Hepimizin DNA kodunda aktarılabilir elementler (TE'ler) bulunur. Bunlar bir bölümden diğerine atlayabilen veya yer değiştirebilen diziler olarak tanımlanır.
DNA’yı vücut için biyolojik bir plan olarak düşünürsek, TE'ler bu planın genom içinde hareket edebilen parçalarıdır. Bu insanlarda ve diğer hayvanlarda doğal bir süreçtir, ancak dikkatlice kontrol edilmediğinde sorunlara neden olabilir.
Macaristan'daki Eötvös Loránd Üniversitesi'nden araştırmacılar, daha önce Piwi-piRNA yolu olarak adlandırılan bir dizi moleküler reaksiyonu tanımladıktan ve bu reaksiyonların TE'lerin kontrolündeki rolünü belirledikten sonra, bunu manipüle etmenin Caenorhabditis elegans solucanlarında yaşlanma sürecini etkileyip etkilemeyeceğini görmek istedi.
Eötvös Loránd Üniversitesi'nden moleküler genetikçi Ádám Sturm, “ Yaşam süresi deneylerimizde, yalnızca TE'leri aşağı doğru düzenleyerek veya Piwi-piRNA yolu öğelerini somatik olarak aşırı ifade ederek, istatistiksel olarak anlamlı bir yaşam süresi avantajı tespit ettik. Bu, tıp ve biyoloji dünyasında sayısız potansiyel uygulamaya kapı açıyor” diye konuştu.
Aktarılabilir elementlerin hareketi, yaşam süresini etkiliyor
Kulağa karmaşık gelse de özetle, TE aktivitesi Piwi-piRNA aracılığıyla azaltıldığında solucanların belirgin şekilde daha uzun yaşadığı görüldü. Bu da vücudumuzun yaşlanmasının bir nedeninin de bu zıplayan genlerin DNA genomunda hareket etme biçimi olduğunu akla getiriyor.
Bu durum, ölümsüz denizanası olarak adlandırılan ve sürekli olarak yenilenebilen, hastalık ya da avcılar olmasa teoride sonsuza kadar yaşayabilen hidrozoan olan denizanası gibi hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarla da tutarlı. Piwi-piRNA yolunun bu denizanasında ve diğer benzer canlılarda TE'leri bastırması daha önce de incelenmişti.
Ancak şimdiye kadar, hücresel yaşlanmanın TE aktivitesini etkileyip etkilemediği ya da TE aktivitesinin hücresel yaşlanmayı etkileyip etkilemediği net değildi. Bu C. elegans çalışmasıyla, ikinci hipotezin doğru olduğu görülüyor ve bize organizmaların nasıl yaşlandığına dair başka bir fikir veriyor.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar Nature Communications dergisinde yayınlandı.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.