İşte beslenme hakkında merak edilen sorular...
Asidik gıdaları tüketmek vücuttaki asit/alkali dengesini bozar mı?
Vücut devamlı özel tamponlama sistemleri yoluyla çalışarak asit ile alkali arasındaki dengeyi korumaya çalışır. Kanın alkali değerindeki küçük bir değişim dahi hayatta kalmak için gereken önemli vücut fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.
Neyse ki akciğer ve böbrekler de dahil olmak üzere birçok sistem bu dengeyi sağlamak için çalışmaktadır. Sağlıklı bireylerin yedikleri besinler bu dengeyi çok etkilemez. Portakal ve diğer “asidik” meyveler ve meyve suları önemli C vitamini ve bitki besinleri kaynağıdır. Bu ürünleri tüketmeye devam edin!
Metabolizmanızı hızlandırarak daha hızlı kalori yakmanızı sağlan gıdalar var mı?
Bu gıdalar metabolizmanızı çok az da olsa hızlandırabilir, ancak oturduğunuz yerden fazla ağırlığınızdan kurtulmak için yeterli değildir. Bazı insanlar bir bardak kahve veya çaydaki kafeinin egzersiz yaparken uyarıcı olduğunu ve daha fazla egzersiz yapmayı sağlayabileceğini söylemektedir.
Gıda krizleri neden ortaya çıkar?
Gıda krizleri belirli bir gıdayı veya gıda tipini yeme arzusu olarak tanımlanabilir. Krizler belirli gıdaları kısıtlama çabalarının o gıdaya yönelik arzuyu daha belirgin hale getirmesiyle ortaya çıkar. Erkeklere kıyasla kadınlar gıda krizlerini daha sık yaşamaktadır. Kadınlar özellikle adet öncesi aşamada, örneğin çikolata için bir arzu duymaktadır.
Çikolata adet öncesi semptomlara iyi gelen birçok farmakolojik madde (örneğin kafein, teobromin, feniletilamin ve anandamitler) ve magnezyum gibi mineralleri içermektedir. Buna karşın mevcut olan miktarlar çikolata tüketiminden sonra hissedilen faydalı etkileri açıklamak için yetersizdir. Bu nedenle, çikolata tüketimi yoluyla magnezyum seviyelerini arttırmak gibi kendini iyileştirme çabaları gerçekte doğru değildir.
Bir bar çikolata yalnızca 50 mg magnezyum içeriğine sahipken çalışmalara göre adet öncesi semptomları iyileştirmek için 1000 mg’ın üzerinde magnezyum gerekmektedir. Yağlı ve tatlı tat gibi duyusal özelliklerin duygusal tatmin sağladığı hissedildiğinden, fizyolojik etmenler (örneğin depresif ruh hali, vücut görüntüsünden memnun olmama) arzu edilen gıdanın yağ ve tatlı tat yönünden zengin olmasını belirleyen önemli unsurlardır.
İşlenmiş gıdalar neden daha güvenli?
Yiyebileceğimiz halde olmayan gıdalar işlenerek tüketebileceğimiz hale gelir. Gıda işleme olmadan süpermarket ve mağaza raflarında gördüğümüz çok çeşitli gıdalara sahip olamayız. Gıda işleme yetişme mevsimi sınırlı olan gıdaların yıl boyunca bulunmasını sağlamaktadır.
Donmuş ve konserve meyveler, sebzeler ve et ürünleri bazı örneklerdir. İşleme gıdaların raf ömrünü uzatmaktadır. Konserve balık ve UHT süt gıda işleme sayesinde kolayca bulunan besleyici gıdalara 2 örnektir. İşleme aynı zamanda farklı metotlarla gıda güvenliğini de arttırmaktadır – örneğin yüksek derecelerde yeterli süre ısıtma zararlı bakterileri yok eder; belirli katkı maddeleri yağların bozulmasını (acılaşmasını) engellemeye yardım eder ve zararlı küf ve bakterileri büyümesini önler; paketleme ürünlerin karışmasını engeller.
İşlenmiş gıdaların bir diğer önemli faydası kolaylıktır. Hızlı ve kolay bir pazar yemeği hazırlarken donmuş gıda veya konserve sebzelerin olmadığını düşünün.
Egzersiz yapmak her zaman kilo vermenizi sağlar mı?
