4/2018 tarihine kadar süre verildi.
Tebliğin getirdiği değişikliklerin başında yumurtanın üzerinde işletme ve kümes numarasına ilave olarak yetiştirme yöntemini açıklayan yetiştirme metodu kodunun da yer alacak olmasıdır. Yetiştirme metodu kodu, işletme ve kümes numarası önüne, organik yetiştiricilik için 0, serbest yetiştiricilik için 1, kümeste kafessiz yetiştiricilik için 2, kafesli yetiştiricilik için 3 olacak şekilde damgalanmak ve ambalaj etiketinde yönteminin açıklanacak olmasıdır. (Örnek: Organik yetiştiricilik için 0TR060000060000-01).
Tebliğde yumurtlama tarihinin, yumurtanın kabuğuna yazılması zorunlu olmaktan çıkarılmıştır. Diğer önemli bir değişiklik ise B sınıfı yumurtaların pastane, kantin vb. işletmelere doğrudan satışının yasaklanması ve sadece yumurtanın işlendiği işletmelere gönderilebilecek olmasıdır.
Yeni tebliğ yumurtanın kalite kusurlarına dair toleransları da yeniden belirlemiştir. Tebliğde yapılan bu değişiklikler ile tüketicilerin yanıltılmasın önüne geçilmesi ve kayıt dışı üretimin önüne geçilmesi ve güvenilir yumurta arzının garanti altına alınması amaçlanmaktadır.”