Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO, küresel öneme sahip tarım mirası bölgeleri ile ilgili bilgilerin yer aldığı bir kitapçık yayınladı. Kitapçıkta bu tanıma alınan bölgelerin korunma şartları, sorunlar gibi konulara değinilerek, çeşitli ülkelerde bulunan tarım mirası bölgelerinin özellikleri renkli fotoğraflar eşliğinde anlatıldı.
Çiftçiler, hayvan yetiştiricileri, balıkçılar ve ormancılar, yüzyıllar boyunca geniş çeşitlilikte, yerel koşullara uyum sağlamış, zamanın test ettiği dahice tekniklerle işletilen tarımsal sistemler geliştirmiştir. Bu sistemler hala insanlığa sosyal, kültürel, ekolojik ve ekonomik faydalardan oluşan bir buket sunmaktadır.
“Küresel Öneme Sahip Tarım Mirası Sistemler” (Globally Important Agricultural Heritage Systems, GIAHS) olarak adlandırılan bu sistemler tarımsal çeşitliliği, dayanıklı bir ekosistemi ve çok değerli kültür mirasını bir arada bulunduran, güzelliğiyle göz kamaştıran araziler şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Tarım Mirası bölgeleri tarımsal deneyim birikimini temsil ediyor
Dünyanın bazı özel bölgelerinde yer alan bu sistemler, milyonlarca küçük ölçekli çiftçiye sürdürülebilir olarak çeşitli ürünler, yiyecekler ve refah güvencesi sağlamaktadır. İnsanlık ve doğanın beraberce evrimleşmesi sırasında bu bölgeler, yüzlerce yıllık kültürel ve biyolojik ilişki ve sinerji yoluyla ortaya çıkmıştır. Bu sistemler kırsal kesimde yaşayan insanların deneyim birikimini temsil etmektedir.
Ne yazık ki bu bölgeler iklim değişikliği ve doğal kaynaklara yönelik rekabet artışı nedeniyle tehdit altındadır. Ayrıca ekonomik koşulların kötüleşmesi nedeniyle yaşanan göç, geleneksel tarım yöntemlerinin terk edilmesine, yerel türlerin kaybolmasına neden olmaktadır.
GIAHS programı ile tehditlerin giderilmesi amaçlanıyor
FAO aile çiftçiliğinin ve geleneksel tarım sistemlerinin karşı karşıya kaldığı bu tehdit nedeniyle bundan 16 yıl önce GIAHS programını başlatmış; bu sistemlerin korumasını, sürdürülebilir bir konuma getirilmesini ve sosyoekonomik kalkınmayı dengeli bir şekilde desteklemeyi amaçlamıştır. Program, tehditlerin giderilmesi için gereken yolların araştırılması yanında, bu sistemlerden elde edilen faydayı da daha üst düzeye çekilmesine de yardımcı olmaktadır.
Halen dünyada 20 ülkede GIAHS programına dahil edilmiş 50 bölge vardır. Bunların artması beklenmektedir. Atalarımızdan kalma bu tarım sistemleri günümüz ve gelecekteki tarımsal yenilik ve teknolojilerin temelini oluşturmaktadır. Kültürel, ekolojik ve tarımsal çeşitlilikleri halen dünyanın pek çok bölgesinde, kendine has tarım sistemleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Temel mesajlar
FAO yayınladığı raporda bazı temel mesajlara yer verdi. Geleneksel tarım bölgelerinin yüzyıllardır kırsal kesimlerdeki insanların geçimine olanak verdiği ifade edilen raporda; bu bölgelerin yerel tarımsal çeşitliliğin, hassas arazilerin, geleneksel bilgi birikiminin, çiftçilerin kimlik ve kültürlerinin korunmasında önemli rol oynadığı vurgulandı.
Yüzyıllar boyunca bu bölgelerde biriken deneyimin değerli ekolojik tarım tekniklerinden örnekler sunduğu; bu bilgilerin sürekli değişen sosyal, çevresel ve ekonomik koşullara uyum için insanlara yol gösterebileceği ifade edildi.
Küresel önemi olan tarım mirası bölgelerin, insan ve ekosistemin sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde gösterdiği uyumun bir örneği olduğu belirtilen raporda; bu bölgelerde doğal kaynakların ve ekosistemin sürdürülebilir ve verimli yönetiminin gözlenebileceği vurgulandı.
Türkiye de incelendi: Diyarbakır, Kilis ve Mardin’de potansiyel
Halihazırda Meksika, Peru, Şili, Portekiz, İspanya, Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Kenya, Tanzanya, Hindistan, Sri Lanka, Bangladeş, Çin, Kore, Japonya ve Filipinler’de bulunan; tarım mirası olarak ilan edilen 50 bölgenin daha da artması bekleniyor.
FAO program çerçevesinde Türkiye’yi de incelemiş ve potansiyel bölgelere 2017 raporunda yer vermişti. Buna göre Diyarbakır ilinde üç (geleneksel boyama ve dokuma sistemleri, Karacadağ pirinç üretim sistemleri, geleneksel peynir üretimi); Kilis’te iki (Kilis Karası üzüm üretim sistemleri, zeytin üretim sistemleri) ve Mardin’de bir (Sultan Şeyhmus incir üretim sistemi) bölge potansiyel olarak belirlenmişti. Konuyla ilgili bir rapor oluşturan Dr. Burcu Tarıkahya Hacıoğlu da, Türkiye’de GIAHS programının ikinci aşamasına geçmenin önemini değerlendirmişti.