Porsiyon boyutlarında zaman içinde yaşanan büyümenin dünyada yaşanan obezite krizinin en önemli nedenlerinden biri olduğu düşünülüyor. Sağlıkla ilgili kamu kuruluşlarının bu durum karşısındaki önerisi, gıda ve içecek üreticilerinin porsiyon boyutlarını küçültmesi.
American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre gıda ve içecek sektörünün ürünlerindeki porsiyon boyutlarını küçültmesi, sağlıklı beslenmeyi teşvik ederek obezite sorununun çözümüne katkı sağlayabilir.
Liverpool Üniversitesi Psikoloji, Sağlık ve Toplum Enstitüsünden Dr. Eric Robinson önderliğindeki çalışma, gıda porsiyon boyutlarının küçültülmesinin, o gıdanın normal tüketim miktarı algısını değiştirip değiştirmediğini inceledi.
3 aşamalı deney
Deneyin “gıdalar, duygusal durum ve mantık yürütme” konusunda olacağı söylenen katılımcılara aynı gıdanın büyük ya da küçük porsiyonları verildi. Sonraki gün deneklerin kendilerine aynı gıdadan istedikleri miktarda servis etmeleri sağlandı.
Deneyin 1 hafta sonra yapılan üçüncü ayağında ise deneklere tercih ettikleri porsiyon boyutu soruldu. Deneyin sonucunda katılımcıların gıdanın normal porsiyon boyutu ile ilgili algılarının kendilerine ilk başta servis edilen porsiyon boyutuyla paralellik gösterdiği, küçük porsiyonlar verilen deneklerin daha sonra da küçük porsiyonlar tüketmeye devam ettikleri ortaya koyuldu.
Küçük porsiyonlar aşırı tüketimi önleyebilir
Dr. Eric Robertson yaptığı açıklamada ticari olarak erişilebilen gıdaların porsiyon boyutlarının küçültülmesinin aşırı tüketimi engelleyebilecek bir yaklaşım olacağını, bu sayede toplum düzeyinde obezitenin önüne geçilmesinin mümkün olabileceğini belirterek şunları söyledi:
“Mevcut bulgular, satışta olan gıdaların porsiyon boyutları küçültülürse, bu daha küçük boyutların yiyecekler için ‘normal boyut’ algısını yeniden yapılandıracağını, böylelikle tüketicilerin tercih edecekleri tüketim miktarını azaltacağını ortaya koyuyor.”
Karşılaşma sıklığı önemli
Çalışmanın yazarlarından Dr. Inge Kersbergen ise çalışmanın bu algı etkisinin ne kadar süreceğini göstermediğini, küçük porsiyonların algı değiştirici etkisinin deneyin ikinci gününde; bir hafta sonrasına göre daha etkili olduğunu söyledi. Kersbergen, yakın çevrenin algıları etkilediği düşüncesi temel alındığında, insanların büyük boyutlar yerine küçük porsiyonlarla daha sık karşı karşıya kalmasının bu algı etkisinin devamlılığı için elzem olduğunu vurguladı.