Dünya genelinde her yıl 460 milyon ton plastik üretiliyor, bunun 141 milyon tonu ambalaj amacıyla kullanılıyor.
Ellen MacArthur Foundation adlı bir vakfa göre, dünya genelinde kullanılan plastiğin yalnızca %14’ü geri dönüştürülüyor. Plastiğin %40’ı çöplüklere gidiyor, üçte biri ise çevreye karışıyor…
Plastiğin yaşam döngüsüyle ilişkili risklerin analiz edilmesi oldukça karmaşık bir iş. Sağlık, okyanus ve çevre alanlarında çalışan uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip ilk kez plastiğin dünyadaki tüm canlılar üzerinde neden olduğu riskleri ortaya koydu.
Minderoo-Monaco Plastikler ve İnsan Sağlığı Komisyonu olarak adlandırılan çalışma, Boston College Gezegen Sağlığı Küresel Gözlemevi, Avustralya Minderoo Vakfı ve Centre Scientifique de Monaco tarafından ortaklaşa hazırlandı.
Plastiğin neden olduğu tüm tehlikeleri kapsayan bir analiz
Çalışmanın başındaki isim olan Boston College’den Prof. Philip Landrigan, “Bu, neredeyse tüm plastiklerin üretildiği kömür, petrol ve gazın çıkarılmasından başlayarak; üretim ve kullanım boyunca ve plastik atıkların çöplüklere atıldığı, okyanusa döküldüğü veya denizaşırı ülkelere gönderildiği noktaya kadar, beşikten mezara tüm yaşam döngüsü boyunca plastiklerin insan sağlığına yönelik tehlikelerini inceleyen ilk analiz” diye konuştu.
Plastik üretimine ilişkin riskler
Plastiğin tamamına yakını (%98'den fazlası) kömür, petrol veya gaz gibi fosil karbondan üretilir. Plastik üretmek için bu karbon hammaddeleri enerji yoğun, katalitik süreçlerle dönüştürülür. Sonuçta birçok farklı ürüne dönüştürülebilen son derece işlevsel bir malzeme elde edilir.
Çalışma bulgularına göre, plastik üretimi için fosil karbon hammaddelerini çıkaran kömür madencileri, petrol işçileri ve gaz sahası çalışanları, kanser de dahil olmak üzere bir dizi hastalık riski altındadır.
Araştırmacılar, bu işçilerin travmatik yaralanma, kömür işçilerinin pnömokonyozu, silikoz, kardiyovasküler hastalık, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve akciğer kanserinden ölme olasılığının daha yüksek olduğunu ifade ediyor.
Ayrıca, plastik üretim işçilerinin lösemi, lenfoma, hepatik anjiyosarkom, beyin kanseri, meme kanseri, mezotelyoma, nörotoksik yaralanma ve doğurganlığın azalması riskinin arttığı da tespit edilmişti.
Geri dönüşümde çalışan işçiler de risk altında
Plastik geri dönüşüm işçilerinde kardiyovasküler hastalık, toksik metal zehirlenmesi, nöropati ve akciğer kanseri oranlarında artış gözlendiği biliniyor.
Plastik geri dönüşüm işçileri ile ilgili olarak, kardiyovasküler hastalık, toksik metal zehirlenmesi, nöropati ve akciğer kanseri oranlarında artış gözlenmiştir.
Plastik üretim ve atık bertaraf sahalarına komşu olan ve 'çit hattı' toplulukları olarak bilinen toplulukların sakinlerinde ise erken doğum, düşük doğum ağırlığı, astım, çocukluk çağı lösemisi, kardiyovasküler hastalık, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve akciğer kanseri riskinde artış tespit edilmiştir.
Plastik kullanımının neden olduğu riskler
Hem plastik kullanımı hem de plastiğin bertarafı sırasında, katkı maddeleri ve artık monomerler de dahil olmak üzere kimyasalların çevreye ve endişe verici bir şekilde insanlara sızdığı bilinmektedir.
Geçtiğimiz yıl, plastikte kullanılan yüksek üretim hacimli dört polimer tespit edildi ve bunların insan kanında ne kadar bulunduğu ilk kez belirlendi.
Komisyon, ABD'deki ulusal biyo-izleme araştırmalarının nüfusun plastik türevi kimyasallara maruz kaldığını belgelediğini, plastik katkı maddelerinin endokrin fonksiyonla bağlantılı olduğunu ve erken doğum, nörogelişim bozuklukları, erkek üreme doğum kusurları, kısırlık, obezite, kardiyovasküler hastalık, böbrek hastalığı ve kanser riskini artırdığını bildirdi.
Önceki araştırmaların da ortaya koyduğu gibi, plastik atıkların çevresel bozunması sonucu oluşan mikro ve nano plastikler, insanlar da dahil olmak üzere canlı organizmaların vücutlarına girebiliyor.
2022 yılında yapılan bir çalışma, nanoplastiklerin kirlenmiş topraktan bitkilere geçebildiğini ve bu bitkilerin de balıklar tarafından yenen böceklerle beslendiğinde besin zincirine girebildiğini gösterdi.
Komisyon, “Henüz tamamlanmamış olsa da elde edilen kanıtlar, mikro ve nano plastiklerin fiziksel ve toksikolojik etkilerinin yanı sıra toksik kimyasalları ve bakteriyel patojenleri dokulara ve hücrelere taşıyan vektörler olarak hareket etmeleri nedeniyle toksisiteye neden olabileceğini gösteriyor” dedi.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar Annals of Global Health dergisinde yayınlandı.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.