• Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!
Gıda Hattı
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Gıda Hattı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Güncel

“Sosyal Koruma” ve “Açlık”

26 Ekim 2015
Süre:6dk Okuma
FacebookTwitterLinkedinPinterestWhatsappEposta

Şireli, U.T.       Türkyımaz, M.

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim dalı, Ankara.

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü, Ankara,

E-posta: [email protected].

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim’de kutlanan Dünya Gıda Günü’nün bu yılki teması “Sosyal Koruma ve Tarım” olarak belirlenmiştir. Bilindiği gibi, insanların sosyal risklere karşı korunmaları için düzenlenmiş tüm sosyal toplu transfer sistemleri “sosyal koruma” olarak tanımlanmaktadır (1). Sosyal koruma kapsamında en önemli sorun, dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunun “gelir güvencesizliği” içinde yaşamasıdır. Dünya nüfusunun sadece %20’si uygun bir sosyal korumadan yararlanabilmektedir (1). Gelir güvencesizliği, başka deyişle sosyal koruma açığı, toplumsal barış ve bütünlüğün yanında ekonomik gelişmeyi ve işgücü piyasasının işleyişini de tehdit eder (1). Bu nedenle, “sosyal koruma” önemle üzerinde durulması gereken bir konudur.

Gerek dünyada gerekse de ülkemizde sosyal koruma harcamaları son yıllarda önem kazanmış ve bu harcamalara devletlerin ayırdığı paylar yükseltilmiştir. 2000-2013 TÜİK verilerine göre (2), 2000 yılında ülkemizde 4 247 milyon lira olan sosyal koruma harcaması, 2013 yılında 219 894 milyon liraya çıkmıştır. TÜİK tarafından sosyal koruma harcamaları “idari masraflar ve diğer harcamalar” ve “sosyal yardımlar” olarak ikiye ayrılmaktadır. 2013 yılında, 3 970 milyon lira “idari masraflar ve diğer harcamalara ayrılırken; 215 924 milyon lira “sosyal yardımlara ayrılmıştır. Sosyal yardımların alt sınıfları olan hastalık/sağlık bakımı, engelli/malül, emekli/yaşlı, dul/yetim, aile/çocuk, işsizlik, konut ve sosyal dışlanma arasından en yüksek pay ise “emekli/yaşlılara ayrılmıştır.

Kırsalda yaşayan, yoksul ve dışlanmış gruplar; dünyadaki iklim değişikliği, doğal felaketler ve silahlı çatışmalar nedeniyle meydana gelen yıkımlardan en fazla etkilenenlerdir. Bu nedenle, bu grupları korumak, gelirlerini, yeteneklerini ve haklarını iyileştirebilmek amacıyla “sosyal koruma” tedbirlerinin alınması büyük önem arz etmektedir. Bu yıl, Dünya Gıda Günü’nde bu tedbirlerin neler olacağı ve nasıl uygulanacağı tartışılacaktır.

Dünya Gıda Günü’nde; “Sosyal Koruma ve Tarım” yanında geçen yıllarda olduğu gibi dünyadaki açlık problemlerinin belirlenmesi ve çözüm yollarının araştırılması, gıda üretim-tüketim ve satış noktalarında hijyen ve sanitasyon etkinliğinin sağlanması ile gıda güvencesine ilişkin konular da gündeme taşınıp, tüm dünyada büyük önem arz eden açlık ve açlıkla mücadeleye dikkat çekilecektir.

Dünya Gıda Günü’nde yapılan bilinçlendirme çalışmalarının da katkılarıyla, son yıllarda, dünya çapında açlığın yok edilmesi için önemli gelişmeler kaydedilmesine rağmen, istenen sonuç henüz elde edilememiştir. Dünyada halen birçok insan açlık ve aşırı yoksullukla mücadele etmektedir. Bugün dünyada 795 milyon insan yeterince beslenememektedir (3). Bu, her 9 kişiden birinin yaşamını sağlıkla sürdürebilmesi için gerekli olan besinlere ulaşamadığı anlamını taşımaktadır. Yetersiz beslenme ve kötü beslenme dünyadaki en önemli risklerden birini oluşturmaktadır. Hatta, AIDS, sıtma ve veremden dahi daha önemli bir risk oluşturmaktadır. Dünyada tüm insanlara yetecek kadar gıda bulunması nedeniyle bu problemin çözümü mümkündür. Bunun için dünya çapında uygulanabilecek makul stratejik ve politik temaslara ihtiyaç bulunmaktadır.

