Beslenme ve diyet uzmanları, uzun saatler boyunca aç ve susuz kalınan Ramazan’da susuzluğun etkilerini hafifletebilmek için iftar ve sahur arasındaki saatlerde su tüketiminin yerini diğer içeceklerin tutmayacağını vurguluyor.
Oksijenden sonra insan yaşamı için en önemli yaşam kaynağı olan su, vücudumuz için çok önemli. Vücudumuzun yaklaşık %70’i, kanın %83’ü, kemiklerin %22’si, beynin ve kasların ise %75’i sudan oluşuyor. Vücudumuzun susuz kalması, çok ciddi boyutlara ulaşabilecek sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Sağlıklı bir insan haftalarca yemek yemeden yaşayabiliyor, fakat susuzluğa dayanma süresi en fazla 2-3 gün.
Su alımındaki azalma yan etkilere neden olabiliyor
Toksinlerin vücudumuzdan uzaklaştırılması için her gün farklı mekanizmalar aracılığıyla su atılımı gerçekleşiyor. Bu nedenle, su alımındaki herhangi bir düşüş, vücudumuzun hücrelerinin ve sinirlerinin düzgün bir şekilde çalışmasını etkileyebilir. Diğer bir yandan düşük tüketim; kabızlık, baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk ve kuru cilt gibi istenmeyen yan etkilere neden olabiliyor. Şiddetli dehidratasyon (vücudun susuz kalması) vakalarında, böbrek problemleri, hormonal aktivitelerde azalma, sindirim sisteminde bozukluklar gibi daha ciddi komplikasyonlar da görülebilir.
Yaşamsal fonksiyonlarımızın düzgün bir şekilde çalışması için vücuttan kaybedilen suyun geri kazandırılması, su ihtiyacımızın giderilmesi, hayati önem taşıyor. Vücudumuzdan kaybedilen suyun yerine konması durumunda; fiziksel aktiviteleri yapma becerilerimizin %15, zihinsel aktiviteleri gerçekleştirme, olaylara tepki verme hızımızın %100’e yakın, sorunlara çözüm üretme ya da algılama yetimizin %20’ye yakın gelişme gösterdiği görülüyor.
“Hiçbir içecek suyun yerini tutamaz”
Tüm bu nedenlerle Ramazan’da oruç tutanların, aç kalmaktan öte en sık yaşadıkları sıkıntı ‘susuzluk’. Özellikle Ramazan döneminde vücudumuzdaki su kaybını telafi etmek büyük önem taşıyor.
Hiçbir içeceğin suyun yerini tutamayacağını belirten Sofra/Compass Group Türkiye’nin Ülke Diyetisyeni Gülşen Kadri, Ramazan’da suya olan ihtiyacımızı iftar ve sahurda yediklerimizle kontrol edebileceğimizi belirterek, destek ipuçları verdi.
Neden diğer içecekler suyun yerini tutmaz?
Ramazan ayında susuzlukla baş etmek için en iyi içecek hiç kuşkusuz su. Bunun birden çok nedeni bulunuyor:
Sudan farklı olarak, diğer içecekler çok miktarda şeker içerir ve besin değeri olmayan vücudunuz için gereksiz ekstra kalori tüketmenize neden olabilir. Özellikle gazlı içecekler ve benzeri meşrubatların fazla içilmesi midenizi dolduracak ve sindirim sürecinizi geciktirerek gaz, şişkinlik, mide ağrısı ve kilo alımı gibi pek çok soruna yol açacaktır.
Bazı gazlı içecekler, kahve ve çay gibi kafeinli içecekler, vücuttan sıvı atılımını artırmakta ve bu da su kaybına yol açabilmektedir.
Yediklerimizle susuzluğumuzu nasıl kontrol edebiliriz?
Oruç tuttuğunuz süre boyunca, iftar ve sahur saatlerinde yediklerinizin de susuzluğunuzu kontrol etmede önemli bir rol oynadığını unutmayınız. Ramazan döneminde vücudunuzun susuz kalmasını kontrol altında tutmanıza yardımcı olacak birkaç ipucu:
Yemek sırasında fazla miktarda su içmemeye çalışın. Bunun yerine yemek aralarında, iftar ve sahur saatleri arasında azar azar en az 8-10 bardak olacak şekilde tüketimi sağlayın.
Susuzluğu artırdığı için sıcak ve baharatlı yemeklerden kaçının.
Salatalara ve diğer yemeklere fazla tuz eklemeyin. Ayrıca turşu, işlenmiş etler, işlenmiş bazı yiyecekler gibi tuz miktarı yüksek besinler tüketmekten kaçının, bunlar su tutulmasına neden olarak vücudun suya olan ihtiyacını artırırlar.
Taze meyve ve sebzeler tüketin, su ve lif içerikleri bakımından zengindirler. Bağırsaklarda uzun süre kalırlar ve susuzluğunu azaltırlar.
Çeşitliliğe önem verin. Toplamda en az 5 farklı meyve-sebze tüketmeye çalışın. Unutmayın her meyve ve sebzenin bize sağladığı vitamin-mineraller ve faydaları farklıdır. Ne kadar farklı çeşit o kadar fayda demek!