Kombucha’nın faydaları bilimsel araştırma ile kanıtlandı

Fermente bir çay olan Kombucha’nın yemek sonrası glisemik ve insülin endeksini azalttığı belirlendi. Kombucha nedir? Bu etkisi nereden geliyor?

Büyütmek için resme tıklayın

Kombucha nedir?

Kombucha, fermente edilmiş, hafif köpüklü, tatlı bir siyah çay olarak tanımlanabilir. Asya kökenli bu içeceğin Çin’de ortaya çıktığı düşünülmekte, burada sağlık üzerinde faydalı olduğuna inanılarak geleneksel olarak tüketilmektedir.

Aynı adla anılan bakteri ve maya kültüründen ayırmak için içeceğe Kombucha çayı adı da denilmektedir. Tüketilirken meyve suyu, baharatlar, meyveler veya diğer tatlandırıcılar eklenebilir.

20. yüzyılda Rusya’da da bilinirliği artan bu içecek, günümüzde dünya genelinde popülerlik kazanmış, evlerde üretilmekte ve ticari olarak tüketilmektedir.

Kombucha çayı genellikle "ana" veya "mantar" olarak adlandırılan, düz bir diske benzer simbiyotik bir bakteri ve maya kültürü kullanılarak şekerli çayın simbiyotik fermantasyonu ile üretilir.

Aromalı bir soğuk çay olarak tüketilir, genellikle açık veya koyu kahverengi, bazen de yeşil renktedir.

Araştırmanın detayları

Avustralya’nın Sydney Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı rastgele plasebo kontrollü çapraz çalışmada, Kombucha’nın ilave karbonhidrat içermesine rağmen yemek sonrası glisemik indeksi ve insülin endeksini klinik olarak önemli düzeyde azalttığını belirledi. Çalışma kapsamında test edilen maden suyu ve diyet gazlı içecekte bu etki gözlenmedi.

Araştırmadan elde edilen sonuçlar Frontiers in Nutrition dergisinde yayınlandı. 

Araştırmanın yazarları, Kombucha ile ilk kez insanlarda kontrollü bir deney yapıldığını, günümüzdeki yüksek glisemik beslenme biçimleri düşünüldüğünde edilen sonuçların, Kombucha’nın insan sağlığında önemli bir rol oynayabileceğini gösterdiğini ifade etti.

Araştırmacılar, Kombucha’nın bu etkiyi nasıl gösterdiğinin net olarak bilinmediğini ifade etti.

Glisemik indeks neden önemli?

Çalışma ekibi, kan şekeri ve insülin seviyelerinde yüksek, tekrar eden dalgalanmalara neden olan yüksek glisemik diyetlerin uzun vadede insülin direnci, dislipidemi ve kardiyovasküler hastalık, insülinden bağımsız diyabet ve bazı kanserlerin gelişme riskini artırdığını ifade etti.

Öte yandan epidemiyolojik ve deneysel veriler, düşük glisemik indekse dayalı beslenmenin sözü edilen hastalıkların riskini azaltabileceğini, diyabetli kişilerde kan şekeri kontrolünü ve insülin hassasiyetini iyileştirebileceğini, yüksek kan yağ seviyelerini azaltabileceğini ve kilo kontrolü için yararlı olabileceğini gösteriyor.

25 Şub 2023 - 17:00 - Sağlık


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.