Et yerine mikoprotein tüketmek, kanserin önünü kesiyor!

Mikoprotein nedir?

Quorn firması tarafından üretilen mikoprotein, mantar bazlı bir et alternatifi. Fusarium venenatum adlı, doğal olarak oluşan bir mantarı fermente edilmesiyle üretiliyor ve on yıllardır yüksek lif içeren bir et alternatifi olarak satılıyor. Quorn markası ilk olarak 1985 yılında Marlow Foods tarafından pazarlandı.

Daha sonra birçok yeni firma, mikoprotein bazlı ürünlerle piyasaya girdi. Bazı firmalar hibrit bir ürün üretmek için mikroproteini et ile harmanlamanın yollarını arıyor. 

Kısmen Marlow Foods tarafından finanse edilen ve European Journal of Nutrition’da yayınlanan bir araştırmada, kırmızı ve işlenmiş et yerine mikoprotein tüketmenin bağırsaklarda bulunan genotoksin adı verilen, kansere yol açan kimyasallar ve bağırsak sağlığını nasıl etkilediği incelendi.

Rastgele düzendeki klinik testlerde, 18 ile 50 yaş arasında 20 sağlıklı erkek yer aldı ve çalışma iki aşamaya ayrıldı. Et aşamasında katılımcılar 2 hafta boyunca kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri tüketirken, mikoprotein aşamasında Quorn’un mantardan elde edilen mikoproteini, 2 hafta boyunca tüketildi. İki aşama arasında 4 hafta ara verildi.

Mikoprotein aşamasına ilişkin dışkı ve idrarın analiz edilmesi, nitrozo bileşikleri ve p-kresol gibi genotoksinlerin önemli derecede azaldığını gösterdi. Genotoksinler, potansiyel kanser riski işaretleri olan kimyasal maddelerdir.

Diğer tarafta et aşamasına ilişkin sonuçlar genotoksin seviyesinin arttığını, kalın bağırsak kanseri riskinin uzun vadede yükselmiş olabileceğini ortaya koydu. Et ve mikoprotein aşamaları arasındaki farklı istatistiki açıdan anlamlıydı.

Zararlı genotoksinlerde önemli azalmalar sağlamanın yanı sıra, mikoprotein tüketmenin bağırsak sağlığını belirgin şekilde iyileştirdiği, kimyasal olarak tetiklenen tümörlere ve enflamasyona karşı koruma sağlamakla ilişkililendirilen Lactobacilli, Roseburia ve Akkermansia gibi koruyucu bakterileri bolluğunu artırdığı belirlendi.

Tam tersine, et aşamasından elde edilen veriler; kanser, kalp damar hastalıkları, kilo alımı gibi sorunlarla bağlantılı bağırsak bakterilerinde bir artış olduğunu ortaya çıkardı.