Bir anda triatlon antrenmanlarına başlamadığınız müddetçe birkaç kez spor salonuna gitmek ani ve mucizevi kilo kayıplarına neden olmayacaktır. Başlangıçta egzersiz yaptığınızda kas inşa edersiniz ve kaslar yağdan daha ağırdır. Ancak kas dokusu yağa kıyasla daha az hacim kaplar ve kıyafetleriniz bol gelebilir. Haftada 0,5 ile 1 kilogram arası vücut yağından kurtulmak istiyorsanız günlük hayatınızda daha faal olmalı ve daha az yemelisiniz.
Alkol şişmanlatır mı?
Alkol gram başına 29 kJ (7 kcal) enerji sağlamaktadır ve düzenli olarak alkol alanlar için önemli bir enerji alımı anlamına gelmektedir. Ek olarak doğal tatlı şaraplar, aperatif içkiler, biralar, vs. gibi bazı içeceklerdeki şekerler de enerji alımına her bir gramları başına 17 kJ (4 kcal) katkıda bulunmaktadır.
2 bardak şarap 565 kJ (135 kcal), 25 cl bira 525 kJ (125 kcal) ve Muscat veya Vermut gibi bir bardak (5 cl) aperatif ise 315 kJ (75 kcal) enerji içermektedir.
Nasıl kilo alabilirim?
Bazı insanlar için kilo vermek ve istediği kiloda kalmak ne kadar zorsa bazıları içinde kilo almak ve bu kiloyu korumak o kadar zordur. Kilo almak için düzenli olarak vücudunuzun yaktığından daha fazla kalori almalısınız. Kendinize gerçekçi kilo hedefleri koyun ve adım adım kilo alın- örneğin ayda 1 kilo. Bunu yapabilmek için günlük alım miktarınıza ekstra 300-500 kalori eklemeniz gerekecektir.
Bunu daha fazla tatlı ya da kızartılmış gıda yiyerek yapmaktansa dengeli beslenmenin bir parçası olarak sağlıklı bir şekilde yapmak en iyisidir. Esas yağlar balık yağı, keten ve fındık gibi omega 3 yağlarını kapsamaktadır. İyi bir protein kaynağı et, balık ve kümes hayvanları etini içerir. Ayran, fındık ya da kuru üzüm gibi iki veya üç atıştırmalığın yanı sıra üç düzenli öğün planlayın.
Egzersizler kalori yakmaya yardımcı olsa da kemiklerinizi ve kaslarınızı güçlendirmeye yardımcı olması için planınıza çeşitli aktiviteler eklemek önemlidir. Düzenli olarak haftada beş kez 30 dakikalık (ya da 15 dakikalık iki kısım olarak) fiziksel aktivite yapın.
Karbonhidratlar şişmanlatır mı?
Enerji alımı ve fiziksel faaliyet anlamındaki enerji harcaması arasında pozitif bir dengesizlik olması vücut ağırlığının artmasına neden olur. Bu durum uzun bir süre boyunca devam ederse obeziteyle sonuçlanır. Enerjinin hangi makro besinle alındığı çok önemli değildir. Enerji dengesizliğine makro bileşenler değil, yeme/fiziksel faaliyet neden olur. Karbonhidratlar vücuda enerji veren 3 makro besinden biridir (diğerleri yağ ve proteindir). Karbonhidratlar proteinler gibi gram başına 4 kcal, yağlar ise gram başına 9 kcal enerji sağlamaktadır.
Alkolün de kalori içerdiği unutulmamalıdır. Günlük kalori ihtiyacımızın en azın %55’inin karbonhidratlardan gelmesi gerektiğini gösteren bilimsel kanıtlar vardır. Bilimsel çalışmalara göre kalori alımı ve harcama arasında uygun dengenin korunması halinde, ideal karbonhidrat seviyesi içeren bir beslenme vücutta yağ birikmesini önlemeye yardımcı olabilmektedir.
Bizim tavsiyemiz ihtiyaçlarınız için yeterli, uzun vadede sağlığı desteklemek için tam tahıllardan gelen karbonhidrat içeriği yüksek ve dengeli bir beslenmeyi benimsemenizdir.
Mikrodalgada ısıtılan sebzeler besin değerini kaybeder mi?
Mikrodalgalar elektromanyetik spektrumun bir kısmını oluşturmaktadır ve frekansı kızılötesi dalgaları ile radyo ve televizyon dalgaları arasındadır. Enerji gıdanın içindeki su moleküllerinin saniyede 2,5 milyar kez titretmesini sağlar ve su moleküllerinin dönmesi ısıyı oluşturur.
