Günümüzün en yaygın hastalıklarından birisidir, diyabet. Yazımızda şeker hastalığı ve belirtilerini detaylarıyla ele aldık.
Diyabet Nedir?
Diyabet kanda glukoz (şeker) seviyesinin normalin üzerine çıkması, buna bağlı olarak normalde şeker içermemesi gereken idrarda şekere rastlanmasıdır.
Vücudumuz çoğu zaman iyi dizayn edilmiş bir makine gibi sorunsuzca çalışır. Ancak bu uyum nedeniyle bazı parçalarda bir sıkıntı yaşandığı zaman bunun etkisi genele yayılıyor. Kan şekeri de dediğimiz glukoz vücuttaki hücrelerin enerji ihtiyacını karşılamakta, vücudun düzgün çalışmasına yarayan bazı maddelerin yapısına girmektedir.
Şeker ve nişasta içeren tüm gıdalardan emilerek kan dolaşımına geçen glukozun kullanılabilmesi insülin adı verilen bir hormon sayesinde olmaktadır.
Normalde pankreas tarafından salgılanan bu hormonun salgılanmaması ya da doğru şekilde çalışmaması kan şekerinin yükselmesine neden olur. Kanda yüksek oranda glukoz bulunması ise kalp-damar sistemi ve sinirlerle ilgili rahatsızlıklara neden oluyor.
Diyabet belirtileri nelerdir?
Diyabet hastalığın belirtileri arasında:
- Aşırı susama
- Sık idrara çıkma
- Yorgunluk
- Açıklanamayan kilo değişiklikleri
- Tekrarlayan enfeksiyonları yer alıyor.
Bu belirtiler sık görülen belirtiler olmakla birlikte hastalık hiç belirti vermeyebilir. Kişiler çeşitli hastalık komplikasyonları varlığıyla teşhis edilebilirler.
Bu nedenle açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, geçmişe yönelik üç aylık kan şekeri değerlerini gösteren ‘HbA1c’ ölçümü yapılmalı. Ayrıca kişi, gerektiğinde şeker yüklemesi olarak da bilinen ‘oral glukoz tolerans testi’ ile değerlendirilmelidir.
Diyabet tipleri nelerdir?
Altı çeşit diyabet türü vardır. Bunlar:
- Tip 1 diyabet
- Tip 2 diyabet
- MODY diyabet
- Ön-diyabet
- Gebelik diyabeti
- Çocuklarda diyabet
Tip 1 diyabet
İki çeşit olan diyabetin tip 1 olarak adlandırılan çeşidi vücudun insülin üretmemesi sonucu oluşmaktadır. Buna yol açan sebep henüz bilinmiyor. Belirtiler aşırı idrar üretimi, aşırı susuzluk, sürekli açlık, kilo kaybı, görüş bozuklukları ve yorgunluktur. Bu belirtiler bir anda ortaya çıkabilir.
Tip 2 diyabet
Yeryüzünde diyabet hastalarının %90’ının sahip olduğu tip 2 diyabet ise büyük oranda aşırı kilo ve fiziksel aktivite eksikliği nedeni ile ortaya çıkar. Belirtiler tip 1 diyabetinkilere benzemekle beraber daha hafif olabilir, bu nedenle doğru tanı hastalığın yerleşmesinden ve kötü etkilerinin oluşmasından sonra konulabilir. Yakın döneme kadar sadece yetişkinlerde görülen tip 2 diyabet artık çocuklarda da ortaya çıkabilir.
MODY diyabet
MODY tipi diyabet ise gençlerde görülen erişkin tip diyabettir. Bir ailede diyabet olması sebebiyle genetik geçirgenlik yoluyla geçen tek diyabet tipidir. Genetik mutasyon tanımlaması ile tanı konulabilir.
Pre diyabet (Gizli şeker)
Tip 2 diyabet teşhisi konan hastaların neredeyse tamamı pre diyabet denen evreden geçerler. Bu dönemde kan şeker seviyeleri normalden yüksek, ancak diyabet teşhisi konulacak kadar değil.
Yeni çalışmalara göre özellikle kan ve dolaşım sistemini etkileyen uzun vadeli hasarlar bu dönemde oluşabilmektedir. Ön-diyabet döneminde olmanız kesinlikle durumunuzun tip 2 diyabete dönüşeceği anlamına gelmez.
Gebelik diyabeti
Gebelik diyabeti hastalığı hem anneyi hem de bebeği etkilemesiyle, daha büyük bir problem haline gelebiliyor.
Bu hastalığa sahip olan anne adaylarının yarısından belirti görülmese de, diğer yarısında birden fazla belirti ortaya çıkabiliyor. Bunlar arasında; çok yemek yemek, çok su içmek, idrar testinde glukoz görülmesi yer alıyor.
Önceden fazla kilolu olmak ya da gebelikte gereğinden fazla kilo almak, ileri yaşta gebe kalmak ya da birinci derece yakınlarında şeker hastalığı varlığı sorunun ortaya çıkmasındaki en önemli faktörler arasında yer alıyor.
