• Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Site İçi Arama
Gıda Hattı
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KORONAVİRÜS
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KORONAVİRÜS
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Gıda Hattı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Güncel

SÜGAV, Beslenme ve Sağlıklı Yaşamı masaya yatırdı

4 Ekim 2018
Süre:9 mins read
FacebookTwitterLinkedinPinterestWhatsappEposta

Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı (SÜGAV), son yılların en dikkat çeken konularından “Beslenme ve Sağlıklı Yaşam”ı uluslararası bilim çevreleri ile masaya yatırdı. Vakfın, 26 Nisan 2013 Cuma günü düzenlediği “Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi”nde Türkiye’den ve dünyadan bilim insanları, beslenme ve gıda güvenliği, dünyadaki yeni trendler ile bu alandaki yeni politikalar üretilmesi konusundaki temel yaklaşımları tartıştı.

Zirvede konuşan vakıf sözcüsü Dr. Zeki Ziya Sözen, vakfın bu alanda kanıtlanmış ve uygulanabilir bir araştırmaya “Sabri Ülker Bilim Ödülü”  vereceğini açıkladı.

Gıdayla ilgili doğru bilinen çok yanlış ve yanlış bilinen çok doğru olduğuna işaret eden Ali Ülker ise konuşmasında, SÜGAV’ın bilimsel verilere dayanarak toplumu bilinçlendirmeyi amaçladığını söyledi. “Bunun altını özellikle çiziyorum çünkü piyasada pek çok konu bilimsel çalışmaya dayanmadan kişisel yorumlarla veriliyor” diyen Ülker, dünyadaki pek çok üniversite ve bilim insanı ile işbirliği içinde olduklarını kaydetti. Ülker, “Çok değerli bir bilim kurulumuz var. Bu alandaki boşluk en kısa zamanda doldurulacak. Ne mutlu ki bu alanda tek değiliz. Üniversitelerin ve TÜBİTAK’ın çok değerli çalışmaları var ve onlarla da işbirliği içindeyiz” diye konuştu.

Sabri Ülker adına Bilim Ödülü

Zirvenin açılış konuşmasını yapan SÜGAV Bilim Kurulu Üyesi Dr. Zeki Ziya Sözen, beslenme konusunda toplumda oluşan algı karışıklığının doğru bilgilendirme ile önlenebileceğini belirterek, “SÜGAV, bu amaçla kurulmuş bir vakıf. Amacımız toplumda doğru beslenme bilincini oluşturacak çalışmalara imza atmak. Dünyadaki en iyi beslenme programları örnek alınarak değerli bilim adamlarımızla örnek bir çalışma başlattık. Daha ikinci yılında olmasına rağmen dört şehirde 200 okulda 400 bin öğrenciye dengeli beslenme eğitimi verdik. Bu öylesine bir çalışma değil, 32 hafta süren ve her hafta bir saatlik bir programı içeriyor. Öğrencilere beslenme tabağımızı nasıl oluşturulacağını öğretiyoruz. Hedefimiz önümüzdeki yıl 1 milyon öğrenciye ulaşmak” dedi.

SÜGAV’ın amacının, bilimsel doğruların ortaya çıkmasını sağlamak olduğuna işaret eden Sözen, vakfın bilimsel çalışmaları ödüllendireceği bir program başlattığını da duyurdu. “Sabri Ülker Bilim Ödülü” adı altında bir program oluşturduklarını kaydeden Sözen, “Bu programı anons etmekten etmekten mutluyuz. Bu yarışma ile kanıtlanmış, uygulanabilir bir araştırmayı 100 bin liralık bir ödülle destekleyeceğiz. Bu program ile beslenme alanındaki araştırmaların çoğalmasını arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.