Geleneksel ısıtma yöntemlerinde veya mikrodalgada, tüm gıda hazırlama yöntemlerinde olduğu gibi besinlerde bir kayıp ve/veya değişim söz konusudur. Mikrodalgada pişirilmiş bazı gıdaların vitamini geleneksel olarak pişirilenlerden daha iyi dahi korunabilmektedir. Bu iyileşme mikrodalgadaki yüksek enerji seviyeleri ve bu sayede kısalan pişirme süreleri sayesinde olmaktadır.
Mineraller gıda hazırlanırken tahrip olamamakta, ancak pişirme suyu veya et sularına geçebilmektedir. Mikrodalga poşetlerindeki sebzeler suyla temas halinde değildir. Besinlerin suyla gıdadan uzaklaşabildiği düşünüldüğünde bu bir avantajdır.
Yapılan çalışmalarda farklı pişirme sürelerinde geleneksel olarak ve mikrodalga fırında pişirilen sebzelerin mineral içeriğinde çok az değişiklik olduğu görülmüştür.
Oruç tutmak midenin küçülmesine yardımcı olur mu?
Yaklaşık 4 saat boyunca yemediğinizde mideniz nispeten boş olur, sönmüş bir balon gibi görünür ve 50 ml hacim kaplar. Dolduğunda mide fazlasıyla genişleyebilir ve 4 litreye kadar gıda ve içeceği tutabilir.
Bu nedenle aç kalmak mideyi küçültmez. Açken mide boş ve sönük durumdadır. Normal bir şekilde yemeye ve içmeye başladığınızda mide yine genişleyecektir.
Öğün atlayarak zayıflayabilir miyim?
Araştırmalar öğün atlamanın aslında aşırı-telafiyle ve sonraki öğünde fazla gıda tüketmekle sonuçlanabileceğini göstermektedir. Netice zayıflamak yerine şişmanlamak olabilir. Dahası, öğün atlandığında vücut kayıp enerjiyi telafi etmek için hâlihazırda yediğinizi muhafaza etmekte ve metabolizmanızı yavaşlatmaktadır.
Pişmiş ve çiğ meyve, sebzelerin besinsel değerleri aynı mı?
Bu gıdalar daha uzun pişirildikçe daha fazla vitamin ve mineral kaybedilmektedir: sebzeleri uzun bir süre boyunca kaynayan suda pişirmek %40’a varan kayıplara yol açabilir. Bu nedenle sebze ve meyveleri mümkün olduğunca çiğ veya az pişirerek yemek daha iyidir (düdüklü tencerede veya tavada, buharla vs.).
Ancak gıdaları çiğ yemek her zaman en iyi yol değildir. Bu, domates likopeni için geçerlidir. Bu karotenoid antioksidan özelliği nedeniyle rağbet görmekte ve domates pişirildiğinde veya işlendiğinde biyoyararlanımı daha yüksek bir hale gelmektedir. Buna karşın domates pişirildiğinde C vitamini içeriğini kaybetmektedir.
Öğünlerde sıvı almamak sindirim güçlüğünü önler mi?
Öğünlerle birlikte su içmek sorun olmamalıdır. Şişkinlik ve sindirim güçlüğüne yatkınsanız sindirim sisteminize fazladan gaz girmemesi için maden suyu veya diğer gazlı içeceklerden uzak durmak faydalı olabilir. Bunun dışında en iyi tavsiye yavaş yemek ve ağzınız doluyken konuşmaktan kaçınarak yutulan hava miktarını azaltmak ve bu sayede şişkinlik olasılığını azaltmaktır.
Kahvaltıda ekmek, hamur işi ya da kahvaltılık gevrek tüketmeli miyim?
Kahvaltı öncelikle karbonhidrat alımına katkıda bulunmalıdır (karmaşık ve basit). Aslında oldukça yüksek yağ içeriğine sahip tatlı hamur işlerinden ziyade kahvaltıda ekmek, galeta ya da kahvaltılık gevrek tüketmek daha iyidir; örneğin, bir kruvasandan 10 gram yağ alırsınız. Ekmeğin ya da peksimetin üzerinde ne sürüldüğü de (tereyağı, reçel…) dikkate alınmalıdır ve kahvaltılık gevrekler ihtiyacınıza ve damak zevkinize göre seçilmelidir.
