Girişimsel Nöroloji Uzmanı, Prof. Dr. Semih Giray, halk arasında felç olarak da bilinen inme hastalığının protein ağırlıklı beslenlerde görülme riskinin daha yüksek olduğunu ifade ettti.
Hastanenin Nöroloji Yoğum Bakım ve İnme Merkezi Sorumlusu olan Prof. Dr. Semih Giray, inme hastalığı ile ilgili merak bilinmesi gerekenleri anlatarak, inmenin sık görülen ve özürlülük potansiyelini tetikleyen bir hastalık olduğunu ifade etti.
| İnme nedir? Belirtileri neler? Kimler risk altında? |
“Protein ağırlıklı beslenme, inme riskini arttırıyor”
Hemen herkeste inme görülebileceğini hatırlatan Giray, “İnme günümüzün en güncel hastalıklarından biridir. Herkeste olabilmektedir. Bu konuda herhangi bir yaş sınırlaması yok, çocuklarda bile rastlanmaktadır. Gençlerde, genç inme dediğimiz olay ortaya çıkabiliyor. Yaşlılarda ise doğal bir süreç olarak gözlemlenebiliyor.
Özellikle diyabet, hipertansiyon, kalp hastalığı, obezite gibi risk faktörü olan ya da sigara kullanan kişilerde inmenin ortaya çıkma ihtimali daha fazla oluyor. Bölgemizde Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Kilis, Adıyaman ve çevresi olmak üzere yaklaşık 10 milyon insan yaşıyor. Bu bölgede protein ağırlıklı beslenme söz konusu.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bu tür beslenme alışkanlığının yüksek olduğu yerlerde inme riskinin çok yüksek olduğu gösteriliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her 10 milyon nüfuslu bölgede 4 dakikada bir felç görülebiliyor” dedi.
| Protein tozu nedir? Whey protein tozları zararlı mı, kilo aldırır mı? |
“Vakit kaybetmeden hastaneye götürün”
İnme rahatsızlığı görülenlerin hiç vakit kaybetmeden en yakın hastaneye götürülmesi gerektiğini anlatan Girişimsel Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Giray, “Hasta yakınları inme durumunda, hastaları hemen soğuk duşa yöneltme söz konusu olabiliyor. Konuşma bozukluğu, kollarda ya da ayaklarda gerçekleşen ani güçsüzlük, uyuşma, görmede kayıp, denge bozukluğu gibi belirtiler görüldüğünde hiç vakit kaybetmeden hasta hemen hastaneye getirilmelidir.
İlk müdahalemiz Acil Servis’te başlamaktadır. Damar tıkanıklığı tespit edilirse, hastayı yoğun bakım ünitesine alıyoruz ve damar yolundan pıhtı eritici bir ilaç yapıyoruz. Bu pıhtı eritici ilaç 4 buçuk saat içerisinde hastanemize getirilen ve müdahale edebildiğimiz hastalarda işe yaramaktadır. Bu tedavi yöntemiyle yaklaşık 1 saat içerisinde yüzde 50’ye yakın oranında başarı sağlanabilmektedir.
Eğer damar açılmazsa hastayı anjiyo ünitesine alıyoruz ve endovasküler dediğimiz kasıktan yapılan anjiyo ile beyin damarlarına ulaşıyoruz. Beyindeki pıhtıyı bu yöntemle (cihazla) çekmeye çalışıyoruz. Bu tedavi yönteminin başarı oranı ise yüzde 90’a yakın bir düzeyde. Böylelikle hasta ağır bir felçten kurtulmuş oluyor” ifadelerine yer verdi.
İHA