• Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!
Gıda Hattı
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Gıda Hattı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Güncel

Sürdürülebilirlik… “Daha iyi bir yaşam için”

28 Ocak 2016
Süre:9dk Okuma
Sürdürülebilirlik… “Daha iyi bir yaşam için”
FacebookTwitterLinkedinPinterestWhatsappEposta

DİLEK EMİL  Yaşar Holding Kurumsal İlişkiler Koordinatörü

Sürdürülebilirlik son zamanlarda özellikle iş dünyasında daha sık kullanılan ve duyulan bir kavram. Hatta şirketler hiçbir yasal bir zorunluluk olmadan sürdürülebilirlik raporları yayımlıyorlar.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan 31 Ocak 1999’da iş dünyasının liderlerine şöyle seslenmişti: “ Ulusal piyasaları bir arada tutan şey ortak değerlerdir. Ekonomik dönüşüm ve güvensizlik ortamında insanlar, en kötü olasılık gerçekleştiği takdirde bile belli standartların korunacağına inanmak isterler. Oysa günümüz küresel pazarı bu güveni vermiyor. Bu güven ortamı sağlanıncaya dek küresel ekonomi soğuk savaş sonrası dünyaya hakim olan korumacılık, popülizm, milliyetçilik, etnik şövenizm, fanatizm ve terör gibi güçlerin saldırılarına karşı savunmasız kalacak. Ulusal düzeyde kamu yararını gözeten hükümetler varsa da küresel düzeyde bu işlevi gören bir kurum mevcut değil. Ancak özel sektör uluslararası şirketleri ve tedarik zincirleri sayesinde dünyanın dört bir yanına ulaşma gücüne sahip.” Bu gerçekten hareketle Annan özel sektörü; insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele başlıkları altında sıralanan 10 evrensel ilkeye uymaya davet etti.

Bu ilkeler, BM tarafından önce “Bin Yıl Kalkınma” ve şimdi ise geliştirilerek  “Sürdürülebilir Kalkınma” olarak açıklanan hedeflere ulaşabilmek için uyulması gereken temel ilkelerdir. Yoksulluğun, açlığın yok edilmesi, gıda güvenliğinin ve herkes için doğru ve yeterli beslenmenin sağlanması , eğitime, temiz suya ulaşımın ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması, enerjinin ulaşılabilir olması, sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerinin geliştirilmesi, orman kayıplarının durdurulması, çölleşmenin önlenmesi, sürdürülebilir kalkınmanın hedefleridir.

BM bu konuda hükümetlerin yanı sıra özel sektörü de etkili bir paydaş olarak görmekte. Çünkü içinde yaşadığımız dünyanın kaynakları hızla tükeniyor; çevresel bozulma, özellikle iklim değişikliği artık bir gerçek.

2050 yılında 9 milyar olması beklenen dünya nüfusunun temel ihtiyaçlarını karşılamak için dünyamız gibi 3 gezegene daha ihtiyacımız olacağı söyleniyor. Doğal kaynağa ulaşmadan üretim, üretim olmadan ekonomi, ekonomik yaşam olmadan da barışçıl bir toplumsal yaşam düşünülemez. İşte bu nedenle ekonomi, çevre ve sosyal yaşam arasındaki denge çok çok önemli.

Bugün ihtiyaçlarımızı karşılarken, yarın gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilme olanaklarını tehlikeye sokmamak “sürdürülebilirlik” için yapılan en güzel tanım. Sürdürülebilirlik için tek kıstas elbette çevrenin korunması ve iyileştirilmesi değil. Şirketler karlılık ve verimlilik esasına göre faaliyetlerini sürdürürken, içinde bulundukları topluma katkıda bulunmaya da çalışmalı.

Eski dünya düzeninde şirketlerin temel amacının kar elde etmek, temel sorumluluğunun ise sadece şirket ortaklarına olduğu düşüncesi hakimdir. Yeni dünya düzeninde ise şirketlerin kar amacının toplumsal çıkarlar ile paralel olabileceği bir ilişki tanımlanmaktadır. Bu yapıda şirketlerin sorumluluğu sadece şirket ortaklarına değil, tüm paydaşlaradır. Sürdürülebilir şirketler olmak için, geleneksel “ekonomi öncelikli” bakış açısının yanına sosyal ve çevresel bakış açısını da yerleştirmek gerekmektedir.