Bu tamamen tercih ve alışkanlık meselesi…
Sadece yağsız gıdalar tüketirseniz hızlı bir şekilde zayıflayabilir miyim?
“Yağsız” ifadesi “kalorisiz” anlamına gelmemektedir. Süpermarket raflarında yeni gördüğümüz neredeyse yağsız olan tüm kek, bisküvi ve süt ürünleri yağ içeriklerini azaltmıştır, ancak halen karbonhidrat kaynaklı kalori içermektedir. Yağlar, yağda çözünen vitaminler ve esansiyel yağ asitlerini içerir. Bu nedenle vücudun bir miktar yağ gereksinimi vardır. Bu gibi yağları bitkisel yağlardan, kuru yemişlerden, tohumlardan ve uskumru, sardalya ve ton balığı gibi yağlı balıklardan alabilirsiniz.
Şişkinlikten muzdaribim. Sebebi ne olabilir?
Şişkinliğin nedeni sindirim sistemimizde yaşayan simbiyotik bakteri ve mayaların ürettiği gazlardır. Bazı karbonhidrat tipleri gibi sindirilmeyen gıda bileşenleri kalın bağırsağa ulaşır. Sindirilmeyen bu bileşenler burada bağırsak bakterilerimiz tarafından kısmen veya tamamen fermente edilir ve gazlar (karbon dioksit, metan, hidrojen sülfit) ve kısa zincirli yağ asitleri (bütirat, asetat ve propiyonat) ortaya çıkar.
Lif bakımından zengin gıdaların (örneğin fasulyeler, mercimekler, brokoli, bezelyeler, soğanlar) veya diğer sindirilmeyen karbonhidratların (sorbitol) çok daha sık yenmesi gibi ani beslenme değişimleri, çok fazla hava yutmak veya yetersiz çiğnemek daha fazla şişkinliğe neden olabilir. Beslenmedeki söz konusu gıdaların sıklığını veya miktarını kademeli olarak azaltarak, ve yerken yeterli çiğnemeye çalışarak bu durumdan kaçınılabilir.
Tamamen rafine edilmemiş soya fasulyesi ürünlerinin genellikle uçucu kısa zincirli yağ asitlerinden oluşan şişkinlik etmenleri içerdiği bilinmektedir. Bu etmenlerin gıda kullanımına yönelik belirli soya yağlarında halen bulunup bulunmadığı bilinmemektedir (bizim tarafımızdan). Soya yağları yerine zeytin yağı kullanarak bunun şişkinliği azaltma yönünde bir faydası olup olmadığını görebilirsiniz. Aynı zamanda soğan, sarımsak, birçok fasulye ve bezelye türü, bu ürünleri fazla tüketen insanlarda şişkinliğe katkıda bulunabilmektedir.
Şişkinliğin bir nedeni de laktoz intoleransı olabilir, bu durum süt ürünlerinde bulunan şekeri (laktoz) sindiren enzimin eksikliği nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Eğer enzim yoksa laktoz değişim uğramadan bakterilerin yer aldığı kalın bağırsağa ulaşır ve fazla gaz üretimine neden olur.
Midede aşırı gaz üretiminin bir sebebi de strestir. Ayrıca şişkinlik Hassas Bağırsak Sendromu, apandisit ve safra taşı gibi rahatsızlıkların yan etkisi olabilir. Genelde yüksek lifli bir diyet sindirim sisteminizin sağlıklı olmasına ve kabızlığı engellemeye yardımcı olduğu için insan sağlığı için faydalıdır. Sıkıntınız fazlaysa tıbbi tavsiye için bir doktoru görmelisiniz. Şişkinliğin başka nedenleri olabilir.
Besin ve vitaminler için tavsiye edilen günlük miktarlar var mı?
AB üye ülkelerinin birçoğu, farklı isimler altında (Besinsel Referans Değerler, Birleşik Krallık) ve farklı nüfus gruplarına yönelik (çocuklar, gençler, hamile kadınlar veya yaşlı insanlar) için kendi nicel beslenme tavsiyelerini oluşturmuştur.
