2. Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi'nin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, her geçen gün tarım ve gıda sisteminin halk sağlığını tehdit ettiği ve kaynakların tekeller tarafından hunharca tüketildiği bir süreç yaşandığına dikkat çekti. Soyer, “Gıdada etik ilkeler, hukuk ile ete kemiğe büründürülmeli” dedi.
Tarım ve Gıda Etiği Derneği’nin (TARGET) İzmir Büyükşehir Belediyesi desteği ile düzenlediği 2. Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde başladı.
İki gün sürecek Kongre'nin açılışına; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gıda Etiği Derneği (TARGET) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ ve akademisyenler katıldı.
“Gıda sisteminin halk sağlığını tehdit ettiği bir süreç yaşıyoruz”
Kongrenin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, belediye olarak kapsamlı bir tarım stratejisi geliştirdiklerini kaydetti.
“Temel hedefimiz, üreticinin doğayla uyum içinde üretmesini sağlamak, herkesin sağlıklı ve ucuz gıdaya erişimini mümkün kılmak ve refahın artması” diyen Soyer, küresel gelişmelerin, tarım ve gıda sisteminin etik boyutlarını tartışmayı beraberinde getirdiğini söyledi. Soyer, şöyle devam etti:
“Gıda fiyatlarındaki artış, çiftçinin toprakla bağının koparılması, sağlığı tehlikeye atan GDO, yediğimiz her üründe rastladığımız gıda hileleri, kimyasal tarımın yaygınlaşması, suların ve toprağın kirlenmesi gibi onlarca farklı olumsuzluk, bu tartışmaların ana eksenini oluşturuyor. Dolayısıyla gün geçtikçe mevcut tarım ve gıda sisteminin halk sağlığını tehdit ettiği, kaynakların dev tekeller tarafından hunharca tüketildiği ve bırakalım geleceği, bugünün dünyasının bile yaşanamaz bir hale geldiği bir süreç yaşıyoruz.”
“Etik ilkeler hukuki bir çerçeveye oturtulmalı”
Esas tartışılması gereken noktalardan birinin de etik ilkelerin hukukî bir çerçeveye dönüştürülmesi zorunluluğu olduğuna işaret eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Etik ilkeler hukukunun temel öncüllerini oluşturmadığı sürece, çözümün toplumsal yaşamda vücut bulması mümkün olmaz. Hukuk, etik ilkeler üzerinden türetilmeli ve bu etik değerler çerçevesinde ete kemiğe bürünmeli. Üretilenin adil paylaşılmaması açlık, sağlıklı gıdaya erişememe, toprağın ve suyun kirletilmesi, biyoçeşitliliğin azalması, emek sömürüsü gibi onlarca sorunun çözümü; etiğin tartışılması, etik ilkelerin toplumsal bir bilinç oluşturması ve bu değerler üzerinden bir hukuk sistemi inşa etmekle mümkün olabilir. Ağzımızdan düşürmediğimiz sürdürülebilirliği, ancak bu şekilde sağlayabiliriz” diye konuştu.
Temel hedef; üreticinin doğayla uyum içinde üretmesini sağlamak!
Dünyanın ve ülkemizin geçirdiği süreçlere karşı doğayı iyi okuyarak özüne dönen üreticiyi toprakla buluşturan ve üretileni, herkesle adil bir biçimde paylaşan kapsamlı bir tarım stratejisi geliştirdiklerini vurgulayan Soyer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Temel hedefimiz, üreticinin doğayla uyum içinde üretmesini sağlamak, herkesin sağlıklı ve ucuz gıdaya erişimini mümkün kılmak ve refahın artması. Bunu, yerelin dinamiklerini, geçmişten gelen miras ve kültürü koruyup geliştirmekle sağlayabiliriz. Bu anlamda; tarım ve gıda sisteminin etik boyutlarının tartışılacağı, etik farkındalıkların gelişmesini ve kamusal alana sirayet etmesini sağlayacak bu Kongre’nin, İzmir’e ve tarım vizyonumuza da çok değerli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum.”
“Gıda hileleri aldı başını gidiyor”
Kongre hakkında bilgi veren Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ, “Gıda hileleri aldı başını gidiyor, içeriği hiç bilenmeyen gıdalar soframızda yer alıyor. Kırsal alanda da bir ıssızlaşma söz konusu. Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları var; toprakların betonlaşması, suların israfı, biyolojik çeşitliliğin yok olması, iklim değişikliğini umursamayan tarım çalışmaları var” dedi.
Ayşegül Selışık: “Doğaya karşı bir saygısızlık var”
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık da, “Tarım ve gıda etiğinde gıdaya saygı duymamız, üreten çiftçiye saygı duymamız gerekiyor. Hangi koşullarda nasıl ürettiğini düşünmemiz gerekiyor. Kooperatifleşmenin önemi büyük, tarımda yeniliklerin benimsenmesi gerekiyor” diye konuştu.
Avrupa Tarım ve Gıda Etiği Birliği’nden Prof. Dr. Carl Walther Matthias Kaiser ise “Küresel olarak bir saygısızlık var, ekolojiye saygısızlık var ve bunların sonucu olarak biyoçeşitlilik kaybı olmuştur. Estetik konusunda bir saygısızlık var, hayvan refahına, tarım yapanlara, insan haklarına saygısızlık var. Ciddi bir beslenme sorunu var. Tarımsal bir büyümeye ihtiyacımız var” dedi.
“Yeni bir şeyler söylemeliyiz”
Kongre kapsamında gerçekleştirilen “Etik Duyarlılığımız ve Ülke Ekonomisine Katkı” panelinin moderatörlüğünü yapan Tunç Soyer'in eşi ve İzmir Köy-Koop Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer de, şunları söyledi:
“Küreselleşen ekonomide Türkiye’nin hafızasında İzmir, Mithatpaşa’dan günümüze kadar gelmiş kooperatifçiliğin izlerini taşıyor. Kooperatifçiliğin şahlandığı, Atatürk’ün hem teoriyi hem de uygulamayı buluşturduğu Cumhuriyet döneminde çok yol kat edilmiş. Cumhuriyeti daha ilan etmeden, Meclis kurulmadan önce Atatürk, kooperatif şirketler yasası çıkarmış, bu çerçevede 77 madde hazırlamış ve meclise getirmiş. Köy enstitüleri başka bir model olmuş. Ne yazık ki şahlanma 1980’de duraklamaya dönmüş, bu yüzden artık yeni bir şeyler söylemeliyiz. Bizim bir araya gelmemiz belki buna vesile olacaktır.”
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.