Şeker hastalığı sadece yetişkinlikte değil, çocukluk çağında da görülüyor. Hastalık ile başa çıkmada belirtilerin erken fark edilmesi önem taşıyor. Aileler bu konuda dikkatli olmalı. Şeker hastalığının tanınmasında ‘çok su içme, çok idrara çıkma, idrar kaçırma’ gibi bulgular önemli. Bu bulguların fark edildiği çocuklarda diyabetin araştırılması gerekiyor. Bu belirtiler fark edilmediğinde daha ağır semptomlarla karşılaşılabilinir.

Diyabet neden olur?
Modern çağın tehlikeli hastalığı diyabet ülkemizde hızla yaygınlaşıyor. İşte diyabete neden olan faktörler...
Fazla kilolar
Vücutta yağın aşırı birikmesi anlamına gelen obezite, şeker hastalığına yol açan en temel etkenlerden biri. Bu aşırı yağlardan salınan bazı kimyasallar ve hormonlar metabolizmayı olumsuz etkileyerek diyabete neden oluyor. Dolayısıyla bu hastalıktan korunmanın ilk kuralı fazla kilolardan kurtulmak.
Hareketsizlik
Modern toplumda giderek azalan fiziksel aktivite, hastalığın yaygınlaşmasında en önemli rolü oynuyor. Gıdalar ile alınan kaloriler başlıca fiziksel aktiviteyle yakıldığından, günlük hareketliliğinizi en üst seviyede tutun; kısa mesafeler için taşıt, asansör ve yürüyen merdivenden kaçının.
Bundan daha etkilisi düzenli egzersizi yaşam tarzı haline getirin. Yani haftada en az 3 gün 30’ar dakika tempolu yürüyüş ya da bisiklet, yüzme, aerobik, hızlı dans gibi tüm vücut kaslarını çalıştıran fiziksel aktiviteler yapın. Kilo sorununuz varsa bu egzersizler her gün yapılmalı.
Yanlış beslenme
Karbonhidrat ve yağ oranı yüksek gıdalar hızlı kilo almaya yol açıyor. Düşük oranda lif içeren ve glisemik indeksi yüksek gıdaların aşırı tüketilmesi de sık sık acıkmaya ve daha çok gıda tüketimine neden olduğundan uzak durmak önemli.
Bazı hastalıklar ve ilaçlar
Özellikle tiroit bezinin çok çalışması (hipertiroidi), yüksek tansiyon (hipertansiyon), kan yağlarının yüksekliği (hiperkolesterolemi – hiperlipidemi), hastalığın gelişme riskini artırdığından düzenli kontrol ve tedavisi çok önemli.
Ayrıca, başını kortizonlu romatizma ilaçları, doğum kontrol hapları ve idrar söktürücü türü tansiyon ilaçlarının çektiği bazı ilaçlar da metabolizmayı olumsuz etkileyerek diyabetin ortaya çıkışını kolaylaştırıyor.
Kronik stres
Stres hormonlarının vücutta insülin direncini artırıyor. Bu hormon seviyelerinde az da olsa artışın süreklilik kazanması hastayı obezite, diyabet, kalp ve damar hastalıkları için riskli gruba sokuyor.
Gece aşırı horlama ve uyku apnelerinin (uykuda nefes durması) kronik stres kaynağı olduğu ve bu riskleri artırdığı bilindiğinden gecikmeden tedavi olmak gerekiyor.
Kentleşme
Toplumda kırsal kesimden büyük şehre göç de diyabete zemin hazırlıyor. Çünkü kırsal kesimde yüksek olan fiziksel aktivite düzeyleri ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları şehrin modern kargaşası içinde kayboluyor, bu da obezite ve şeker hastalığı eğilimini artırıyor.
Sporun bırakılması
Düzenli egzersiz yada profesyonel spor yapanların metabolizması hızlı kalori yakılmasına uyum sağladığından herhangi bir sebeple sporun bırakılması daha evvel yakılabilen kalorilerin vücutta yağ olarak birikmesine, dolayısıyla obeziteye, ardından da diyabete yol açabiliyor.
Bu nedenle profesyonel sporcuysanız ve aktif spor yaşamını bitirdiyseniz düzenli egzersizlerle sağlığınızı korumaya dikkat edin.
Çocukluk obezitesi
Çocukluk ve ergenlik döneminde fast-food tarzı beslenme, bol miktarda tüketilen şekerli gıdalar ve hareketsizlik nedeniyle çok kolay kilo artışı olabiliyor. Çocukların ilk beslenme alışkanlıkları aile içinde oluştuğundan doğru örnek olmak, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak ve spora teşvik etmek çok önemli.
Ailesinde kiloya eğilim, obezite, diyabet ya da kalp-damar hastalıkları bulunan çocukların risk grubunda olduklarını unutmamak gerekiyor.
Sık gebelik
Sık gebelik, değişen hormon düzeyleri nedeniyle annenin metabolizmasını zorlayan bir unsur olduğundan, metabolizması yatkın olan bireyleri diyabete taşıyabiliyor. Gebelikte şeker yükselmesi yani gebelik diyabeti riski daha da artırıyor.