Avrupa seviyesinde AB etiketlemesi RDA’lar vardır, bunlar etikette yazılacak vitamin ve minerallerin karşılığıdır (yani % RDA). Beslenme etiketleri uyumlu hale getirildiğinden bu RDA değerleri zaruridir. RDA’lar yetişkinlere yönelik değerlerdir ve ülkeler değiştikçe bu değerler de değişmektedir.
50 yıldan fazladır, Ulusal Bilimler Akademisi’nin (National Academy of Sciences ) Gıda ve Beslenme Kurulu (Food and Nutrition Board, FNB) beslenme araştırmalarını değerlendirmekte ve sağlık bir beslenmeye yönelik besinsel gereksinimleri tanımlamaktadır. Kısa bir süre önceye kadar, bir grup besin alım seviyesi en önemli konumda olmuştur: Önerilen Günlük Besin Alım Miktarları (Recommended Dietary Allowances, RDAlar). Geleneksel RDA belirli bir yaş ve cinsiyet grubundaki neredeyse tüm sağlıklı insanların beslenme gereksinimini karşılayacak ortalama günlük alımlardır. Geçmişte, birçok bileşenin RDA’sı raşitizm (D vitamini eksikliği) veya iskorbüt (C vitamini eksikliği) gibi besin eksikliği hastalıklarını önlemek için gereken seviyeleri temsil ediyordu.
Çok sayıda değerlendirmeden sonra, 1990’ların başında, Gıda ve Beslenme Kurulu RDA’ları değiştirme görevini üstlenmiş ve yeni bir beslenme referans değeri grubu ortaya çıkmıştır – Referans Besin Ögesi Alımı (Dietary Reference Intakes, DRI’ler).
Dört tip DRI referans değerleri vardır: Tahmini Ortalama Gereksinim (Estimated Average Requirement, EAR), Önerilen Günlük Besin Alım Miktarları, (Recommended Dietary Allowance, RDA), Yeterli Alım (Adequate Intake, AI), Kabul Edilebilen Üst Alım Seviyesi (Tolerable Upper Intake Level, UL). Yeni besinsel referans değerleri olmasının esas hedefi yalnızca besinsel eksiklikleri önlemek değil, aynı zamanda osteoporoz, kanser ve kalp damar hastalıkları gibi kronik sorunları azaltmaktır.
Çocukların fazla C vitamini alması zararlı mı?
Meyve ve sebzeler dahil birçok farklı gıda tüketen çocukların vitamin takviyelerine ihtiyacı yoktur. C Vitamini çok sayıda meyve ve sebzede bulunmaktadır; özellikle domates, patates, brokoli, küçük taneli meyveler (berry), portakal ve diğer narenciye meyveleri en iyi C Vitamini kaynaklarıdır. Çocuklar ihtiyaç duydukları C Vitamininin tamamını günlük beslenmelerinden alabilmelidir.
Çocuklar genelde normal bir beslenmede aşırı miktarda C Vitamini almamaktadır. Ayrıca C Vitamini suda çözünen bir vitamindir ve fazlası idrarla birlikte vücuttan atılmaktadır. C Vitamininin toksisitesi (zehirlilik) düşüktür ve yüksek alımın ortaya çıkardığı bir sağlık riski yoktur.
Ne kadar kalori almalıyız?
Beslenme hakkında en çok merak edilen sorulardan birisi de kalori alımıyla ilgili. Kilo kaybı, vücudunuzun harcadığından daha az enerji (kilo kalori) aldığınızda gerçekleşir. Bu soruyu cevaplayabilmek için öncelikle vücudunuzun şu anki kilosunda ne kadar enerji harcadığını hesaplayarak başlamalıyız. Yaş, cinsiyet, kilo ve aktivitelerinizden vücudunuzun harcadığı enerjiyi kabaca hesaplamak için kullanılan basit birçok denklem vardır.
İlk adım “Bazal Metabolizma Hızınızı” (BMR) hesaplamaktır. Bu vücudunuzun sadece temel çalışma sistemini sürdürmek için vücudunuzun harcadığı enerjidir (beyin, kalp, nefes alıp verme, vücut sıcaklığı ve benzeri). Aşağıdaki denklemler günlük BMR’nizi kilokalori bazında kabaca hesaplamak için kullanılmaktadır:
Erkek
Tabloya göre 62 yaşında ve 93 kilo olan bir kadının tahmini BMR’si şu şekildedir: [(10.5 x 93) + 596] = 1572 kcal/günde.
