Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi’nin ambalajlı su üreticilerini hedef alan raporuna, Sağlık Bakanlığı ve ambalajlı su üreticilerinden sert tepki geldi. SUDER Başkanı İsmail Özdemir, sözde raporla tüketicinin tedirgin edildiğini kaydederken, Bakanlık, iddiaları “akıl dışı” olarak nitelendirdi.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi tarafından hazırlanan ve 107 ambalajlı su markasının, ulusal ya da uluslararası standartlardan bir veya birkaçına uygun olmadığı iddia edilen sözde Ambalajlı Su Raporu’na Sağlık Bakanlığı ve ambalajlı su üreticilerinden sert tepki geldi. Ambalajlı su sektörüne yönelik gündeme getirilen iddialara cevap veren Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı İsmail Özdemir sert konuştu: “Bu sözde rapor; ambalajlı su sektörünün tümüne, yetkili otoritelere ve hepsinden önemlisi insanımıza yapılmış açık bir saldırıdır. Böylesi sözde raporlarla sektörümüzün karalanmasına ve tüketicilerimizin yanıltılmasına izin verilmemelidir!”
SUDER Başkanı Özdemir ayrıca; “Kamuoyunun bu tarz haberlere itibar etmemesini ve Sağlık Bakanlığı’nın ruhsatı ve denetimi altındaki ambalajlı suların güvenle tüketilmesini” önerdi.
Sözde raporda verilen bilgilerin tamamının varsayımlara ve iddia sahiplerinin kendi yorumlarına dayanarak yapıldığını, hiçbir bilimsel dayanağının bulunmadığını belirten Özdemir, rapor ile hem AB hem de ülkemiz yasal mevzuatlarında belirlenen limitler dahilinde olan parametrelerin, sanki yasal limitlerin dışındaymış izlenimi yaratılmaya çalışıldığını belirtti. Ambalajlı sularla ilgili bütün yasal mevzuatın, AB Mevzuatı ile birebir uyumlu olduğunu hatırlatan Özdemir, “Dolayısı ile Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı ambalajlı suların içeriğinde bulunan bütün mineraller ve diğer çözülü maddelerin bulanabilirlik alt ve üst limit değerleri, AB ve ülkemiz yasal mevzuatlarında bulunan değerler aralığındadır” dedi.
Özdemir, SUDER’in temel hedeflerinden birinin; tüketicileri sağlıklı su tüketimine teşvik etmek olduğunu kaydederek, bu nedenle önceliklerinin, sektörde faaliyet gösteren tüm üreticilerin ilgili mevzuat hükümlerine uygun sağlıklı üretim yapmalarını sağlamak olduğunu vurguladı. “Derneğimiz üyesi ambalajlı su üreticileri AB direktifleri ile aynı olan Sağlık Bakanlığı “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik ve Doğal mineralli Sular Hakkında Yönetmeliğe” uygun olarak üretim yapmaktadır” diyen Özdemir, tüketicilerin, ambalajlı su ürünlerini güvenle tüketmeye devam etmelerini, sektörü hedef alan bu tür saldırılara izin vermeyeceklerini söyledi.
Sağlık Bakanlığı: “İddialar akıl dışı!”
Sağlık Bakanlığı da bir açıklama yayınlayarak, 1200 saha çalışanı ve 1500 laboratuar görevlisi ile tüm işletmeleri denetlediğini belirtti. Açıklamada; “Söz konusu raporda iddia edildiği gibi 30 çeşit kirleticiye rastlanan bir suya ‘sağlıklıdır’ raporu verildiğini beyan etmenin akıl dışı olduğu” belirtildi.
Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından yapılan basın açıklamasında şöyle denildi:
“Söz konusu rapor Bakanlığımızca da incelendi; verilerin kaynağı, analiz metodu, analizi yapanların yetkinliği, laboratuar Koşulları vb. değerlendirildiğinde raporun bilimsel bir dayanaktan yoksun olduğu görülmüştür.
Bilimselliği tartışmalı bir rapora dayanılarak haksız yere kamuoyunda infial uyandırmaya çalışmak etik bir davranış değildir.
Su dolum tesisleri, Halk Sağlığı Müdürlüklerimizce ve Bakanlığımız merkez teşkilatınca düzenli olarak denetlenmekte alınan numunelerde hem mikrobiyolojik hem de kimyasal olmak üzere toplam 56 parametrenin analizi yapılmaktadır. Analizler Ulusal Referans Laboratuvarı olan THSK Tüketici Güvenliği Laboratuarlarında ve yetkilendirilmiş Halk Sağlığı Laboratuarları’nda yapılmaktadır.
Yapılan denetimlerde geçici aksaklık tespit edilen firmalara uygunsuzlukların neler olduğu anlatılmakta ve aksaklıklarını gidermeleri için 1 hafta süre verilmektedir. Firmalar bu eksikliklerini giderdiği zaman Halk Sağlığı Müdürlüklerimize müracaat etmekte, yapılan denetimlerde ve analizlerde eksikliklerini giderildiği anlaşılan firmalar yeniden su üretimine başlamaktadır. Tespit edilen uygunsuzluk düzeltilemeyecek boyutta ise firmanın faaliyetine izin verilmemektedir.
Bakanlığımız 1200 saha çalışanı ve 1500 laboratuar görevlisi her tür işletmeleri hem tesis hem de piyasa bazında incelemiş, bu çalışma sonucuna göre de gerek cezai işlemler uygulanmış gerekse ileriki dönemde bu uygunsuzlukların tekrarlanmaması için alınacak önlemler planlanmıştır. Bu sebeple söz konusu raporda iddia edildiği gibi “30 çeşit kirleticiye rastlanan bir suya sağlıklıdır raporu verildiğini” beyan etmek akıl dışıdır. Bakanlığımızın su güvenliği konusundaki hassasiyeti ve aldığı tedbirler kamuoyunun malumudur. Halkımızın bu ve benzeri asılsız haberlere itibar etmemesini diliyoruz.”