Ali Ülker: “Dedemin vasiyetlerini yerine getiriyoruz”

Zirvenin açılışında konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, vakfın kuruluş amacı hakkında şu bilgileri verdi:

“Bugün özellikle Sabri Ülker’den bahsetmek istiyorum. Zor bir çocukluk geçirdi. 1920’lerin Kırım’ında doğdu. Çocukluğunda, çevre köylerde kıtlıktan ölen çocukları anlatırdı. Bir kışı, bir çuval unla geçirdiğinden bahsederdi. Bu nedenle beslenmeye her zaman çok önem verdi. Sabri Bey tabağını asla tam doldurmazdı ama tabağında da yemek bırakmazdı. İsrafı sevmezdi. Öğün atlamazdı. Çok yoğun olsa bile yemeğe 10 dakikasını ayırırdı. Yemeğini aceleyle de yemezdi ve hiçbir zaman kilo problemi olmadı. Aktif bir hayatı vardı ve yüzmeyi çok severdi. Hayatımızda çok önemli rolü olan bir şahsiyetti. Bize çok değerli bir vasiyet bıraktı. Her çocuğun mutlu bir çocukluk geçirmeye hakkı olduğunu söylerdi. Biz bu vasiyeti için güzel projeler yapıyoruz. Kültür-sanat ve spor alanındaki projelerimizle çocukların gelişimlerine destek oluyoruz. Diğer bir vasiyeti de gıda üzerineydi. Bunu da inşallah bu vakıf aracılığı ile gerçekleştirmek istiyoruz.”

Gıdayla ilgili doğru bilinen çok yanlış ve yanlış bilinen çok doğru olduğuna işaret eden Ali Ülker, vakfın bilimsel verilere dayanarak toplumu bilinçlendirmeyi amaçladığını söyledi. “Bunun altını özellikle çiziyorum çünkü piyasada pek çok konu bilimsel çalışmaya dayanmadan kişisel yorumlarla veriliyor” diyen Ülker, dünyadaki pek çok üniversite ve bilim insanı ile işbirliği içinde olduklarını kaydetti. Ülker, “Çok değerli bir bilim kurulumuz var. Bu alandaki boşluk en kısa zamanda doldurulacak. Ne mutlu ki bu alanda tek değiliz. Üniversitelerin ve TÜBİTAK’ın çok değerli çalışmaları var ve onlarla da işbirliği içindeyiz” diye konuştu.

Temiz suya erişim 10 yıl içinde enerji ve kıtlıktan daha önemli olacak

İstanbul Four Seasons Bosphorus Otel’inde düzenlenen “Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi”nin ilk bölümü bilimsel mesajlara ayrıldı.  Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halit Tanju Besler, Illinois Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jozef Kokini, Hohenheim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Med. Hans Konrad Biesalski ve Aarhus Üniversitesi’nden Prof. Dr. Klaus G. Grunert bilim dünyasındaki son gelişmeleri paylaştı.

Illinois Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jozef Kokini, dünya nüfusunun 2030 yılına kadar 9 milyara çıkacağını ve orta sınıfın da 5 milyarı bulacağını hatırlatarak, şu bilgileri verdi: “Bu sadece 20 yıl içinde olacak. Bu da tarım ve gıda sistemleri üzerinde baskılara yol açıyor. Dünya üzerinde % 30 oranında obezite sorunu var, kirlilik artıyor ve farklı besleyiciler vücudumuza giriyor. Kronik hastalıklar yaşam standartlarını düşürüyor. Yeni çıkan bir kavram var. Biyoenerji, yeterli gıda üretiminin önünde bir engel, temiz suya erişim zor. Temiz suya erişim önümüzdeki 10 yıl içinde enerji ve kıtlıktan daha önemli bir sorun olacak. İklim değişikliği nedeniyle sıcaklık artıyor ve bu da meyve sebze, mısır, buğday, domates gibi pek çok besinin üretiminin daha kuzeye kaymasına neden oluyor. Bunlara çözüm bulmamız gerekiyor.

Burada malzeme bilimi devreye giriyor. Etkinliği yüksek ve maliyeti düşük enerji kaynakları geliştirilebilir. Yeni malzemelerle daha sağlıklı tarım yapabiliriz ve kaynakları temizleyebiliriz. Daha güçlü ve işlevsel malzemelerle elimizdeki tarımsal alanları daha iyi kullanabiliriz.

