İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Başka Bir Su Yönetimi Mümkün” vizyonuyla hazırlanan Sünger Kent İzmir projesinin kırsal ayağı “Küçük Menderes Ovası Yağmur Suyu Hasadı” çalışması, Ödemiş Belediyesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda tanıtıldı.
“İklim krizi bir kader değil”
Konuşmasında iklim krizine karşı ortak mücadele çağrısı yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İklim krizi bir kader değil. Bu krizi biz kendimiz yarattık. Doğa kendini yenileyen bir şey. Ama biz doğaya o kadar ihanet ettik ki... Bugün dünyanın uzak coğrafyalarında büyük felaketler görüyoruz. İki sene önce Sığacık’ta tsunami yaşadık. İklim krizinin yarattığı sonuçlar artık bütün dünyayı kucaklıyor. Gezegenimiz hastalandı. Ama en çok kuraklıkla kendini gösteriyor. Hasta bir gezegende kimsenin sağlıklı olmasına imkan yok. O zaman tedavi etmek için el birliği yapmamız lazım. El ele vereceğiz, bu sorunu çözmek için mücadele vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Yerli tohumu satılamaz hale getirdiler”
“İktidar iklim krizinin farkında mı?” diye soran Başkan Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Farkında olsaydı bizim bugün çırpındığımız şeyleri onların çok daha önceden uygulaması gerekmez miydi? Ama tam tersini yaptılar. 2006 yılında tohum kanunu çıkardılar. Sizi uluslararası tohum tekellerine mahkum bırakacak bir kanun çıkardılar. Yerli tohumu satılamaz hale getirdiler. Bu memlekette tarıma verilen en büyük zararlardan biridir.
2016 yılında 16 bin köyü kapattılar. O zaman siz köyleri kapatıp mahalle haline getirirseniz, onun geleneğini göreneğini, üretimini bitirirsiniz dedik. Tarım küçük üreticinin işi değildir dediler. Tarım büyük ölçekli sanayicilerin yapması gereken bir projedir dediler. Küçük üretici köyünü terk etsin, üretimden vazgeçsin, işsiz ordusuna katılsın, ucuz işgücü haline gelsin. Bu topraklara yapılan en büyük ihanettir. Bu memlekette küçük üretici üretmekten vazgeçerse bu memleket dışa bağımlı hale gelir.”
Köylüyü yeniden milletin efendisi yapmak için önce toprağa ve suya sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Soyer, “Suyun yüzde 70’ini tarımda tüketiyoruz. Maalesef devlet, küçük üreticiye hangi ürünü üretmesi lazım, ne kadar üretirse kaçtan satacak, bunların hiçbiriyle ilgilenmiyor. Sizi kaderiyle baş başa bırakmış, ne haliniz varsa görün diyor. Biz hem kuraklıkla hem yoksullukla mücadele etmek mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
“Türkiye’deki ilk sünger şehir İzmir“
Yağmur toplayan şehirlerin dünyada birçok örneği bulunduğunun altını çizen Tunç Soyer, şunları söyledi:
“Türkiye’deki ilk sünger şehir İzmir. Bunun için 5 bin yağmur suyu deposunu, yağmur suyu çatılardan toplansın diye hibe ediyoruz. 10 bin tane yağmur suyu bahçesi yapıyoruz. Onun da bitkilerini biz veriyoruz. İlçelerimizde uygulamalar başladı. Ödemiş’te 2 bin su filtresi ve su sarnıcı için gereken ekipmanı biz vereceğiz.
Yağmur suyunu toplamaya başlamamız lazım. Yağmur suyunu yeniden yer altındaki rezervlerimizle buluşturmamız lazım. O yüzden küçük bir müdahaleyle bunu yapabileceğimizi gördük. Ama sizin desteğinize ihtiyacımız var. Üreticimiz bu işe sahip çıkmalı. Siz sahip çıkarsanız olur. Bugün başlattığımız bu kapsamlı tarımsal yağmur suyu hasadı projesinin ülkemize yeniden bereket getireceğine inanıyorum.”
