Fonksiyonel gıdalar nereye gidiyor
ILSI Avrupa’nın, 9-11 Mayıs tarihlerinde Malta’da düzenlediği Fonksiyonel Gıdalar Sempozyumu’nda sektörün geleceği tartışıldı. |
Dünyada sağlığa faydaları hakkında bilimsel bir konsensus oluşan fonksiyonel gıdalar konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesinde, sağlık beyanları önemli bir rol oynuyor. Sağlık beyanları, gerek ebeveynlerin, gerekse çocuk ve gençlerin bu gıdalara ulaşmasının bir yolu olarak ortaya çıkıyor. Gıdaların tüketiminde dengeli ve yararlı bir beslenme için önemi bu kadar büyük olan sağlık beyanına sahip etiket taşıyan fonksiyonel gıdalar, dünyada sağlıklı ve optimum beslenmenin temellerinden biri olarak kabul ediliyor.
Türkiye’de pazar genişliyor
Temel beslenmenin ötesinde sağlık yararı sağlayan gıdalar olarak da tanımlanan fonksiyonel gıdalar, 2003 yılında ABD’de 22.7 milyar, Avrupa’da 23 milyar, tüm dünyada 130 milyar dolarlık bir pazara ulaştı. Türkiye’deki fonksiyonel gıda pazarı 75 milyon YTL’ye ulaştı.
Geçen 3-4 yıl içinde günlük konuşmalarımızın içine girmeye başlayan Fonksiyonel Gıda kavramı, 1980’lerin sonuna doğru Japonya’da ortaya çıkan ve besinsel faydaları nedeniyle bir anda bütün dünyaya yayılan, temelde insan vücudu üzerinde olumlu etki yapacak öğelerle zenginleştirilmiş ya da olumsuz olabilecek öğelerden arındırılmış gıda ürünleri anlamına geliyor.
Metabolizmaya yararlı olan bu ürünler, sağlık sorunlarının hızla arttığı yüzyılımızda iyi yaşamak, iyi hissetmek ve iyi görünmek isteyenlerin tercihi olarak şekilleniyor. AB konsensus dökümanlarında hastalık risklerini azaltan fonksiyonel gıdalar, besin bilimi olarak tanımlanıyor ve bilimsel olarak büyük kabul görüyor.
Türk Gıda Kodeksi’nde AB regülasyonları çerçevesinde son gerçekleştirilen düzenleme gıda sanayinin önünü açarken, tüketici sağlığı açısından da önemli bir adım atılmış oldu. Ulusal Gıda Kodeksi Komisyonu’nun gıda gruplarını dörtten dokuza çıkarması ve daha önceki gıda gruplarının da kapsamını genişletmesiyle, kolestrol, yağ, doymuş yağ, sodyum, şeker, alkol, kalsiyum, probiyotik bakteri, prebiyotik, omega3 yağ asidi, soya proteini ve bitkisel sterol/stanol ihtiva eden gıda bileşenleri sağlık beyanları kullanma imkanına kavuşmuş bulunuyor.
ILSI’nın çalışmaları
ABD’de 1978 yılında kar amacı gütmeyen bir vakıf olarak kurulan ILSI, beslenme, gıda teknolojileri, gıda ve çevre güvenliği konularında bilimsel çözümler ve yaklaşımlar üretmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. ILSI, gelecekte varolması öngörülen potansiyel sorunlar için de çözüm önerileri arayışında.
ILSI Avrupa, 1993 yılında Fonksiyonel Gıdalar Çalışma Grubu’nu ve daha sonra 1995’te Sindirim Sistemi Mikroflorası Çalışma Grubu’na dönüşüp, Avrupa Komisyonu regülasyonları, Avrupa’da ulusal kodların geliştirilmesi ve rehberlerin yayınlanmasında aktif rol oynamaktadır.
