ABD’de bulunan Brigham and Women’s Hastanesi Koruyucu Tıp Birimi tarafından 2003 yılında yapılan bir araştırmada, şeker alımının tip 2 diyabet ile ilişkisinin incelendi.
45 yaşından büyük, koroner kalp rahatsızlığı, felç, kanser hastası olmayan 38.480 kadının yer aldığı araştırmada, katılımcıların tükettikleri gıdalar ve miktarları hakkında anket doldurmaları sağlandı.
Tüketilen fruktoz, sakkaroz, glukoz ve laktoz miktarlarının hesaplanarak sınıflara ayrıldığı çalışmada, katılımcılardan her yıl tip 2 diyabet üzerine anket doldurmaları istendi.
Araştırma sonuçlarına göre, şeker tüketimi ya da glisemik indeks ile tip 2 diyabet arasında kantitatif bir ilişki bulunamadı. Düşük düzeyde şeker tüketenlerin toplam yağ ve kolesterol düzeylerinde az bir artış görülürken, yüksek şeker tüketenlerin daha az protein ve daha fazla karbonhidrat alıp, daha fazla egzersiz yaptıkları gözlendi.
Sakkaroz ve diğer şekerlerin kan glukoz düzeyine etkisinin, hangi karbonhidratın yerini aldıklarına bağlı olduğu doğrulandı. Tek başına sakkarozun; ekmek, pirinç ve patates gibi nişastalı gıdalarla benzer ya da bunlarınkinden daha düşük glisemik yanıta sahip olduğu ve şekerlerin, eşit glisemik indeks değeri taşıyan karbonhidratlar ile yer değiştirdiğinde öğünün glikojenik özelliğini arttırmadığı görüldü.
Sakkarozun, tip 2 diyabet ile ters ilişkisinin olduğunun saptandığı araştırmada, fruktoz, glukoz ve laktozun tip 2 diyabet ile ilgili belirgin bir etkisi görülmedi. Yalnızca glukozun tip 2 diyabetle bir dereceye kadar ilişkisinin olduğu saptandı.