Son hızla ve deyim yerindeyse “yuvarlana yuvarlana, sağa sola çarpa çarpa kırıp dökerek” 1 Kasım seçimlerine doğru ilerliyoruz. Bu hengame arasında partiler, 1 Kasım’a yönelik seçim bildirgelerini düzenledikleri toplantılarla açıkladılar. Meseleleri sağduyu ile tartışamadığımızdan mıdır bilinmez, ortalık toz duman içerisinde. Bugüne kadar yaşananlar da o toz bulutlarını henüz dağıtabilmiş değil. Biz de Gıdahattı olarak bu toz bulutunu biraz aralayalım istedik ve partilerin tarım ve gıdaya yönelik seçim vaatlerini okurlarımız için ayrıştırdık, haber dosyamızda bir araya getirdik.
Ancak şunu söylemek gerekir ki kırıp dökerek ilerlediğimiz alan sadece seçimlerle sınırlı değil. Ya da şu daha doğru bir deyiş olur zannediyorum: “Meselelerin üzerine popüler yaklaşımlarla eğildiğimiz…” Bu anlamda gıda sektörü de uzun zamandır kırıp dökerek ilerlediğimiz, yani bilim temelli çözümler yerine popüler tartışmaların yapıldığı bir alan oldu. Bunu niçin söylüyorum; eğer biri çıkıp da bu ülkede ‘süt kanser yapar’ derse, işte bu kırıp dökmektir bana göre. Bunun gibi nice örnek sayabilirim. Belki bu popülerlik kaygısıyla yürütülen tartışmaların bir tezahürü olarak, bazı süt ve süt ürünlerinin okul kantinlerine yönelik düzenlemede koyu renklerin gölgesinde kaldığı görülüyor. Keza bu başka ürünler için de geçerli.
Aslında sadece ülkemizde değil, dünyada da gıda ile ilgili pek çok konu bu şekilde tartışılıyor. Uluslararası Sütçülük Federasyonu (IDF) Başkanı Jeremy Hill de buna dikkat çeken isimlerden birisi. Dünya Sütçülük Zirvesi’nde konuşan Hill’in mesajı ise çok manidar; “Gıda sistemimizi, gıdamızı ve beslenmemizi denenmemiş politika ve tavsiyeler yüzünden çarçur etmeyi göze alamayacağımız bir dünyada yaşıyoruz.” Bu arada 2017 zirvesinin İstanbul’da gerçekleştirileceğini de hatırlatayım.
Tüm bu popüler tartışmalara karşın bilim durmuyor ve yine de araştırmaya devam ediyor. Geçen ay katıldığım ve Harvard Tıp Okulu’nda gerçekleştirilen bir konferansta, fonksiyonel gıdaların kronik hastalıkların önlenmesindeki önemli rolüne dikkat çekilerek, bu yöndeki yeni araştırmalar ve bilimsel kanıtlar sunuldu. Konuşmaların ortak mesajlarından biri de şuydu: “Obezite ve diğer kronik hastalıklar, sadece birkaç gıda bileşeninin eseri değildir.”
Dergimizin bu sayısında da ‘meselelerin kıyısından dolaşmayan’ haberler bulacaksınız. Üstelik bir yenilikle… Artık dergimizi cep telefonu ve tabletlerinize kadar getiriyoruz.
İyi okumalar!
*Gıdahatı Ekim-Kasım 2015 Sayısı Başyazısı