“Küçük Menderes sadece İzmir’e değil, Türkiye’ye gıda sağlıyor”
Su kaynaklarının verimli kullanılmasının hayati öneme sahip olduğunu belirten İzmir Köy Koop. Birliği Başkanı Neptün Soyer ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“Tarımsal üretim ve verimliliğin olmazsa olmazı su ile ilgili projelerin hayata geçmesi için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Doğamızı korumak, bereketli topraklarımızda daha verimli tarım yapmak için su kaynaklarımızın sürdürülebilir yönetimi çok önemli. Gıdamızın devamlılığını sağlayabilmek için su kaynaklarımızı korumalı ve planlı kullanmalıyız. Küçük Menderes Ovası, Türkiye’nin en verimli tarım ovalarından biridir. Sadece İzmir’e değil ülkemizin tamamına ürün sağlar. Aynı zamanda ovamız, Türkiye’nin en çok süt üreten bölgelerinden biri ve bitkisel üretim yönünden çok büyük bir potansiyele sahip. Bu potansiyeli daha iyi değerlendirebilmek için suyumuzu doğru bir şekilde yönetmemiz ve kullanmamız gerekiyor.”
Türkiye’nin yarı kurak bir coğrafya olduğunu dile getiren Soyer, “Ovamızda tarımsal faaliyetler önemli oranda yeraltı suyuna bağlı. 50 yıl önce 4-5 metreden ulaştığımız yeraltı suyu için bu gün 150-200 metrelerden daha derine inmemiz gerekiyor. Son yıllarda yaşadığımız kuraklık ve iklim krizi suyumuzu verimli kullanmamız için uyarı niteliğinde. Bilim insanları, aşırı yeraltı suyunun kullanımına bağlı olarak ovamızda çökmeyle ilgili uyarı yaptı. Ovamız her yıl 18-29 santimetre aralığında değişen çökmelerle karşı karşıya. Yeraltı sularımız derinlere indikçe ovamız kuraklaşarak büzüşüyor. Bu şekilde devam ederse geri dönüşü olmayan sorunlarla karşı karşıya kalacağız” dedi.
“Tarımsal amaçlı yağmur suyu hasadı, ilk kez hayata geçecek”
“Proje gerçekten çok heyecan verici” diyen Soyer, “Projenin suya en çok ihtiyacımız olan kurak dönemde ovadaki su sorununu çözmedeki önemi tartışılamaz. İklim krizi ve kuraklıkla ilgili olumsuzlukların farkında olarak, bilimsel verileri dikkate alarak hazırlanan projeler bizlere umut veriyor. Suyumuzu geleceğimiz için planlamaya, korumaya ve yönetmeye hazırız. Çok önemli bir başlangıç yapıyoruz bugün. Dünyada kuraklıkla mücadele eden tarımsal amaçlı yağmur suyu hasadı, Türkiye’de ilk kez burada hayata geçecek. Hayata geçireceğimiz bu proje Türkiye’ye örnek olacaktır. Çiftçimizin, üreticimizin ihtiyaçları doğrultusunda bu projeyi desteklerinizle hayata geçireceğiz. Böylece ovamızın su sorunun çözümüne, bölgenin en önemli su kaynağı olan yeraltı suyumuzu besleyerek devamlılığına ve gıdamızın sürdürülebilirliğine hep beraber katkı sağlayacağız” diye konuştu.
Üreticilerin enerji maliyetleri düşecek
Küçük Menderes Havzası Yağmur Suyu Hasadı Projesi ile ilgili teknik sunum yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı, jeoloji mühendisi Alim Murathan da, yağmur suyu hasadı ile ova üzerine düşen yağmur suyunun buharlaşmadan yeraltında depolanmasını ve yeraltı sularının tekrar doldurulmasını amaçladıklarını söyledi. Proje ile yeraltı su seviyelerinde önemli yükselimler sağlanacağını belirten Murathan, çiftçi ve üreticilerin enerji maliyetlerinin düşürülerek milyonlarca lira tasarruf sağlanacağını söyledi.
18 milyon metreküp su hasadı
Murathan, “Tarlada biriken yağmur suyunun yüzde 60’ı sıcaklıklarla buharlaşıyor. Yüzde 20’si yeraltına sızıyor, kalanı ise akışa geçiyor. Ovamızda bir çatı analizi yaptık. Ova içerisinde Ödemiş ve Tire’de dahil olmak üzere 173 bin yapımız var. Bunların 27 milyon 286 bin metrekare çatı alanı var. Bir de sera alanlarımız var. 12 milyon metrekare bir sera alanımız var ve çok ciddi su topluyoruz. Sadece çatılarımızdan su toplarsak 18 milyon metreküp su yapıyor. Bu, bütün barajlardan topladığımız sudan daha fazla” şeklinde konuştu.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.