Ancak BMR vücudunuzun enerji harcadığı sadece bir kısımdır. Diğer bir kısımsa çalışma saatlerinizde ve boş zamanlarınızda yaptığınız aktivitelerdir. Toplam günlük enerji kullanımını hesaplayabilmek için BMR rutin aktivite seviyesine bağlı olarak aşağıdaki faktörlerle çarpılmalıdır.
Takviye gıda kullanırsam istediğimi yiyebilir miyim?
Gıda takviyeleri kişilerin diyetlerinde belirli boşlukları doldurabilir ancak asla dengeli ve çeşitli beslenmenin yerini tutamaz. Sadece protein, yağ ve karbonhidrat kaynağı olan diyetler vücuda ihtiyacı olan amino asitleri, yağ asitlerini, vitaminleri, mineralleri ve lifleri sağlayabilmekte olup muhtemelen bu besinlerin birbirleri ile etkileşimleri sonucunda faydalı etkiler oluşmaktadır. Bu etkiler ise sadece takviye edici gıdalar ile sağlanamaz.
Aynı anda sadece bir çeşit gıda tüketmek zararlı mı?
İnsan vücudunun protein ve karbonhidratlı gıdaları aynı zamanda tüketemediği için ayrı ayrı tüketmesi gerektiğini gösteren hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. İnsanlarda tek bir mide ve orta uzunlukta bağırsak bulunmaktadır ki bu da bizi omnivor (her türlü gıdayı tüketebilen) yapar.
Bu yüzden kişiler aynı anda, örneğin protein ve yağ kaynağı olan bir et ürünü ile karbonhidrat kaynağı olan patatesi aynı öğünde tüketebilirler. Diyetler vücuda ihtiyacı olan aminoasitleri, yağ asitlerini, vitaminleri, mineralleri ve lifleri sağlayabilmekte olup muhtemelen bu besinlerin birbirleri ile etkileşimleri sonucunda faydalı etkiler oluşmaktadır. Bu etkiler ise sadece takviye edici gıdalar ile sağlanamaz.
Sıcak havada daha az gıda tüketmeye ihtiyaç olduğu doğru mu?
Ortamın sıcaklığı arttıkça kişinin iştahı azalabilir, ancak kendinizi aç hissetmeseniz bile yemek yemeniz gerekmektedir çünkü terlemek ve vücut ısınızı dengede tutmak için de üşüdüğünüzde ısınmak için olduğu gibi enerjiye ihtiyacınız vardır.
Eğer yaz aylarında biraz kilo vermek istiyorsanız ve sağlığınız bu durumdan olumsuz etkilenmeyecek ise tükettiğiniz gıdaların vitaminler ve mineraller gibi temel besinler açısından günlük ihtiyacınızı tamamen karşılamasına ve günde en az 2 litre su içmeye özen gösterin.
Çocukların vegan olması sağlığına zararlı mı?
Vegan diyetler, bolca enerjiye ve besine ihtiyaçları olan hızlı büyüme ve gelişme döneminde olduklarından dolayı bebekler ve genç çocuklar için uygun değildir. Ebeveynler, çocuklarının vegan diyet sonucunda bazı besin eksiklikleri ile karşılaşabileceklerinin farkında olmalıdırlar.
Çocukların diyetlerinin sağlıklı büyüme ve gelişmeyi destekleyecek miktarda enerji, anemiyi önleyecek kadar demir, kemik hastalıklarını önleyecek oranda B12 ve D vitaminleri ile kalsiyumu ve de aminoasitler ile yağları içermelidir. Vejetaryen diyetler vitamin ve protein eksikliklerine yol açabilir bu yüzden bu tür diyetlerde besinsel gereksinimlerin karşılanmasına çok dikkat edilmelidir.
Bu sebeplerden dolayı bizim önerimiz genç yaştaki çocukların ve bebeklerin sıkı vejetaryen diyetler ile beslenmemeleridir. Bununla birlikte genç yaşlar çocukların tat alma duygularının geliştiği zamanlar olduğu için gelecekteki tat seçimlerinin gelişimi için oldukça önemlidir.
Hangi zayıflama çayları işe yarıyor? En iyi tarifler...
Bilimsel araştırmalar, bitki çaylarının metabolizmayı hızlandırıcı etkisi olduğunu ve kilo vermede destekleyici olarak kullanılabileceğini gösteriyor. Bitkisel tekniklerle hazırlanan kürler uygulandığında istenilen sonuca ulaşmanın rüya olmayacağını belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, kilo vermenizi sağlayacak 5 bitki çayı tarifini verdi.
