Kantinciler yasağı Danıştay’a götürdü
Ankara Kantinciler Odası, okul kantinlerinde enerji, gazlı, aromalı ve kolalı içecekler, kızartma ve cipslerin satışına yasak getiren MEB genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile Danıştay’da dava açtı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından 21 Temmuz’da yayımlanan “Okul Kantinlerindeki Gıda Satışı” genelgesiyle okul kantinlerinde enerji, gazlı, aromalı ve kolalı içecekler, kızartma ve cipslerin satışına yasak getirildi. 11 bin 546 kantin işletmecisinin uygulama nedeniyle mağdur olacağını savunan Ankara Kantinciler Odası (AKO), genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle 8 Ağustos tarihinde Danıştay’da dava açtı. AKO Başkanı Bayram Şahin; genelge ile hayata geçirilecek yasaklamalar nedeniyle yüksek kiralar altında ezilen üyelerinin iflasa sürükleneceğini, birçok kantinin kapanacağını, binlerce okul idaresi ile kantinci esnafının davalık olacağını söyledi. “Obezitenin ilacı yasaklama değil, eğitimdir” diyen Şahin; öğrencilerin yanı sıra velilerin de yeterli ve dengeli beslenme ve obezite hakkında her dönem başında eğitime tabi tutulmasını ve ayrıca obeziteyi de içine alan trafik, uyuşturucu, sigara, vb. zararları içeren bir ders konulmasını istedi.
Kantin raporu
Ancak şu sıra kantinler sadece MEB genelgesi ve yasaklanan bazı gıda ve içeceklerle gündemde değil. Yine Bakanlık tarafından hazırlanan “Okul Kantinleri İç Denetim Raporu”, kantinci esnafını tekrar gündeme taşıdı. Bakanlığın İç Denetim Birimi’nce hazırlanan rapora göre, ülke genelindeki 32.749 okulun 11.546’sında kantin işletmesi bulunuyor.
Rapor, toplam 7 ilde 560 öğrenci, 280 öğretmen ve 56 idareci ile görüşülerek hazırlandı. Rapora göre, kantinlerin fiziki koşulları yetersiz, gıdalar ambalajsız, açıkta ve fahiş fiyata satılıyor. Denetim yapılmıyor. Raporda, birçok okul idarecisi ve Okul Aile Birliğinin gıda güvenliği ve hijyen konusunda bilinçsiz olduğu da vurgulanıyor!
Okula harçlıksız geliyorlar
Raporda öğrencilerin %23’ünün sabah kahvaltısı yapmadığı ve derse aç girdiği de belirtiliyor. “Aileniz size günlük olarak ne kadar harçlık vermektedir?” sorusuna öğrencilerin %25’i hiç harçlık almadan geldikleri, %28’i ise ancak 1 TL ile gelebildikleri yanıtını vermiş. Bu durum raporda; “Ankara ve Erzurum dışındaki illerde belki de her gün hiç harçlığı olmadan okullarına giden öğrencilerin olması, gerçekten düşündürücüdür” değerlendirmesi ile yer alıyor.
Ankete katılan öğrencilerin cevaplarına göre, kantinlerde en çok tüketilen yiyeceklerin başında tost-simit, içeceklerde ise su ve ayran geliyor. Öğrencilerin kantinde satılmasını istedikleri yiyecekler sıralamasının en başında ise dürüm ve hamburger geliyor. Yine ankette öğrencilere, “Anne ve babanız kantinden alışveriş yapmanızı onaylıyor mu?” sorusu yöneltiliyor. Öğrencilerin %29’u onayladığını, %22’si ise onaylamadığını belirtiyor. Öğrencilerin %28’i, anne ve babalarının okul kantininden sadece markalı yiyecek ve içecek satın almalarına izin verdiğini belirtiyor.
“Üretim izni var”
Raporla kamuoyu gündemine taşınan iddialara da değinen AKO Başkanı Şahin, kantinlerde satılan ürünlerin tamamının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından üretim izni verilen ürünler olduğunu belirtiyor. Şahin; “Milli Eğitim Bakanlığı’nın kola, cips ve patates kızartmasının satışını yasaklayan genelgesi, “ben okulda sattırmam ama çocuk dışarıda ne yaparsa yapsın” tarzında bir genelgedir. Bu, bakanlığın eğitim misyonunun bizzat kendisi tarafından baltalanmasıdır” dedi.
Fiziki koşulların kötü olduğu saptamasına da itiraz eden Şahin, “Okul projelerinde ya hiç kantin yeri yok ya da çağın gerekliliklerinin çok uzağında. Bakanlık buna yönelik bir çalışma yapmalı ve odamızın da görüşüne başvurmalıdır. Aksi takdirde hem üyemiz kantin işletmecilerine bodrum katlarda, merdiven altlarında, kazan dairesinden bozma alanlarda yer tahsis edip, sonra da buraları sağlıksız olarak niteleyen raporlar düzenlemesi doğru değildir” dedi. Denetimler konusunda ise okul kantinlerinin her yıl denetlendiğini, denetlemelerin 11 değişik resmi makam tarafından gerçekleştirildiğini bildiren Şahin, bu kadar farklı ve çok sayıda kurum tarafından denetlenen başka iş yerlerinin olup olmadığının sorgulanması gerektiğini vurguladı.
