Şiddetli egzersizin bilinmeyen bir zararı ortaya çıktı!

Sağlıklı bireyler arasında orta düzeyde fiziksel aktivitenin uzun vadede bağışıklık sistemini destekleyebileceğini gösteren güçlü kanıtlar olsa da şiddetli egzersizin hemen ardından bağışıklık sistemine ne olduğu tartışmalı bir konu. Öte yandan yoğun egzersizin fırsatçı enfeksiyon riskini artırdığı iddiasını destekleyen çok az da olsa güvenilir kanıtlar var.

Daha önce yapılan birkaç çalışmada, sporcularda yorucu aktivitelerden sonra kontrol gruplarına kıyasla kendi bildirdikleri üst solunum yolu enfeksiyonlarına dikkat çekildi. Bunların korelasyon mu yoksa nedensellik mi olduğu bilinmiyor.

Araştırma nasıl yapıldı?

Bu nedenle Pasifik Kuzeybatı Ulusal Laboratuvarı (PNNL) Biyomedikal Bilimcisi Ernesto Nakayasu ve ekibi, engebeli arazide 20 kilogram teçhizat taşıyarak 45 dakikalık yoğun egzersiz yapan 11 itfaiyecinin kan plazmasını, idrarını ve tükürüğünü, egzersizden önce ve sonra ölçtü.

PNNL Biyoanalitik Kimyacısı Kristin Burnum-Johnson, “Vücutta neler olup bittiğine derinlemesine bakmak ve yorgunluktan kaynaklanan tehlikeyi ilk aşamalarında tespit edip edemeyeceğimizi görmek istedik. Belki de ilk müdahale ekipleri, sporcular ve ordu mensupları için yorucu egzersiz riskini azaltabiliriz” diye konuştu.

Yoğun egzersiz itfaiyecileri nasıl etkiledi?

Egzersizin ruh halimizi iyileştirmekten bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye kadar sağlığımız için faydalar sağladığına şüphe yok. Ancak önceki çalışmalarda olduğu gibi, yeni araştırmada da egzersiz yapan itfaiyecilerde bağışıklık sisteminin baskılandığına dair olası işaretler tespit edildi.

Vücudumuzun egzersizin gerektirdiği sıvı, enerji ve oksijen artışını sürdürmesine yardımcı olan beklenen fiziksel değişikliklerin yanı sıra, enflamasyonla ilgili moleküllerde bir azalma oldu. Buna periferik kan damarlarını genişleten opiorfin artışı eşlik etti.

Bu değişikliklerin sonuçta bağışıklık sisteminin kısa vadeli işlevi için ne anlama geldiği belirsiz olsa da araştırmacıların birkaç fikri var.

Ekip makalelerinde “Opiorfin egzersiz rejimi sırasında kaslara giden kan akışını artırarak oksijen ve besin maddelerinin dağıtımını iyileştirebilir. Egzersizden sonra tükürükte gözlemlediğimiz enflamatuar moleküllerdeki azalmanın, daha yüksek hücresel oksijen ihtiyacına yanıt olarak gaz değişimini iyileştirmek için uyarlanabilir bir mekanizmayı temsil edebileceğini varsayıyoruz” ifadelerini kullandı.

Katılımcıların ağız mikrobiyomunda da değişiklik oldu. Bilim insanları, bunun itfaiyecilerin yoğun faaliyetlerinden sonra ağızlarında bulunan antimikrobiyal peptitlerdeki artıştan kaynaklandığını, muhtemelen bağışıklık baskılanmasını telafi etmek için olduğunu düşünüyor.

Nakayasu ve ekip arkadaşları sonuçları şu sözlerle yorumladı:

“Ancak, antimikrobiyal peptitlerdeki bu artışın E. coli büyümesini engelleme üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır. Ağız boşluğundaki antimikrobiyal peptitlerin konakçı enfeksiyonlarına karşı koruma kapasitesinin sınırlı olduğunu düşündürmektedir. Fiziksel performans ile daha yüksek solunum yolu enfeksiyonu insidansı arasında bir ilişki olduğunu destekleyen kanıtlar var.”

Araştırmadan elde edilen sonuçlar Military Medical Research dergisinde yayınlandı.