İnsanların yoğun iş temposu nedeniyle egzersiz yapmaya zaman ayıramadığına ve bu nedenle diyet sürecini desteklemek için mucizevi iksirler peşinde koştuğuna dikkat çeken Küçük, bitki çaylarının kilo vermeye sadece destekçi olabileceğinin altını çizdi.
Aslıhan Küçük, beslenme şeklini değiştirmeden ve yeteri kadar hareket etmeden yalnızca yağ yakıcı bitkisel çayları tüketerek kilo vermenin mümkün olmadığına işaret etti.
1. Metabolizma hızlandıran çay
Malzemeler:
- 1 tatlı kaşığı dağ kekiği,
- 1 tatlı kaşığı biberiye,
- 1 tatlı kaşığı yeşil çay,
- 1 tatlı kaşığı mate çayı,
- 1 tatlı kaşığı funda yaprağı
Yapılışı: Yarım litre sıcak su içerisine tüm malzemeleri ekleyerek demliyoruz üzerine yarım litre kadar soğuk su ekleyip elma ve limon dilimleriyle ile karıştırıp içebilirsiniz.
2. İştah kapatan çay
Malzemeler: 4 ile 5 adet gülhatmi, 3 adet ardıç tohumu, 1 kahve kaşığı mate yaprağı, 3 yemek kaşığı ebegümeci, 2 yemek kaşığı kuşburnu, 1 adet zencefil, 1 adet kabuk tarçın, 1 yemek kaşığı melisa, 2 yemek kaşığı sinameki, 2 yemek kaşığı civanperçemi, 2 çay kaşığı tere tohumu, 3 yemek kaşığı ıhlamur, 3 yemek kaşığı elma kurusu Yapılışı: Malzemelerin hepsini miksere ekleyerek mikserden geçiriniz. Yaptığınız tozdan sabahları 2 yemek kaşığı kadar tozu 2 su bardağı kaynamış suyun içerisine ekleyip karıştırın. 5 dakika demledikten sonra aç karnına içebilirsiniz.
3. Gaz giderici çay
Malzemeler:
- 1 yemek kaşığı rezene,
- 1 yemek kaşığı kekik,
- 1 tatlı kaşığı tane kimyon,
- 1 tatlı kaşığı anason
Yapılışı: Bütün malzemeleri bir kaba ekleyerek sıcak suyla demleyin. Öğünlerden sonra birer fincan tüketebilirsiniz.
4. Greyfurtlu zayıflama çayı
Malzemeler:
- 1 tatlı kaşığı tarçın,
- 1 adet greyfurt, 2 yemek kaşığı maydanoz tohumu,
- 2 yemek kaşığı rezene,
- 1 tatlı kadar kaşığı bal,
- 1 litre kaynatılmış su
Hazırlanışı: Malzemeleri 1 litre kaynamış suya koyup 10 dakika demlendikten sonra içebilirsiniz.
5. Yağ yaktıran enerjik çay karışımı
Malzemeler:
- 1 yemek kaşığı kırmızı çay (rooibos çayı),
- 1 yemek kaşığı kadar mate çayı,
- 1 tatlı kaşığı yasemin çayı,
- 1 çubuk tarçın, 4 top karabiber (öğütülmemiş),
- 1 litre kadar su,
İsteğe göre portakal dilimleri, Nane yaprakları
Hazırlanışı: Tüm malzemeler demliğe konur ve üzerine yavaş yavaş sıcak su dökülerek ağzı kapatılır. Ortalama 6-7 dakika sonra içime hazırdır. Gün boyu içecekseniz çayı süzüp içmelisiniz.
Sağlıklı beslenme ve kilo vermenin yolları
Kilo vermek zor, kilo almak ise kolaydır. Kilolarıyla sorunu olanların genellikle yaşadığı bir problemdir bu. Kimi zaman uyguladığınız diyetten sıkılıyor, kimi zaman da küçük kaçamaklar yapıyorsunuz. İster zayıflamak için bir diyet uyguluyor olun, isterse herhangi bir diyete bağlı kalmadan kilo vermeye çalışın; strese girmeye gerek yok! “Çünkü unutulmaması gereken şey; yemek yemenin sosyal bir olgu olduğudur!”. Bu uyarıyı yapan İstanbul Bilim Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, kilo vermedeki yolculuğunuzda size kolaylık sağlayacak ipuçları veriyor.
