Kötü beslenmenin devasa sosyal ve ekonomik maliyetlerini ortaya koyan FAO Genel Başkanı José Graziano da Silva dünya çapında hem beslenme bozukluklarının hem açlığın yok edilmesi yönünde çaba gösterilmesi için çağrı yaptı.
FAO’nun yıllık Gıda ve Tarım Durumu raporunun yayınlanması nedeniyle yapılan konuşmada dünyanın beslenme bozukluklarının bir türü olan açlık ile mücadele ilerleme sağladığı, ancak henüz gidilecek çok yol olduğu belirtildi. José Graziano da Silva FAO’nun mesajının açlık ve beslenme bozukluklarının tamamen ortadan kaldırılması için çalışılması gerektiği olduğunu belirtti.
Rapora göre 2 milyar insan bir ya da daha fazla makrobesin açısından yoksunluk çekiyor, 1,4 milyar insan fazla kilolu, bunların 500 milyonu da obez. Beş yaşın altındaki tüm çocukların %26’sında gelişme bozukluğu, %31’i A vitamini eksikliği çekiyor.
Beslenme bozukluklarının verimlilik kaybı ve sağlık masrafları yoluyla küresel ekonomiye getirdiği maliyet kabul edilemez: Küresel GSYİH’nın %5’i, 3,5 trilyon Dolar ya da kişi başına 500 Dolar. Bu miktar neredeyse Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’nın GSYİH miktarına eşit.
Sosyal anlamda bakıldığında çocuk ve anne beslenme bozuklukları milyonlarca insanın hayat kalitesini ve beklentisini düşürmekte, kalp hastalığı ve dyabet gibi obeziteye bağlı sağlık sorunları milyonlarcasını daha etkilemektedir.
Rapor beslenme bozuklukları ile savaşmak için sağlıklı ve iyi beslenmenin gıda ve tarımla başlayacağını belirtiyor. Gıdaların yetiştirilmesi, işlenmesi, taşınması ve dağıtımı ne yediğimizi etkiliyor. Bu nedenle iyileştirilmiş gıda sistemleri gıdaları daha ucuz, çeşitli ve besleyici bir hale getirebilir.
Eylem konusunda bazı öneriler şöyle:
· Verimi artıracak tarım politikaları, yatırım ve araştırmaları kullanın. Bunu sadece mısır, pirinç ve buğday gibi temel tahıllar için değil, besin konusunda zengin baklagiller, et, süt, sebze ve meyveler için de uygulayın.
· Şu anda yıllık üretilen gıdanın üçte birine denk gelen gıda kayıp ve israfının önüne geçin. Bu gıdaların daha ucuz ve erişilebilir olmasını sağlayacağı gibi toprak ve diğer kaynaklar üzerindeki baskıyı da azaltacaktır.
· Geniş çeşitlilikte gıdalara erişimi artırarak tedarikçilerin beslenme açısından performansını iyileştirin. Doğru şekilde düzenlenmiş gıda sistemleri çeşitlilik içeren ve sağlıklı beslenmenin anahtarıdır.
· Eğitim, bilgilendirme ve diğer eylemlerle tüketicinin daha iyi beslenme seçimleri yapabilmesine yardımcı olun.
· Zenginleştirme ve içeriğin yenilenmesi yoluyla gıdaları besin öğeleri yönünden iyileştirin.
· Gıda sistemlerini anne ve çocukların ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak bir konuma getirin. Döllenmeden sonraki kritik ‘ilk 1000 gün’ yaşanan beslenme bozuklukları kadınların sağlığına uzun süreli hasarlar verebilir, çocuklarda hayat boyu sürebilecek fiziksel ve zihinsel bozukluklara neden olabilir.
Rapor kadınlara kaynaklar ve gelir üzerinde daha fazla kontrol sağlanırsa bunun hem kendi hem çocuklarının sağlığı için faydalı olacağını belirtiyor.
Rapora göre gıda sistemlerinin beslenmeyi iyileştirmesi, güçlü politik irade ve en üst düzeyde liderliğe, sağlık ve eğitim gibi diğer alanlarla ortaklığa ve koordineli yaklaşıma gereksinim duyulan karmaşık bir görevdir. Yetersiz beslenme, mikrobesin yetmezliği, fazla kilo ve obezitenin etkin şekilde azaltılması için sektörler arasında birçok kişi ve kuruluşun birlikte çalışması gereklidir. Gıda sistemlerinin liderlik ve etkin koordinasyon sağlayacak, ortak çalışmayı destekleyecek şekilde yönetilmesi birinci önceliktir.