Biyoenerji çevre için kömürden daha mı zararlı?

Southampton Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırmada, halen tartışmalı bir enerji teknolojisi olan karbon yakalama ve depolama sistemine sahip biyoenerji (KYDSB) konusunda toplumun algısını ortaya koymak amacıyla, konuyla ilgili olarak medyada yer alan haberler incelendi.

KYDSB, enerji elde etmek amacıyla bitki ve odun yakılması, bu sırada ortaya çıkan karbondioksit gazının çeşitli yöntemlerle yakalanması ve yer altında depolanmasını kapsıyor. Araştırmada 166 gazete makalesi incelendi ve KYDSB çevresinde dönen tartışmayı şekillendiren sekiz ana olay örgüsü belirledi.

Hem destekleyen hem karşı çıkan dörder argüman 

Araştırmaya göre KYDSB yanlısı haberler bu teknolojiyi "vazgeçilmez bir emisyon azaltma aracı", "karanlıkta kalmamak için bir zorunluluk", "yenilenebilir enerjiye geçişte bir kilometre taşı" ve "devrim niteliğinde bir teknoloji" olarak değerlendiriyor. Öte yandan KYDSB karşıtı haberler bu teknolojiyi "kömürden daha kötü", "çevre felaketi", "sihirli değnek değil" ve "dikkati gerçek sorundan uzaklaştırıyor" şeklinde tanımlıyor.

Çalışma, analiz edilen makalelerin yarısından fazlasında "vazgeçilmez emisyon azaltma aracı" söyleminin yer aldığını buldu. Drax Group adlı firmanın Yorkshire'da büyük bir KYDSB tesisi çalıştırma planları medyada geniş yer buldu, bölgenin milletvekilleri tesisin bölge için potansiyel sosyoekonomik faydaları vurguladı.

Tersine, Drax'ın tedarik zinciriyle ilgili bir BBC Panorama belgeselinin ardından "kömürden daha kötü" görüşü gündemde yer bulmaya başladı. Çevre örgütleri biyokütle yakılmasından kaynaklanan karbon emisyonları, ağaçların yeniden dikilmesinin sürdürülebilirliği ile bunun yaban hayatı ve gıda üretimi üzerindeki etkisi hakkında endişelerini dile getirdi.

Kamuoyunun endişeleri göz ardı edilmemeli 

Araştırmada KYDSB'nin uygulanabilir veya ölçeklendirilebilir bir çözüm olmadığını ve dikkati doğrudan emisyon azaltmayı hedefleyen yaklaşımlardan farklı yönlere çektiğini öne süren bazı makaleler yoluyla dile getirilen şüpheler de vurgulandı.

Çalışma, KYDSB gibi yeni teknolojiler hakkında kamuoyunu bilgilendirmede medyanın önemini ortaya koydu. Bu teknoloji hedefe yönelik olarak ve sürdürülebilir kaynaklar kullanılarak uygulanırsa dünya çapında geniş bir kamuoyu desteği bulabilir, ancak geniş ölçekte kabul görmesi için toplumun endişelerinin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Aksi takdirde, hükümetlerin net sıfır emisyon hedeflerini gerçekleştirmek için alternatif seçenekleri değerlendirmeleri gerekebilir. Çalışmaya bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.