Biyoçipler çok önemli. Bu çipler sayesinde şeker hastaları her gün test yapmak yerine bu küçük biyoakışkan araçlardan yararlanabilir. Tedavilerde de biyoaktifler farklı organlara etki ediyor. Erkek sağlığı açısından likopin çok önemli. Likopini fonksiyonel olarak yenilebilir materyallere ekleyebiliyoruz ve likopinin nereye gitmesi gerekiyorsa oraya gönderebiliyoruz. Kendi kendini yenileyebilen dokular elde edilebiliyor.”

Tuzu azaltırken iyot eksikliğine dikkat etmek gerekiyor

Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Tanju Besler ise, Avrupa’da sağlıkla ilgili 222 sağlık beyanının bulunduğunu, Türkiye’de ise bu sayının henüz 13 olduğunu belirterek, “2015’e kadar bu beyanları ince ince değerlendirip mevzuata taşıma noktasında çok ciddi çalışmalar yapak lazım. Yolumuz uzun. Beslenme politikalarını belirlerken toplumun ve bireyin durumunu bilmek durumundayız. 74 milyonluk bir nüfustan bahsediyoruz. Bölgelere göre farklı besin politikaları uygulamamız gerektiği de aşikar” diye konuştu.

Türkiye’de şeker ve tuz alımının yüksek olduğunu belirten Besler, son iki yıldır bu alanda çok önemli çalışmalar yapıldığını ve tuz alımının ortalama 19 gramdan 15 grama kadar düşürüldüğünü kaydetti. Özellikle 19-64 yaş grubu erkeklerde şeker alımının yüksek olduğuna işaret eden Besler, “Günlük 24-25 gramlık bir şeker alımı söz konusu. Ayrıca tuz onanlarını düşürürken % 30 oranında iyot eksikliği yapabildiğini de gözden kaçırmamak gerekir. İyi bir şey yapanken bir başka iyi şeyi yıkmamak lazım” dedi.

Çocuklukta ilk 1000 gün her şeyi belirler

Hohenheim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Med. Hans Konrad Biesalski ise beslenmede makro besleyiciler kadar mikro besleyicilerin de çok etkili olduğunu vurguladı ve genellikle mikro besleyicilerin gözden kaçırıldığının altını çizdi. A ve B12 gibi vitaminler dışındaki besleyicilerin sürekli alınması gerektiğini vurgulayan Biesalski, “E ve D vitamininin asıl kaynağı balık, Karaciğer çok iyi bir demir ve E vitamini kaynağı. Sağlıklı bir beslenme için karma diyeti öneriyorum. Beslenmenizin % 35’i et, %50’si sebze ve meyve, geriye kalanı da tahıl ürünlerinden oluşmalı.  Çünkü karma diyette hem marko, hem mikro besleyiciler var. Eğer makro besleyicileri dengeli alamıyorsanız mikro besleyicilerden de yoksunsunuz demektir. Eğer antioksidanlar yeterince alınamazsa kanser oranı artıyor, A ve beta karoten yeterince alınamazsa akciğer sorunları ortaya çıkıyor. C vitamini ve Omega eksikliği bağışıklıkla ilgili sorunlar ortaya çıkıyor.”

Çocuklarda özellikle 5 yaşın altında boy uzunluğunun yeterli olmamasının önemli bir bulgu olduğunun altını çizen Biesalski, “İlk iki yılda boy uzamıyorsa fiziksel ve bilişsel bir sorun olabilir. 30 yaşında sağlıklı beslenmeyi ne yapalım. Esas bunu 5 yaşın altında yapmak lazım. Çocuklarınızın ve kendi beslenmenizde 5’ten fazla besin kaynağından yararlanmıyorsanız sağlıksız besleniyorsunuz demektir.”

Dünyada 2 milyar kişinin demir, 500 milyon kişinin de A vitamininden muzdarip olduğunu kaydeden Biesalski, “Her yıl 30 milyon çocuk kör oluyor. 5 yaşın altındaki çocuklarda B 12, demir ve anemi özellikle sahra çölü altındaki yerlerde yüksek. Bir çocuk için en önemli şey ilk 1000 gün. Bu süreç, çocuğun birey olduğunda karşılayacağı sorunları da daha sonra belirliyor. Her şey embriyonun gelişiminden başlıyor.”