Şirketlerin bunu başarabilmeleri için, ortak bir kalkınma kültürüne sahip olmaları gerekmektedir. Nitekim BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (KİS), sürekli rekabet içindeki iş dünyasına ortak bir kalkınma kültürü oluşturmak üzere evrensel ilkeler öneren yenilikçi bir kurumsal sorumluluk yaklaşımıdır. Vizyonu, “sürdürülebilir ve kapsamlı küresel ekonomi” olan KİS’e taraf olmak tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır.

KİS ilkelerini benimseyen işletmeler, orta vadede ekonomik kazançlarını arttırırken, çevresel ve toplumsal sorumluluklarını en bilinçli ve en yararlı şekilde yerine getirmenin kurumlarına ve markalarına kattığı değeri de yaşamaktadırlar. KİS sürdürülebilirlik alanında, sadece şirketler için değil, dernekler, STK’lar ve üniversiteler için de yol gösterici bir mekanizmadır. Elbette KİS’in yanında diğer bazı yol gösterici mekanizmalar da var. EFQM (Mükemmellik Modeli) de sürdürülebilirliği iş süreçlerinin bir parçası yapmada çok önemli bir model.

Sürdürülebilirlik faaliyetlerine devam eden şirketlerin karşılaştığı problem, sürdürülebilirliğin içselleştirilmesinde yaşandı ve hala yaşanıyor. Yani sürdürülebilirlik hala şirketlerin olağan faaliyetlerinden ayrı bir kulvarmış gibi düşünülüyor. Bunu aşabilmenin tek yolu, sürdürülebilirliği iş süreçlerinin bir parçası haline getirmek. İşte bu anlamda EFQM çok yararlı bir model sunuyor. Sürdürülebilirliğin iş süreçlerinin bir parçası olması demek, verilen kararların sadece ekonomik değil çevresel ve sosyal etkilerini düşünmek, hesap etmek demektir.

GRI (Global Reporting Initiative- Küresel Raporlama Girişimi)’ın da vizyonu, gelecekte sürdürülebilirliğin şirket karar alma mekanizmalarının ayrılmaz bir parçası haline gelmesidir. Sürdürülebilirlik hakkında net ve açık biçimde iletişim kurmak için, küresel olarak paylaşılan bir kavram çerçevesi ve tutarlı bir dilin yanında çeşitli ölçütler gereklidir. Finansal raporlamada uyulması gereken kurallar bellidir ve bu sayede finansal tabloların karşılaştırılabilme imkanı vardır. Finansal raporlamada olduğu gibi, sürdürülebilirlik raporlamasında da güvenilirlik, tutarlılık ve karşılaştırılabilirlik ilkelerinin sağlanabilmesi önemlidir. GRI raporlama için işte bu tür bir çerçeveyi sunar.

GRI’ın önümüzdeki 10 yıl için sürdürülebilirlik ve raporlama trendlerini incelediği analizine göre; şirketlerin ve paydaşların önümüzdeki dönem içinde sürdürülebilir ekonomiye yönelik ele almaları ve şekillendirmeleri gereken konuların başında kısıtlı ham madde, iklim değişikliğine yönelik politika ve aksiyon planları geliştirilmesi, atıkların azaltılması ve eko-sistem kirliliği ile mücadele etme, göçlerden kaynaklı toplumsal ve sosyal sorunlarla baş etme, etik ve yolsuzluk gibi itibar krizlerine karşı politikaların geliştirilmesi yer alıyor.

Kısıtlı ham madde sıralamanın en başında yer alıyor. Özellikle ham madde olarak doğanın kendisini kullanan tarım, gıda ve içecek sektörleri iklim değişikliği ile ortaya çıkacak değişmelerden en fazla etkilenen sektörlerden olacak.

Her risk bir diğer riski beraberinde getirmektedir. İklim değişikliği ile birlikte doğabilecek bir su riski, özellikle bitkisel üretimi etkileyecek, yem bitkilerinin de etkilenmesi durumunda hayvancılık ve devamında hayvansal ürünleri işleyen sektörler olumsuz yönde etkilenecektir.

İklim değişikliğinin bir diğer sonucu gıda güvencesinde ve güvenliğinde ortaya çıkabilecek risklerdir. Gıda ve sağlık konusunda oluşabilecek olumsuzluklar nedeniyle göçler kaçınılmaz olacaktır. Suriye’de yaşanan siyasi istikrarsızlığın ortaya çıkardığı göç sorununu en ağır yaşayan ülke olan Türkiye, gelecekte iklim değişikliğinin etkisiyle göç edecek insanlar için geçiş noktası olmaya devam edecektir. Hatta Türkiye’nin bazı bölgelerinden diğer bölgelerine geçiş de hızlanacaktır. Çünkü 2050’de bugün az yağış alan ve su riski ile karşı karşıya olan bölgelerimz su kıtlığı çeken bölgeler haline gelecektir.