Dünyada açlığın çözüme kavuşturulmasıyla sağlık ve eğitim alanındaki birçok problem de ortadan kalkacaktır. İyi beslenen kadınlar daha sağlıklı olurken, bebekleri de daha kuvvetli bağışıklık sistemine sahip olurlar. Dolayısıyla, sağlıklı ve iyi beslenen çocuklar da verilen eğitime daha iyi cevap verebilirler. Ancak, verilen istatistiksel veriler (3) göstermektedir ki, 5 yaş altındaki çocuk ölümlerinin yaklaşık %45’i yetersiz beslenme nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Her yıl, 3.1 milyon çocuk yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Gelişmekte olan ülkelerdeki yaklaşık 100 milyon çocuk, yani her altı çocuktan bir tanesi, normalden zayıftır. Dünyadaki her 4 çocuktan birinde ise beslenmeye bağlı büyüme bozuklukları bulunmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde bu durum her 3 çocuktan bir tanesinde görülmektedir. Bununla birlikte, sadece Afrika ülkelerinde 23 milyon okul öncesi çocuk açlık sınırındayken, gelişmekte olan ülkelerde 66 milyon okul öncesi çocuk açlık sınırındadır.

Dünyada bir taraftan açlık önemli bir sorunken; diğer yandan da kas, kemik, yağ ya da su gibi beden dokularının ortaya çıkardığı aşırı beden ağırlığının sonucu olarak 1.615 milyar kişi aşırı kiloludur (4). Yalnızca aşırı vücut yağının birikmesiyle ortaya çıkan obeziteyle mücadele eden insan sayısı ise 538 milyonu aşmıştır (4). Kalp krizi geçirme ihtimalini arttıran bütün risk faktörlerini içeren bir hastalık grubu olan (insülin direnciyle başlayan abdominal obezite, glukoz intoleransı veya diabetes mellitus, dislipidemi, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı) metabolik sendrom, obezitenin önemli sonuçlarından biridir. Metabolik sendrom ayrıca insülin direnci sendromu, sendrom X, polimetabolik sendrom, ölümcül dörtlü ve uygarlık sendromu gibi farklı terimlerle de tanımlanmaktadır (5). Dünyadaki yetişkin insanların dörtte biri metabolik sendroma sahiptir. Bu insanlarda erken ölümler iki kat, kalp krizi ve felçler ise dört kat daha fazla görülür (5).

İnsülin direnci ve neden olduğu Tip 2 Diyabet (şeker hastalığı) de obezite nedeniyle ortaya çıkan bir metabolik sendromdur. Dünyada her yıl 3.2 milyon insan doğrudan diyabete bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir (5). Bu ölümlerin % 80’i diyabete bağlı oluşan kalp hastalıkları ve kalp krizleridir. Tip 2 Diyabet ve ilişkili kalp hastalıkları, ölüm nedenleri arasında dünyada 5. sırada yer almaktadır (5).

Ülkemizde metabolik sendrom görülme sıklığı da dünyadaki orana benzer olup, erişkinlerde ortalama %22’dir (5). Metabolik sendrom görülme sıklığı yaş ile artmaktadır.  Bu sıklık, 20-29 yaş gurubunda % 6.7, 60-69 yaş gurubunda ise % 43.5’dir. TEKHARF çalışmasına göre, Türkiye genelinde 30 yaş ve üzerindeki 9.2 milyon kişide metabolik sendrom mevcuttur ve koroner arter hastalığı geliştiren bireylerin % 53’ü aynı zamanda metabolik sendrom hastasıdır (5). Ülkemizde metabolik sendrom görülme sıklığı, erkeklerde % 28, kadınlarda ise % 40 gibi oldukça yüksek değerlerdedir (5). Bu durum da gösteriyor ki, Türkiye’de kadın nüfus erkek nüfusa oranla daha fazla risk altındadır.

Açlık ve obezitenin aynı çağda bir arada bulunması gelir dağılımındaki adaletsizliğin en çarpıcı örneğidir. Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı günlük 2,5 ABD dolarının altında bir gelirle yaşarken, dünya genelinde insanların asgari %80’i günlük 10 ABD dolarının altında bir gelirle hayatlarına devam etmektedir. Ayrıca, dünyanın en zengin %20’si dünya gelirinin %75’ine sahiptir. Bu veriler (6) dünyadaki gelir dağılımı adaletsizliğinin ve yoksulluğun boyutunu açıkça ortaya koymaktadır.