“Önemli olan sağlıktır.”
Yeme davranışında ve yaşam tarzında değişiklik yapmak için kişinin kendisini buna hazır hissetmesi lazım. Zayıflayacak kişi, öncelikle kendisini motive etmeli; bir başkası için değil, kendi sağlığı ve yaşam kalitesi için kilo vereceğini düşünmelidir. Kısa sürede ve hızla zayıflamaya çalışmamalıdır, çünkü bu durum, aynı kiloların tekrar geri dönüşüne neden olur.
“Muhakkak bir uzmana danışın!”
Başka kimseler için hazırlanmış diyetler kesinlikle uygulanmamalı. Medyada yer alan birbirinden farklı, inanılmaz iddialarla dolu diyet programları yerine, muhakkak bir beslenme ve diyet uzmanının görüşlerine başvurulmalı ve zayıflama konusunda o bireye özel bir diyet programı ile hedefler belirlenmelidir.
Sadece vücut ağırlığına odaklanıp zayıflamaya çalışmanın, istenmeyen kilolardan daha önemlisi, yaşamsal sağlık sorunlarını beraberinde getireceği unutulmamalıdır.
“Kendinizi uzun süreler aç bırakmayın”
Aç kalmak kilo vermenize yardımcı olmaz. Özellikle kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Bedenimiz sabahın ilk saatlerinde açlık durumundadır; açlık halinde güne ve işe başlamak ilerleyen saatlerde verimliliği düşürür. Verimlilikte en önemli nokta, dikkattir; ayrıca açlık, kişinin diyetini sürdürmesini de engeller. Diğer iki ana öğünü (öğle ve akşam) de atlamayın, size önerilen miktar ve çeşitlilikte tüketin. Öğünler arasında çok acıktığınızı hissediyor ve dayanamayacağınızı düşünüyorsanız, , yarım yağlı süt, ayran, kefir, yoğurt (200-250 cc) veya o mevsimin taze sebzelerini çiğ olarak (örn; bol miktarda marul, domates, havuç vs.) ya da 100-150 gramı geçmeyecek mevsim meyvelerini (örn; greyfurt, elma portakal vs.) tercih edin.
“Su içmeden asla!”
Su içmek kilo vermede etkilidir. Su tüketim miktarı da yaşa, cinsiyete, fizyolojik özelliklere veya varsa bazı sağlık problemlerine göre değişmektedir. Her şeyin aşırısı gibi suyun aşırı tüketiminin de vücut için zararlı olabileceğini unutmayın. Herhangi bir sağlık probleminiz yoksa ölçünüz, günde 2-2,5 litre su tüketimi olmalıdır.
“Daha fazla hareket edin”
Kilo vermeye çalışıyorsanız, en önemli yardımcınız fiziksel aktivite olacaktır. Ancak yeterli ve düzenli fiziksel aktiviteyi sadece diyet zamanlarında değil, yaşam boyu sürdürmelisiniz. Örneğin, işten dönüşünüzde 2-3 durak önce inin ve evinize yürüyerek gitmeyi deneyin. Yakınlarda bir alışveriş merkezine mi gideceksiniz, yürüyerek gitmeyi deneyin. İlk başlarda zor gelse de ilerleyen zamanlarda bunun faydasını göreceksiniz.
Eğer daha önceden, yürüyüş ya da egzersiz yapmadıysanız, zayıflamak adına vücudunuza fazla yüklenmeyin. Bu, kas ağrılarına sebep olabileceği gibi fiziksel yaralanmalara da neden olabilir. Unutmayın, düzenli ve zamana yayılmış bir fiziksel aktivite düzeni, yani günde 35-40 dakikalık bir yürüyüş; spor salonlarında yapılan ağır ve yanlış egzersizlerden daha fazla kalıcı zayıflamanızı sağlayacaktır.
“No stres!”
İster zayıflamak için bir diyet uyguluyor olun, isterse herhangi bir diyete bağlı kalmadan kilo vermeye çalışın; strese girmeye gerek yok! Yemek yemenin sosyal bir olgu olduğunu unutmayın. Uzman denetiminde ve gerçekçi zayıflama hedefleriyle yola çıkarsanız, stresiniz büyük oranda ortadan kalkacaktır.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.