“Toplum algısına göre iyi teknoloji, doğru, dayanıklı, güvenilir, doğal ve şeffaf olmalı”

Aarhus Üniversitesi Pazarlama Departmanı Öğretim Üyesi, MAPP Araştırma Merkezi Gıda Sektörü Tüketici İlişkileri Departmanı Kurucusu ve  Direktörü Prof Dr. Klaus G. Grunert de  “Besinlerin sağlıklı olması, görülemeyen ve tadına bakılamayan bir durum. Besinin hazırlanması sırasında seçilen yöntem besin kalitesini etkiliyor” diye konuştu. Grunert, şöyle devam etti:

Tüketici sırasıyla: Gıdanın iyi besin içeriğine sahip, işlemden geçmemiş olmasını, düşük kalori içermesini; GDO, koruyucu, tatlandırıcı ve lezzet verici içermemesini, organik olmasını, iyi olmayan besin öğelerini az içermesini, sağlık profesyonelleri tarafından desteklenmesini ve sağlıklı logo içermesini önemsiyor. Toplum algısına göre iyi teknoloji, doğru, dayanıklı, güvenilir, doğal ve şeffaf olmalı. Elektromanyetik işlemler gibi bazı işlemler ise, iyi veya kötü olarak sınıflandırılmıyor. Pek çok çalışma gösteriyor ki; lezzetin ve ürünün; toplumun alışkanlıklarına, yaşam şekline uygunluğu ürünün kabul edilmesi için en önemli belirleyicilerden biri.

Zirvenin ikinci bölümünde, gazeteci İsmet Berkan moderatörlüğünde “Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Paneli” gerçekleştirildi. Panelin konukları Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Mine Tunçel, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanı Selam Ayaz, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz ve sanatçı Gülben Ergen oldu. Panelde, beslenme ve sağlıklı yaşam çerçevesinde kamu, sanayi ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri ile toplumun bilgilendirilmesinde ilgili kurum ve kuruluşlarının sorumlulukları masaya yatırıldı.

PaylaşTweetPaylaşPinGönderGönder

İlgiliYazılar

Covid-19 pozitif tanısının yol açtığı 10 negatif duygu!
Sağlık

DSÖ: Korona virüs gençlerde hızla artıyor!

19 Nisan 2021
Dünyadaki milyonerlerin serveti dudak uçuklatıyor!
Ekonomi

Mahfi Eğilmez yanıtladı: Rezervlere ne oldu?

19 Nisan 2021
Meteoroloji’den fırtına alarmı! İşte yurtta hava durumu
Hava Durumu

Fırtına geliyor! | 20 Nisan 2021 Salı (yarın) hava durumu

19 Nisan 2021

Bağlantıda Kalalım

Sıcak Haberler

Covid-19 pozitif tanısının yol açtığı 10 negatif duygu!

DSÖ: Korona virüs gençlerde hızla artıyor!

19 Nisan 2021
Dünyadaki milyonerlerin serveti dudak uçuklatıyor!

Mahfi Eğilmez yanıtladı: Rezervlere ne oldu?

19 Nisan 2021
Meteoroloji’den fırtına alarmı! İşte yurtta hava durumu

Fırtına geliyor! | 20 Nisan 2021 Salı (yarın) hava durumu

19 Nisan 2021
GAP’taki Süveyş Kanalı!

Hizmet pasaportu ile iltica soruşturması, 6 belediyeye daha genişletildi

19 Nisan 2021
Gidahatti Logo

Gıdahattı.com, başta gıda olmak üzere hayatın her alanına ilişkin okuyucuların merak edebilecekleri, istedikleri konularda mümkün olduğunca yalın ve net bilgi alabilecekleri yeni nesil dijital medya platformudur.

Gıdahattı.com‘un insana ve hayata dair her konuda söyleyecek bir sözü, araştıracağı bir konu mutlaka vardır. Ayrıca sitemiz, eli kalem tutan ve hayata dair söyleyecek sözü olan herkese açık bir yayın platformdur.

Bizi Takip Edin

  • Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Site İçi Arama

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KORONAVİRÜS
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • EĞİTİM
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.