BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 5. Değerlendirme Raporu’nun ikinci bölümü olan “İklim Değişikliği 2014: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık Raporu”, iklim değişikliğinin etkisiyle su kıtlıklarının ve kuraklıkların artacağını, tarımsal verimliliklerin düşeceğini, gıda fiyatlarında dünya genelinde %85’e varan artış gerçekleşebileceğini öngörüyor.
Türkiye’de iklim değişikliği konusunda çalışmalar yürüten STK’ların oluşturduğu İklim Ağı ve Boğaziçi Üniversitesi, 11 Nisan’da, IPCC 2. çalışma grubunun raporuna ilişkin olarak bir panel düzenledi. Panelde, IPCC raporunun başyazarlarından Greenwich Üniversitesi’nden Prof. Dr. John Morton ile Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Doç. Dr. Barış Karapınar, Türkiye de dahil olmak üzere IPCC’ye üye bütün ülkelerin üzerinde anlaştığı, iklim değişikliğinin gıda üretiminde düşüş, su ve gıda kıtlığı, yükselen deniz seviyeleri ve insan sağlığına etkilerinin yanı sıra küresel olarak tüm ülkelerin bu etkilere karşı ne kadar kırılgan olduğunu da ortaya koyan raporu değerlendirdi.
Dünyanın geleceğine ilişkin alarm veren rapor; iklim değişikliğinin tüm kıtaları ve okyanusları etkisi altına aldığını, su sistemleri ve mahsullerin küresel ısınmadan olumsuz etkilendiğini, kara ve okyanuslarda yaşayan türlerin yaşam yerlerini değiştirdiklerini ve bu yüzden gıda ve su arzının kırılganlaştığını, gıda ve sağlık krizlerinin kapıda olduğunu ortaya koyuyor.
İklim sisteminde yaşanan değişiklilerin insan ürünü olduğunu ve bunun tarımdan gıda fiyatlarına, insan sağlığı ve altyapı sistemlerine kadar her alanı etkilediğinin altı çizilen rapora göre, bir an önce önlem alınması gerekiyor. Yakın zamanda alınacak önlemler çok daha etkili ve az maliyetli olacak. Aksi halde maliyetler daha da yükselecek.
“İklim Değişikliği 2014: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık Raporu”na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. John Morton, Eylül sonunda yayınlanan ve iklim değişikliğiyle ilgili gelecek öngörülerini içeren 1. raporu hatırlatarak, önümüzdeki dönemde seragazı emisyonlarının devam etmesi ya da şu anki düzeyin üstüne çıkması durumunda, yüzyılın ikinci yarısında büyük iklim değişiklikleri olacağını söyledi. Morton, Türkiye’de 2035 yılına gelindiğinde ortalama 1 ile 2 derece arasında ısınma artışı olacağını, 2100 yılında bu rakamın 4 -7 dereceye çıkacağını bildirdi. Özellikle balıkçılığın ve çiftçiliğin iklim değişikliğinden etkileneceğini belirten Morton, 2109 yılına kadar toplam gıda üretiminde azalma beklediklerini, dünyanın pek çok bölgesinde mahsul oranında %15’ten fazla azalma görüleceğini kaydetti.
Türkiye’nin bu olumsuz gelişmelerden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer aldığına dikkat çeken 5. IPCC raporunun kırsal kalkınma etkileri bölümünün yazarlarından Doç. Dr. Barış Karapınar da, şu değerlendirmeleri yaptı:
“70 ülkeden yaklaşık 300 bilim insanının binlerce bilimsel çalışmayı değerlendirerek hazırladığı bu rapor, iklim değişikliğinin etkisiyle su kıtlıklarının ve kuraklıkların artacağını, tarımsal verimliliklerin düşeceğini öngörüyor. Yağış rejimi değişiklikleriyle dünyanın bazı bölgelerinde gıda fiyatlarında düşüş görülebilir ama 3-4 derecelik ısınmanın yaşanacağı 2050’den sonra gıda fiyatlarında yüzde 85’e varan artış gerçekleşebilir. Buğday gibi bazı ürünlerde bu oran yüzde 100’ü de geçecek. Türkiye’de de gıda fiyatları daha da artacak. Mesela bu seneki kuraklıktan sonra ben buğday ithalatında artış bekliyorum.
İklim değişikliğinin 21. yüzyılın en büyük sosyal adaletsizlik kaynaklarından biri olması bekleniyor. Bu olumsuzluklardan en fazla etkilenecek toplumsal grupların başında yoksullar, siyasal, sosyal ve ekonomik olarak dışlanmış sosyal katmanlar, kadınlar ve çocuklar geliyor. Yoksul katmanlar gelirlerinin büyük bölümünü gıdaya harcamak zorunda. Örneği Afrika’da insanlar gelirinin yüzde 70’ini gıdaya harcıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 20-30 arasında. Dolayısıyla alt gelir grupları etkilenecek. Beslenme yetersizliği olan çocuk sayısı 20-25 milyon artabilecek; gıda yardımlarıyla yaşayan insan sayısında da artış görülecek.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere ciddi su sıkıntısı yaşanacak. İklim değişikliğine adaptasyon için yapılması gereken, su kullanımında verimliliğin göz önüne alınması.
Hükümetlerin bu raporda ortaya konan politika önerilerini dikkatle değerlendirip uygulamaya koymaları gerekiyor.”
IPCC’ye göre, dünya genelinde yatırımların ciddi anlamda değişiklik göstermesi gerekecek. Fosil yakıt yatırımlarının her yıl 30 milyar dolar gerilemesi; düşük karbon kaynaklarına yönelik yatırımların ise her yıl 147 milyar dolar artması gerekiyor. Bu arada, ulaştırma, inşaat ve sanayi sektörlerinde enerji verimliliği yatırımlarının yılda 336 milyar dolar artması gerekecek.
IPCC 5. Değerlendirme Raporu’nun son bölümünü oluşturan iklim değişikliğiyle mücadelede neler yapılması gerektiğini araştıran üçüncü rapor da 13 Nisan’da yayınlandı. Ekim ayında da üç rapordan oluşturulan sentez raporun yayınlanması bekleniyor.
İklim değişikliğiyle mücadele için yapılması gerekenleri araştıran üçüncü rapor, hükümetlerin en kısa zamanda yenilenebilir enerjiye yönelmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Gıdahattı.com/15.04.2014