İklim değişikliği ile mücadelenin yolu ise sera gazı emisyonlarının azaltımından yani karbon ayak izinin küçültülmesinden geçmektedir. Karbon ayak izinin küçülmesi, fosil yakıtlardan uzaklaşmayı, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi ayrıca enerji tasarrufunu ve verimliliğini gerektirmektedir.

Şirketlerin genelde izlediği yol, öncelikli olarak sürdürülebilirliğin çevre boyutunda harekete geçmektir. Karbon ayak izi çalışmaları, enerji tasarrufu ve verimliliğini beraberinde getirdiği için, finansal sonucu çabuk görülen çalışmalardır ve bu çalışmaları genelde su ayak izi çalışmaları takip etmektedir. Tüm değer zincirinde karbon ve su ayak izini ölçmek, özellikle gıda ve içecek sanayiinde tarım ve hayvancılığı da içine alan bir çalışma olması ve veriye ulaşımın zorluğu nedeniyle meşakkatlidir.

Gelinen noktada, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik daha iyi anlaşılan bir konu haline gelmiştir. O nedenle karbon ve su ayak izinin yanı sıra, atıkların azaltılması, geri dönüştürülmesi, israfın azaltılması gibi konularda daha fazla çalışma gözlenmektedir. Ancak, sürdürülebilirliğin sosyal boyutu biraz daha geri planda kalmaktadır. Halbuki, şirketlerin çalışanları ve aileleri başta olmak üzere, içinde faaliyet gösterdikleri topluma yapabilecekleri çok büyük katkılar mevcut. İş sağlığı ve güvenliği başta olmak üzere, iş gücü uygulamaları, çalışan memnuniyetini arttırmak, kadınlara işe alımda ve özellikle yönetici olmada sağlanacak olanaklar, etik kodların uygulanması, sosyal güvencesiz işçi çalıştırmama, çocuk işçiliğine son verilmesi, sosyal alanda yapılabilecek çalışmaların bazı başlıkları.

GRI’ın analizinde dikkat çeken bir başlık da etik ve yolsuzluk riskine karşı politikalar geliştirmektir. Şirketler kurumsal sorumluluklarını göz ardı ettiklerinde, finansal performansları kötüleşirken, riskleri artar ve rekabette dezavantajlı hale gelirler.

Pınar ve Yaşar Topluluğu’nun diğer şirketleri için kurumsal yönetim sürdürülebilirliğin odak noktasıdır. 2014 yılında Borsa İstanbul’da Kurumsal Yönetim Endeksi’nde yer alan Pınar Süt 9.09, Pınar Et 9.11, Pınar Su 9.28 olan kurumsal yönetim derecelendirme notlarını yukarı yönlü olarak revize etmişlerdir. Yaşar Topluluğu şirketleri olarak 2007 yılında imzaladığımız KİS ile başlayan yolculuğumuzda, 5 öncelikli alan tespit ettik. İklim değişikliği ile mücadele birinci sırayı alırken, su kullanımını ve atık  suyu azaltmak ikinci önemli mücadele alanımız olarak belirlendi. Kullanılan malzeme ve atık miktarında azalma, sağlık ve güvenlik ile toplumsal katkı diğer öncelikli alanlarımızdır.

İlk sırada yer alan iklim değişikliği ile mücade için 10 şirketimizin kurumsal bazda karbon ayak izi ve Pınar Süt’ün de içinde bulunduğu 4 tesisimizin su ayak izi hesaplamasında, karbon ve su liderlerimizi, onlara bağlı ekip üyelerini yetiştirdik. Sıcak karbon noktalarını saptadık, karbon azaltım stratejilerimizi geliştirdik ve 2020 yılına dek birim üretim başına ortalama sera gazı yoğunluğumuzu %15 azaltma hedefini açıkladık. 2014 yılı itibari ile ortalama emisyon oranımızda %10.94 azaltım sağladık.

