Litvanya’nın Gıda ve Veterinerlik Servisi’nin (FVS) verilerine göre 2015 yılında gerçekleştirilen 420 tonluk helal et ihracatı, ülkenin gerçekleştirdiği sığır eti ihracatının %10’una ulaştı.
Diğer ülkelere helal et ihracatı için gerekli olan üretim sertifikaları alımında uzun yol kat ettiklerini belirten Gıda ve Veterinerlik Servisi başkanı Vidmantas Paulauskas, üretimlerinin büyük bir kısmını komşu ülkelerde bulunan Müslüman ve Yahudi topluluklara ulaştırmakla birlikte, 2015 yılında Mısır ve Lübnan’a da ihracata başladıklarını bildirdi.
Geçtiğimiz yıl içerisinde 420 ton helal et ürettiklerini ifade eden Paulauskas, bunun 100 tonunun Lübnan’a, 50 tonunun Mısır’a ve geri kalanının da AB üyesi komşu ülkelere ihraç edildiğini söyledi.
Avrupa’da helal et için güçlü talep
Göçmenlerin Avrupa’ya akın etmesinin ardından helal et talebinin Litvanya’da hızla arttığı bildirilirken, ülkede üretilen helal etlerin AB içerisinde satışının Müslüman ülkelere yapılan ihracattan daha kârlı olduğu belirtiliyor. Bunun sebebi olarak ise daha etkin tedarik kanalları, yüksek pazar fiyatı ve ulaştırma maliyetlerinin çok daha düşük olması yatıyor.
Litvanyalı yetkililer ihracatçıların birçok farklı ülke ile irtibat içerisinde belirterek İran’la yapılan görüşmelerin tamamlanmak üzere olduğunu ve benzer bir şekilde Fas’ta da ticaret olasılıklarının bulunduğunu ancak bu ülkelerdeki mevcut pazar fiyatlarının bu gibi riskli bir hareketi kârlı kılmadığını belirtti. Mevcut olarak ülkenin üreticilerinin Bosna Hersek, Kosova ve Arnavutluk’u tercih ettiğini Paulauskos, zaman içerisinde daha da fazla açılmayı umduklarını ifade etti.
Müslüman ülkelere ihracatta hala umut var
Paulauskas ayrıca İslami kurallara uygun olarak kesilmiş etlerin 3,770 ton ile geçen yıl ihracat edilen sığır eti toplamının %10’una ulaştığını belirterek, FVS’nin bu yıl içerisinde gerçekleştireceği anlaşmalar sonucunda bu rakamın daha da artmasını beklediklerini ifade etti.
Litvanya Et İşleyicileri Derneği Başkanı Egidijus Mackevičius da benzer bir şekilde Arap Yarımadası’nın kendilerine ait et üretim kapasitesine sahip olmadıkları için et ihracatı açısından oldukça cazip bir nokta haline geleceği yorumunda bulundu.
Karşılaştıkları engeller arasında bu ülkelerde elçiliklerinin bulunmaması ve sadece yeterli yetkiye sahip olmayan konsolosların bulunmasını gösteren Mackevičius, hızlı bir şekilde elçiliklerin açılarak gerekli politik, kültürel ve dini farklılıkların önüne geçilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.