Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan “İklim Değişikliği ve Tarım” kitapçığında, “Tarımda iklim değişikliğine uyum seferberliğine geçilmeli, İklim Değişikliğine Uyum Fonu oluşturulmalı, Tarımda İklim Değişikliği Araştırma ve Uygulama Enstitüsü kurulmalı” önerilerine yer verildi.
İklim değişikliği, etkileri ve sonuçları itibariyle dünyayı yakından ilgilendiren önemli bir sorun niteliğinde…
İklim değişikliğinin etkileri ve sonuçları hissedilir şekilde yaşantımızı etkilerken; salgın hastalıklar, kuraklık, erozyon, çölleşme, iklim kuşaklarının yer değiştirmesi, şiddetli hava olaylarının artması, deniz seviyesinin yükselmesi, doğal dengenin bozulması sonucu yaşam türlerinin zarar görmesi ve insan sağlığının bozulmasına neden oluyor.
Bu durum sosyo-ekonomik sektörleri ve ekolojik sistemleri doğrudan yada dolaylı olarak etkileyerek istenmeyen sonuçlara yol açıyor.
İklim Değişikliği ve Tarım
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarımsal Çevre ve Doğal Kaynakları Koruma Daire Başkanlığı, iklim değişikliğinin tarıma etkileri ve buna karşı alınan önemleri anlatmak amacıyla “İklim Değişikliği ve Tarım” kitapçığını yayımladı.
İklim değişikliğinin, tarımsal faaliyetler üzerindeki etkileri üretim ve beslenme ilişkisi nedeniyle ayrı bir öneme sahip olduğu belirten kitapçıkta, tarım sektörünün iklim değişikliğinden daha az etkilenmesi açısından iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı gerekli önlemlerin alındığı, çiftçilerde farkındalığı artırmak amacıyla iklim değişikliğinin etkilerinin azaltımı ve uyumu konularında çalışmalar yapıldığının altı çizildi.
Dünyada iklim değişikliğinden en çok etkilenmesi beklenen bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda yer alan Türkiye’de kuraklığın geniş bölgelerde hissedileceği ve aşırı sıcak günlerin sayısının artacağı öngörüsüne yer verilen kitapçıkta, bu nedenle sorunun ulusal anlamda ciddiyetle ele alınması gerektiğine dikkat çekildi.
“Tarım sektörü için risk büyük”
Kitapçıkta, iklim değişikliğinin tarıma etkilerine ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi:
“Genel olarak bütün tarım mahsullerinin büyümesi için toprak, su, güneş ışığı ve sıcaklık ihtiyacı vardır. İklim, sayılan bileşenlerin hepsine etki eden dinamik bir bileşendir. Bu nedenle tarım sektörü için yarattığı risk, içerdiği bilinmezlikler yüzünden çok yüksek seviyededir.
TÜSİAD’ın 2020 Tarım ve Gıda Raporunun “İklim Odaklı Politikalar” başlığında belirtildiği üzere;
- Türkiye için önümüzdeki 10 ve 20 senenin tarım politikaları belirlenirken, 2-3⁰C sıcaklık artışı ve bu artışın iklim üzerine yaratacağı etkiler varsayım senaryosu olarak ele alınmalı ve politika planları bu çerçevede yapılmalıdır.
- 1,1-1,3°C’lik sıcaklık artışlarında, GSYH’ a değişimi ilk periyotta (2030-2034) %1, ikinci periyotta (2040-2049) ise %1,4’lük bir düşüş görülmektedir.
- 2030-2039 yılları arasında ortalama verim kayıpları %6-7 civarında iken, 2040-2049 arasında verim kayıplarının ortalaması %8-9 seviyesine ulaşmaktadır. Genel olarak, iklim koşullarındaki değişimin etkisi yalnızca tarım sektörü aracılığıyla simüle edilse dahi, etkiler ekonominin geri kalanına da belirgin bir şekilde nüfuz etmektedir.
- Küresel ortalama sıcaklıktaki her bir santigrat derece artışın, küresel ortalama arazi verimlerini buğdayda %6, mısırda %7,4, pirinçte %3,2 ve soya fasulyesinde %3,1 azaltacağı öngörülmektedir.
Dünya genelinde yayınlanan literatürde kullanılan bin civarında model sonucunu değerlendiren IPCC, 3 derecelik sıcaklık artışları için (2050 yılı civarında) %25-50 seviyesinde verim kayıpları öngörmektedir.
- Bununla birlikte, tahıllarda yıllık verim değişkenliğinin de artacağı öngörülmektedir. Tahıl ürünleri fiyat esneklikleri düşük birincil tüketim ürünleri olduğu için yıllık değişkenlikler uluslararası piyasalarda risk algısını artırmaktadır.
