Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Kararı ile çekildiği İstanbul Sözleşmesi tekrar gündeme geldi. İstanbul Sözleşmesi nedir? Tarafları hangi ülkelerdir, maddeleri nelerdir?
İstanbul Sözleşmesi nedir?
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ile devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
Asıl adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir. İstanbul’da yapılan konferansta imzaya açıldığı için “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinmektedir.
45 ülke ve Avrupa Birliği üyeleri tarafından imzalanmıştır. Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar.
Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir.
Türkiye de sözleşmeyi imzalayan ülkeler arasındadır. 20 Mart 2021 tarihi itibariyle sözleşme, Resmi Gazete’de yayınlanan kararla (Karar Sayısı: 3718) Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmiştir.
Türkiye’de 2010-2019 yılları arasında kadın cinayetlerinin düşüş gösterdiği tek yıl sözleşmenin imzalandığı yıl olan 2011 yılıdır.
İstanbul Sözleşmesi maddeleri nedir?
12 bölüme ayrılmış 80 maddeden oluşan Sözleşme genel olarak Önleme, Koruma, Yargılama/Kovuşturma ve Bütüncül Politikalar/Destek Politikaları ilkelerini savunmaktadır.
Sözleşmenin dört temel maddesi şu şekildedir:
- Kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi,
- Şiddet mağdurlarının korunması,
- Suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması
- Kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi
Detaylara bakıldığın İstanbul Sözleşmesi imzacı devletlerden toplumsal cinsiyet eşitliği ekseninde kapsayıcı hüviyette politikalar üretip uygulaması, bunu sağlamak adına daha fazla ekonomik kaynak tesis edilmesi, kadına yönelik şiddetin boyutu hakkında istatistik verilerinin toplanması ve kamuoyu ile paylaşılması, şiddeti önleyecek toplumsal zihniyet değişikliğinin yaratılması sorumluluğunu yüklemektedir.
Bu yükümlülükteki temel beklenti ve koşul bunun hiçbir şekilde ayrım yapılmadan tesis edilmesi yönündedir.
Bu kapsamda taraf devletler şiddeti önlemek için farkındalık yaratmalı, Sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla işbirliği yapmalıdırlar (Madde 13-8).
Ayrıca eğitim (Madde 14), uzman kadroların kurulması (Madde 15), önleyici müdahale ve tedavi süreçleri (Madde 16), özel sektör ve medyanın dahli (Madde 17), mağdur kişilerin hukuki yardım alma hakkı (Madde 57) ve izleme kurulu (Madde 66) mekanizmalarının sağlanması taraf devletlerin sorumluluğu altındadır.
Sözleşme ağırlıkla kadına yönelik şiddeti önleme amacı gütse de Madde 2’de belirtildiği üzere hane halkının tüm üyelerini kapsamaktadır.
Buna göre Sözleşme sadece kadınlara yönelik değil çocuklara karşı şiddet ve çocuk istismarının önlenmesini de amaçlamaktadır.
26. Madde bu kapsamda belirlenmiştir ve maddeye göre taraf devletler şiddet mağduru olan çocukların haklarını korumalı ve yaşanan menfi duruma karşı yasal düzenlemeler ile psiko-sosyal danışmanlık hizmetleri sağlamalı, önleyici ve koruyucu tedbirler almalıdır.
27. Madde ise çocuk yaşta evliliği ve zorla evlendirilmelerin suç sayılması için yasal dayanaklar oluşturulması yükümlülüğünü belirtmektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nin tam haline buraya tıklayarak PDF formatına ulaşabilirsiniz.