Metabolizmaya dayalı kişisel beslenme, sağlık için daha iyi!

Kalp damar hastalığı gibi kardiyometabolik hastalıklardaki artışlar nedeniyle beslenme mercek altında. Kardiyometabolik hastalık risk faktörleri arasında hipertansiyon, yüksek açlık kan şekeri, karın bölgesinde odaklanan obezite yer alıyor ve tüm bunlar yaşam tarzı tercihlerinden etkilenebiliyor.

Kardiyometaolik sağlığı iyileştirmek için en bilinen strateji, kilo kaybı sağlamasa dahi sağlıklı beslenme. Buna karşın beslenme müdahaleleri herkes için doğru klinik iyileştirmeleri sağlayamayabiliyor.

Bireysel özelliklere göre kişiselleştirilmiş, bir diğer deyişle daha hassas ayarlanmış bir beslenmenin, diyet müdahalesinin metabolik sağlığı iyileştirme etkinliğini arttırdığı düşünülüyor.

Maastricht UMC+ ve Wageningen Üniversite & Araştırma’dan bir grup bilim insanı, bu hipotezi test etmek amacıyla bazı diğer akademik kurum ve endüstriden uzmanlarla işbirliğine giderek bir araştırma yaptı.

Çalışmada 242 katılımcılar, metabolik profillerine göre hazırlanan 3 aylık beslenme programları verildi.

Vücut ağırlığı ve kilo kaybı yerine kardiyometabolik sağlığa odaklanan araştırmacılar, üç aylık programın öncesinde ve sonrasında katılımcıların glikoz ve yağ metabolizması ile insülin hormonuna duyarlılığını ölçtü. Bunlar, diyabet ve kardiyovasküler hastalık gibi metabolik bozukluk risklerinin önemli göstergeleri olarak kabul ediliyor.

Belirli bir metabolik profile işaret eden bu ölçümlere dayanarak, katılımcılar 2 gruba ayrıldı. Metabolizmanın çalışması kişiden kişiye değiştiğinden, bu sınıflandırma insülininin karaciğer ve kaslarda ne kadar etkili çalıştığını gösteriyor. İnsülinin etkisi az olduğunda, vücut kandaki şeker seviyesini kontrol etmekte zorlanıyor ve sonuçta tip 2 diyabet ve kalp damar hastalığı ortaya çıkabiliyor.

Kişiselleştirilmiş diyetlerin kardiyometabolik sağlık üzerindeki etkisi ispatlandı!

Sonraki aşamada katılımcılara rastgele beslenme programları verildi.

Araştırmacılar, insülinin kaslardaki etkisinin daha az duyarlı olduğu katılımcıların, diyet lifi içeren nispeten yüksek proteinli bir diyetten daha fazla yarar gördüklerini gözlemledi. Yağ oranı düşük diyetler de aynı katılımcılara fayda sağladı. İlk kez, kişiselleştirilmiş beslenme planları uygulandıktan sonra kardiyometabolik sağlık özelinde klinik olarak anlamlı iyileşmeler ortaya konmuş oldu.

Elde edilen sonuçlar, kardiyometabolik sağlığı tedavi ederken metabolik fenotipe dayalı hassas bir şekilde ayarlanmış beslenmenin, genel yönergelere dayalı herkese tavsiye edilen belirli bir diyete göre daha üstün olabileceğini gösterdi.

Araştırmadan elde edilen sonuçlar Cell Metabolism dergisinde yayınlandı.