İklim Değişikliğinin Tarıma Etkileri
- Daha sıcak ve az yağışlı iklim koşulları
- Ekstrem meteorolojik olaylarda artış
- Su kaynaklarında azalma
- Kuraklık şiddetinde artış
- Su ve toprak kalitesinin bozulması
- Ekosistemin bozulması ve biyolojik çeşitliliğin azalması
- Ekolojik alanlarda kayma
- Tarımsal üretimde ve kalitede azalma
- Zararlılarda ve hastalıklarda artış
- Gübreleme ve ilaçlama sorunları
- Sürdürülebilir gıda güvenliği sorunları
İklim Değişikliğinin Tarımsal İşletmelere Etkileri
- Ekim-dikim problemi
- Hasat-harman problemi
- Toprak işleme problemi
- Gübreleme problemi
- İlaçlama problemi
- Kültürel problemler (çapalama, budama v.s.)
- Verimde problemler
- Kalitede problemler
- Suyun/sulama suyunun teminindeki problemler
- Bitkisel çeşitlilik problemleri
- Artan CO2 konsantrasyonlarının bitki gelişimini artırması
Gıda Sektörüne Etkileri
21. Yüzyılın stratejik sektörleri arasında gösterilen gıda sektörü, 2050’de 10 milyara ulaşacağı hesaplanan dünya nüfusunun beslenmesinde önemli bir tehdit ile karşı karşıyadır. Araştırmalar, 2050 yılında dünya nüfusunu beslemek için tarım ve gıda üretiminin, bugünkü düzeyinden en az %50 oranında arttırılması gerektiğini belirtmektedir. IPCC’nin Değerlendirme Raporları, iklim değişikliğinin etkisiyle dünyada su kıtlıklarının ve kuraklıkların artacağını, tarımsal verimliliklerin düşeceğini, gıda fiyatlarında dünya genelinde %85’e varan artışların gerçekleşebileceğini öngörmektedir. Yağış rejiminin değişmesi nedeniyle bazı tarım alanlarının kuraklaştığı, tarımsal ürünlerin olgunlaşma sürelerinin değiştiği, bazı tarım alanlarının sel suları altında kalarak kullanılamaz hale geldiği ya da deniz suyunun yükselmesi ile tuzlandığı ve bu koşullarda verimin düştüğü bilinmektedir. Yüksek sıcaklıklarda gıdalarda bakteri üretimi artacaktır. İklim değişikliği gıda güvenliğini de tehdit etmektedir.
ÖNERİLER
İklim değişikliğinin etkilerine hazırlıklı olmak için öneriler şu şekilde sıralanmıştır.
- Tarımda iklim değişikliğine uyum seferberliğine geçilmelidir.
- İklim değişikliğine “Uyum Fonu” acilen oluşturulmalıdır.
- Tarımda İklim Değişikliği Araştırma ve Uygulama Enstitüsü kurulmalıdır.
- Düşük gelirli çiftçilere iklim değişikliğine uyum destekleri sağlanmalıdır.
- Doğrudan ekim uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır.
- Yağmur hasadı uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır.
- Organik tarım ve diğer doğa-dostu tarımsal yöntemlerin tüm tarım topraklarının %10 ve üzerinde uygulanması hedefi konmalıdır.
- %100 basınçlı sulamaya geçilmelidir.
- Arazi toplulaştırma yaygınlaştırılmalıdır.
- İklim bazlı dinamik tarımsal sigorta yaygınlaştırılmalıdır.
- Risk-yönetim odaklı uluslararası ticaret politikaları geliştirilmelidir.
- Türkiye genelinde çiftçiler, çocuklar ve gençler iklim değişikliğinin gözlemlenen ve beklenilen etkilerine bağlı olarak, eğitim programları ile desteklenmelidir.
İklim değişikliğinin etkilerine uyum ve sera gazı azaltımı
Sonuç olarak; iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz Havzasında yer alan ülkemizin, gerek iklim değişikliğinin etkilerine uyum ve gerekse sera gazı emisyonunun azaltımı, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etme konusunda faydalı olacaktır.
Arazi bozunumunun önlenmesi için sürdürülebilir toprak yönetimi, iklim değişikliğine uyum kapasitesinin artırılması için iklim dostu tarım uygulamaları, biyolojik çeşitliliğin korunması, tarım ve orman alanlarının verimli kullanımı çerçevesinde düşük karbon salımı teknolojilerinin adaptasyonu ve yaygınlaştırılması sureti ile arazi kullanımı yönetiminin sürdürülebilirliğini geliştirmek ve gıda güvenliği açısından tarımsal çevrenin koruma – kullanma dengesi içerisinde sürdürülebilir kullanımının yaygınlaştırılması maksadıyla ülkemizde projeler yürütülmekte olup, yeni projelerin hayata geçirilmesi elzemdir.”
Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün “İklim Değişikliği ve Tarım” kitapçığına ulaşmak için tıklayınız.