Malta’da tartışıldı
Fonksiyonel Gıdalar hakkında bir çok çalışmanın altına imzasını atan ILSI Avrupa, bu çerçevede 9-11 Mayıs tarihleri arasında Malta’da Fonksiyonel Gıdalar ve Sağlık Beyanları Sempozyumu düzenledi.
Gıda ve bilim dünyasından birçok önemli ismin gerek konuşmacı, gerekse izleyici olarak katıldığı sempozyuma Türkiye’den Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil ve KKGM Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Nevzat Artık, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. İrfan Erol, Ülker Gıda Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, Ülker Kurumsal İletişim Direktörü Zuhal Şeker, Danone Dış İlişkiler Müdürü Adnan Çavuş, MEYED Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, Unilever Algida ArGe Direktörü Bil Ergin , TGDF Kurumsal İletişim Direktörü ve Genel Yayın Yönetmenimiz İlknur Menlik katıldı.
Dünyanın dörtbir yanından akademik çevrelerinin katıldığı sempozyuma Türk akademisyenler de değişik konularda hazırladıkları poster çalışmaları ile katıldılar.
Çalışmalar içinde en orjinali ise Dr. Ayşe Handan BAYSAL tarafından şalgam suyunun fonksiyonel özelliklerine ilişkin sunum oldu.
Türk heyetinin görüşleri
Sempozyuma katılan Türk heyetinden bazı isimler, tartışmaları şöyle değerlendirdiler:
Prof. Dr. İrfan Erol (A.Ü.) Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Bölüm Başkanı): “Fonksiyonel gıdaların geleceği; öncelikle epidemolojik çalışma sonuçlarına, yeni teknolojilerin gelişmesine, uluslararası düzeyde yasal düzenlemelere ve tüketici algılamasının ve kabulünün yükseltilmesine bağlı olacaktır. Bu sempozyumda da AB, ABD ve Asya ülkeleri perspektifinde fonksiyonel gıdalara ilişkin temel konulara ilişkin ciddi görüş ayrılıklarının bulunduğu dikkate alınırsa, fonksiyonel gıdalara ilişkin düzenlemelerde Türkiye’nin ileri bir pozisyona sahip olduğu dikkati çekmektedir. Dolayısıyla, yeni düzenlemelerin mutlaka çok yönlü bilimsel araştırmalar esas alınarak yapılması ve başta AB ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara paralel bir yaklaşımın sergilenmesi doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca fonksiyonel gıdalar, yanlış beslenme ve hareketsizlik (fiziksel inaktivasyon) sonucu gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan sağlık sorunlarının çözümüne alternatif olarak görülmemeli, sağlık beyanlarında fonksiyonel gıdaların spesifik bir hastalığı tedavi ettiği, iyileştirdiği gibi tüketiciyi yanıltıcı bilgilerden şiddetle sakınılmalıdır.”
Prof. Dr. Aziz Ekşi (MEYED Başkanı): “Gıda, beslenme ve sağlık alanında ‘üniversite, endüstri, hükümet’ üçgeninin entegrasyonunu amaçlayan ILSI’nin Malta’daki Fonksiyonel Gıda sempozyumu da öncekiler gibi çok başarılı idi.
Sempozyumda sağlık kaybına yol açan faktörler önemine göre; yüksek tansiyon, tütün, alkol, kolesterol ve obezite olarak sıralandı. Bu etkenlerin çoğunun diyet ile ilişkili olması K. Vogts’un ‘insan ne yerse odur’ deyişini bir kez daha doğrulamış oldu. Tanımı farklı yapılsa da uygulamada ‘sağlık vurgulu’ ya da ‘sağlık beyanlı’ gıdaların ‘fonsiyonel’ olarak algılandığı ve bu gıda grubunun sağlıklı yaşama yeni bir kapı araladığı konusunda uzlaşıldı.”
