Şizofreni ilaçları 70 yıldır beynin yanlış bölümüne odaklanmış!

Farelerle yapılan bir araştırma, antipsikotik ilaçların neredeyse 70 yıldır beynin yanlış bölümüne odaklandığını gösterdi.

Haber albümü için resme tıklayın

Beyin hücreleri arasında uçsuz bucaksız bağlantıları ve ilaçların bunlar üzerinde nasıl çalıştığını çözmek zor bir iş.

Northwestern Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Seongsik Yun liderliğindeki bir araştırma ekibi, antipsikotik ilaçların bilim insanlarının başlangıçta düşündüğünden farklı bir beyin hücresi türünü etkilediğini belirledi.

Araştırmadan elde edilen sonuçlar Nature Neuroscience dergisinde yayınlandı.

Mevcut tedavi yaklaşımlarının güncellenmesi gerekebilir

Son yıllarda depresyonun serotonin seviyelerindeki kimyasal bir dengesizlikten kaynaklanmıyor olabileceğini öne süren bazı araştırmalar yapıldı. Yeni çalışmadan elde edilen sonuçlar diğer araştırmalarla teyit edilirse, şizofreni tedavilerine ilişkin anlayışımızın yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir.

Yun ve meslektaşları yayınladıkları makalede, “Psikozu yönlendiren nöral devreleri ve bunların antipsikotik ilaçlardan nasıl etkilendiğini anlamaya acil ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

Antipsikotik ilaçların çoğu tesadüfen keşfedildi. 1954 yılında bu alanda onaylanan ilk ilaç olan klorpromazin de buna dahil. Bu yüzden söz konusu ilaçların beyindeki etkileri tam olarak bilinmiyor. Bilim insanları bu ilaçları keşfettikten sonra mani, halüsinasyon ve sanrı gibi şizofreninin yaygın etkilerini bastıran ilaçların, beynin dopamin sistemi üzerinde etkili olduğunu fark etmişti.

Mevcut araştırmada Yun, Parker ve ekibi farelere psikotik hastalıkları tedavi etmek için kullanılan dört ilaçtan birini enjekte etti ve hayvanların nasıl davrandığını ve beyin hücrelerinin nasıl tepki verdiğini izledi.

Sonuçlar, şizofreni ilaçlarına yönelik yaklaşımı tersine çevirebilir

Eski ama etkili 2 antipsikotik olan haloperidol ve olanzapinin D2 dikenli nöronlar üzerinde bir miktar etkisi olduğu, ancak etkileşimlerinin çoğunlukla D1 nöronlarında gerçekleştiğini belirlendi.

Araştırmacılar, daha az yan etkiye sahip daha yeni, güçlü bir antipsikotik olan klozapinin D2 nöronlarından uzak durduğunu ve D1 hücrelerini şiddetli bir şekilde baskıladığını, bunun da "özellikle tedaviye dirençli şizofreni konusundaki klinik üstünlüğünü açıklayabileceğini" söylüyor.

Başka bir deyişle, ilacın klinik etkinliğinin D1 nöronlarıyla olan etkileşimiyle yakından ilişkili olduğu anlaşıldı. Psikozu en iyi şekilde hafifleten ilaçlar aşırı aktif D1 nöronlarını normalleştiren ilaçlar oldu. Bu da ilaçlara ilişkin yaklaşımı tamamen tersine çevirebilecek bir bulgu.

Bulgular onlarca yıllık araştırmalara bir darbe olarak gelse de, klozapin gibi bazı antipsikotik ilaçların neden işe yararken diğerlerinin yaramadığını açıklamaya yardımcı oluyor. Yine de dopamin haricinde psikozla bağlantılı başka nörotransmitterler olduğu unutulmamalı.

17 Ağu 2023 - 16:00 - Bilim


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.