Benzer şekilde, maalesef ülkemizde de gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk önemli düzeydedir (6). Türkiye’de gelir dağılımı ile ilgili olarak 1987-2013 yılları arasında yapılan araştırmalarda; her yıl 100 birimlik gelirin yaklaşık yarısını nüfusun en zengin %20’sinin aldığı belirtilmektedir. Aynı dönemde nüfusun en fakir %20’si ise her yıl 100 birimlik gelirin ortalama %5,5’ini yani yaklaşık 20’de 1’ini almıştır (6). Türkiye, OECD’ye üye 34 ülke arasında en zengin %10 ile en fakir %10 arasındaki gelir farkının en yüksek olduğu 31. ülke konumundadır (6).

Gelir güvencesizliğinin, gelir dağılımında adaletsizliğin ve yoksulluğun azaltılması amacıyla ekonomiye potansiyel ve istikrarlı bir büyüme oranı kazandırılması tüm dünya insanları gibi bizim de en büyük arzumuzdur. Açlık, yetersiz beslenme, metabolik sendromlar, tarımsal üretiminde yetersizlikler, eşitsiz gelir dağılımı ve özelliklede bu yıl dünya gündeminde de öne çıkan mülteci sorunu ve bunun sonucunun yansıması olan barınma, hastalık ve beslenme global bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sonuç olarak, sorunların çözümsel yaklaşımlar için “Dünya Gıda Günü” vesilesiyle bir araya gelecek olan tüm ülkeler güçlerini “Dünya barışı ve sağlıklı gülen çocuklar” için harcamalıdır.

KAYNAKLAR

  1. Kapar, R. Sosyal korumanın yaygınlaştırılması. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003, 5(4), 49-69.
  2. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16167 (Erişim tarihi: 6.10.2015)
  3. http://www.wfp.org/hunger/stats (Erişim tarihi: 6.10.2015)
  4. http://www.worldometers.info/tr/ (Erişim tarihi: 7.10.2015)
  5. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Metabolik sendrom kılavuzu, 2009, s.16.
  6. Memiş, H. Küreselleşme ve yoksulluk ilişkisi. Akademik Yaklaşım Dergisi, 2014, 5(1), 144-161.
Etiketler: açlıkFAOProf. Dr. Ufuk Tansel ŞireliSosyal Korumayazar
PaylaşTweetPaylaşPinGönderGönder

İlgiliYazılar

FAO Uygulamalı Çiftçi Okulları ile çiftçilerin becerileri gelişiyor
Tarım

FAO Uygulamalı Çiftçi Okulları ile çiftçilerin becerileri gelişiyor

3 Mart 2021
Ramazan’a limon sıkıldı!
Tarım

Tıbbi sülük sektörü mercek altında!

26 Şubat 2021
Borsa İstanbul’da Altınyağ bilmecesi!
Gıda Haberleri

FAO: “Tarım ve gıda sektörünün geleceği, inovasyon ve akıllı tarımda”

17 Şubat 2021

Bağlantıda Kalalım

Sıcak Haberler

Johnson & Johnson’ın koronavirüs aşısı ABD’de onaylandı!

Japonya’da koronavirüs aşısında yan etkiler görüldü!

8 Mart 2021
Son dakika… Cumhurbaşkanı açıkladı: Kademeli normalleşme il bazında Mart’ta başlayacak

Meclis’te yeni bir komisyon oluşturulacak! Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı…

8 Mart 2021
Diş fırçaladıktan sonra ağız çalkalanmalı mı?

Florür çocuklarda zekâ geriliğine yol açıyor mu?

8 Mart 2021
Meteoroloji yarın için uyardı! Kuvvetli sağanak geliyor

Meteoroloji tahminleri | 9 Mart 2021 Salı (yarın) hava durumu

8 Mart 2021
Gidahatti Logo

Gıdahattı.com, başta gıda olmak üzere hayatın her alanına ilişkin okuyucuların merak edebilecekleri, istedikleri konularda mümkün olduğunca yalın ve net bilgi alabilecekleri yeni nesil dijital medya platformudur.

Gıdahattı.com‘un insana ve hayata dair her konuda söyleyecek bir sözü, araştıracağı bir konu mutlaka vardır. Ayrıca sitemiz, eli kalem tutan ve hayata dair söyleyecek sözü olan herkese açık bir yayın platformdur.

Bizi Takip Edin

  • Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.