Bil Ergin (Unilever Algida AR GE Direktörü): “Sempozyum sunumların içeriği, poster sunumları ve katılımcıların profili göz önüne alındığında tamamen tatmin edici idi. Tarafsız ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan ILSI sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme ekseninde Akademi-hükümetler- endüstri üçgenini Sempozyumda gayet dengeli bir şekilde harmanladı ve fonksiyonel gıdalar ve beyanları ile ilgili son gelişmeleri katılımcılara duyurdu.
Oturumlardan en ilginci fonksiyonel gıdaların geleceği hakkında yapılan ve tüm katılımcıların dahil edildiği açık oturum ve tartışma oldu. Katılımcılar bir konuda fikir birliğine vardılar: Fonksiyonel gıdaların başarılı olması için en önemli kriter fonksiyonel gıdaların tüketici ile iletişimi. Fonksiyonel özelliklerin tüketicilere çok iyi bir şekilde anlatılması ve tüketicilerin buna inanması gerekli. Dahası Tüketiciler Fonksiyonel gıdaları bir ilaç gibi değil fonksiyonel yani sağlığa yararlı ve bunun yanında lezzetli bir gıda olarak görmeli.
Sempozyumda dikkatimi çeken başka bir konuda fonksiyonel gıdaların tarifi için yapılan yarış idi. Sunum yapanlar fonksiyonel gıdaları kendi cephelerinden baktıkları şekilde tarif ettiler. En anlamlı ve sade tarif fonksiyonel gıdalar eşittir ‘pozitif beslenme’ idi.
Türkiye fonksiyonel gıdalar konusunda lider ülkelerden biri, Türkiye de fonksiyonel gıdalar ile ilgili mevzuat Avrupa dan daha önce yayınlandı. Bu meyanda TGDF nin ILSI ile beraber Türkiye’de bu sempozyuma benzer bir aksiyon yaparak dünyada fonksiyonel gıdalar ile ilgili gelişmelerin ilgili kurumlara aktarılması, endüstri ve özellikle basın kanalı ile tüketicilerin bilgilendirilmesinin faydalı olacağına inanıyorum.”
Ortak payda altında topluyor
Dünya çapında 400 kurumsal üyesi bulunan ILSI, beslenmenin insan sağlığındaki rolü, dünya mikro besin eksikliğinde gerileme, gıda katkı maddelerinin güvenliği, su arıtma metotları ve standartlarının yeniden değerlendirilmesi gibi geçmişten beri süre gelen çalışmalara ek olarak başlattığı fonksiyonel gıdalara ilişkin olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile yakın çalışmalar yürütürken, BM Tarım ve Gıda Organizasyonu (FAO) ile de özel danışmanlık statüsünde ilişkilerini sürdürüyor.
Bu yıl 20. yaşını kutlayan ILSI Avrupa, beslenme, gıda güvenliği ve çevre gibi bilimsel kritik konularda katalizör rolü üstlenmiş bulunuyor. Kamunun ilgisini, sanayinin, hükümetlerin ve akademik çevrelerin endişesini uyandıran konularda tutarlı bilimsel cevaplar sunan kuruluş, bu bilgiyi bilimsel çevrelere, uluslararası organizasyonlara ve ajanslara yayıyor.
ILSI Avrupa, sanayi kuruluşları başta olmak üzere, Avrupa Komisyonu ve komisyon projelerince mali olarak destekleniyor. Gıda ve gıdaya bağlı tüm sanayi kuruluşlarına açık olan ILSI üyeliğine, ilaç başta olmak üzere insanlar tarafından tüketilen ürünleri üreten tüm firmalar da başvurabiliyor. 2006 yılında 54 firma tarafından desteklenen ILSI Avrupa, tüm üye kuruluşların katıldığı genel meclis, genel meclisin seçtiği üyelerden oluşan yönetim kurulu ve yarısı sanayi temsilcisi olmayan 20 uzmandan oluşan Bilimsel İstişare Kurulu’ndan oluşuyor.