Faaliyet gösterdiğimiz coğrafyalara ilişkin su riski konusunda çalışmalar başlattık. Ayrıca su/atık su yönetimi değerlendirmesi yaparak, su verimliliği olanaklarını araştırdık.  Su/atık su izleme altyapısının oluşturulması ve su azaltım hedefli periyodik bakım onarım prosedürü hazırlanması ile iyileştirme çalışmalarının gerçekleştirilmesini hedefliyoruz. Bulunulan coğrafyada su risk değerlendirmesi yapılması sektörümüz için bir ilktir. Su ayak izi çalışmalarını raporlama kapsamında yer alan diğer tesislerimize de yaygınlaştıracağız.

Bir diğer önemli gelişme ise Pınar Süt’ün CDP-Karbon ve Su Şeffaflık Programı’na katılmasıdır. 2009 yılından bu yana her yıl yayımladığımız sürdürülebilirlik raporlarımızla finansal veriler dışında şirketlerimizin faaliyetleri hakkında paydaşlarımızı şeffaf bir biçimde bilgilendiriyoruz.

Yaşar Topluluğu şirketlerinde kadının güçlenmesi konusuna da özel önem verdik. Kadın istihadam oranının artması ve yönetici pozisyonlarında daha fazla kadın görme adına hem BM “Kadının Güçlenmesi İlkeleri CEO Beyannamesi”ni imzaladık hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın öncülüğündeki “İş’te Eşitlik Platformu”nun üyesi olduk.

27 yıldır sürdürdüğümüz Pınar Çocuk Tiyatrosu, 33 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı’nın katkıları ile gerçekleştirdiğimiz Pınar Resim Yarışması ve 36.’sını düzenlediğimiz DYO Resim Yarışması uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizdir.

Gıda sağlık ve beslenme alanında bilimsel araştırmaları desteklemek ve toplumu doğru bilgiyle donatmak amacıyla çalışmalarına devam eden, hiçbir ticari faaliyeti ve kar amacı olmayan Pınar Enstitüsü diğer bir toplumsal katkı projemizdir

Gönüllü çalışmaları ve gönüllülerin toplumsal hayatımıza kattığı değeri iyi bilen Yaşar Topluluğu “Çalışan Gönüllülüğü” projesini de başlatmıştır.

GIDAHATTI DERGİSİNİ ÜCRETSİZ İNDİRİN

android Apple

Etiketler: Birleşmiş MilletlerPınarsürdürülebilirlikyazar
PaylaşTweetPaylaşPinGönderGönder

İlgiliYazılar

Sürdürülebilirlik listesine gıda sektöründe giren tek Türk şirketi oldu
Gıda Haberleri

Sürdürülebilirlik listesine gıda sektöründe giren tek Türk şirketi oldu

18 Şubat 2021
Kayseri Şeker’den sürdürülebilir tarım hamlesi: En önemli belgeyi aldı!
Gıda Haberleri

Kayseri Şeker’den sürdürülebilir tarım hamlesi: En önemli belgeyi aldı!

13 Ocak 2021
2021 Uluslararası Meyve ve Sebze
Gıda Haberleri

2021 Uluslararası Meyve ve Sebze yılı!

26 Aralık 2020

Bağlantıda Kalalım

Sıcak Haberler

Doç. Dr. Yavuz Dizdar, koronavirüsün insan eliyle üretildiğini söyledi!

Doç. Dr. Yavuz Dizdar, koronavirüsün insan eliyle üretildiğini söyledi!

7 Mart 2021
meteoroloji-den-yogun-kar-yagisi-uyarisi

Yağışlar devam ediyor! | 8 Mart 2021 Pazartesi (yarın) hava durumu

7 Mart 2021
Dünya Sağlık Örgütü koronavirüs riskini “çok yüksek” olarak güncelledi!

Pandemi ne zaman bitecek? DSÖ o tarihe işaret etti…

7 Mart 2021
Koronavirüsün medya karnesi: Tüm zamanların en çok konuşulan konusu oldu

Aynı anda 2 farklı koronavirüs türünün bulaşması mümkün mü?

7 Mart 2021
Gidahatti Logo

Gıdahattı.com, başta gıda olmak üzere hayatın her alanına ilişkin okuyucuların merak edebilecekleri, istedikleri konularda mümkün olduğunca yalın ve net bilgi alabilecekleri yeni nesil dijital medya platformudur.

Gıdahattı.com‘un insana ve hayata dair her konuda söyleyecek bir sözü, araştıracağı bir konu mutlaka vardır. Ayrıca sitemiz, eli kalem tutan ve hayata dair söyleyecek sözü olan herkese açık bir yayın platformdur.

Bizi Takip Edin

  • Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.