Genetik yatkınlık
Hastalıkta genetik yatkınlık da, önemli bir unsur. Eğer ebeveynlerden biri 50 yaşından sonra diyabete yakalanmışsa risk yüzde 7, daha erken yaşta şeker hastalığına yakalanmışsa risk yüzde 15’i buluyor. Hem anne hem baba şeker hastası ise risk yüzde 50’ye yükseliyor.
Ancak sağlıklı yaşam tedbirleri ile bu riski azaltmak mümkün. Bunun tam tersi de geçerli. Ailesinde şeker hastası olmayan obez ve hareketsiz bir kişinin diyabet riski yükseliyor.

Diyabet tedavisi nasıl yapılır?
Şeker hastalığı tedavisindeki amaç; kan şekerindeki yükselişleri ve düşüşlerini önlemek. Bu dengenin sağlanması komplikasyonların gelişimini önlemek veya gelişmiş komplikasyonların seyrini yavaşlatmak için son derece önemli.
Tip 1 diyabetli kişilerin tedavisinde insüline gereksinim var. Tip 2 diyabetli kişilerin tedavisinde öncelikle beslenme alışkanlıklarının düzenlemesi ve düzenli egzersiz yapması önerilir. Eğer, bu tedavi planına uyulmasına rağmen kan şekeri normal sınırlar içinde tutulamazsa, ağızdan hap olarak alınan şeker düşürücü ilaçlar tedaviye eklenebilir.
Bazı Tip 2 diyabetlilerde de kan şekerini normal sınırlar içinde tutabilmek için insüline ihtiyaç duyulabiliyor. Benzer şekilde enjeksiyon olarak uygulanan ama insülin içermeyen ilaçlar da mevcut. Bu nedenle Tip 2 diyabette kişinin özellikleri göz önünde bulundurularak, tedavi yaklaşımının o kişiye uygun hale getirilmesi önem kazanıyor.
Diyabetik beslenme
Anti inflamatuar ve antioksidan bir beslenme, diyabeti önlemeye yardımcı olabilir. Diyabette beslenme piramidi, sağlıklı olmak isteyen herkesin uyması gereken beslenme kurallarıdır.
Diyabeti öğrenmek, yemek yeme alışkanlıklarınızı değiştirmek, günlük yiyecek değişimlerini öğrenmek ve belirtilere uygun acil önlemleri almak süreci hızlandırır. Beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız değişiklikler; sizinle birlikte ailenizi ve çevrenizdekileri de sağlıklı beslenme konusunda harekete geçirecektir.
Günlük enerjinizin %45-55 kadarını karbonhidratlardan, %25-30’unu yağlardan ve geri kalanını da proteinlerden karşılamalısınız. Diyabetle birlikte vücudunuzun ürettiği insülin miktarı azalabileceği ya da insülin kullanımında yetersizlik oluşabileceğinden beslenme şekliniz ve yemek saatleriniz ayrı bir önem kazanır.
Sizin için en uygun olan besini, gerekli miktarlarda ve doğru zamanda yemeniz ve beslenmenizi ilaç veya insülin tedavinizle bütünleştirmeniz gerekir.
Diyabet nasıl önlenir?
"Tip 2 diyabet nasıl engellenir?" sorusunun cevabını arıyorsanız, aşağıdaki maddelere göz atın. İşte diyabeti önlemenin yolları,
- Sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve bu kiloyu korumak
- Fiziksel olarak aktif olmak – haftanın çoğu gününde en az 30 dakika orta ağırlıkta egzersiz yapmak. Kilo kontrolü için daha fazla aktivite gerekebilir.
- Günde 3 ila 5 porsiyon meyve ve sebzeden oluşan sağlıklı bir beslenme programı takip etmek, günlük doymuş yağ ve şeker tüketimini kontrol altında tutmak.
- Kalp ve damar hastalıklarına katkıda bulunduğu düşünülen sigara ve diğer tütün ürünleri tüketiminden uzak durmak.
- Kahvaltı yapmak
- Her öğün yemeğe salata ile başlamak
- Her gün mutlaka süt, yoğurt ve peynir tüketmek
- Tam tahıllara ve lifli besinlere soframızda mutlaka yer vermek
- Haftada en az iki kez balık tüketmek
- Soframızdan tuzu ve şekeri kaldırmak
- Her gün en az beş bardak su içmek.
- Günde beş bin adım yürümek
Kendi çabamızla değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri bulunuyor. Bunlar yaş, etnik köken, cinsiyet ve ailenin diyabet geçmişi. Yaş ilerledikçe şeker hastalığı, kalp damar hastalıkları ve beyin kanaması riski artar. Şeker hastası erkeklerin kalp rahatsızlığı yaşama riski kadınlara göre daha yüksek.
Eğer anne, baba ya da kardeşinizde kalp rahatsızlığı veya diyabet varsa riskiniz daha yüksek demektir. Tüm bunlara karşı uygulayabileceğimiz en iyi önlem sağlıklı beslenmek, aktif bir yaşam sürmek ve kilomuzu kontrol altında tutmak.
Tıbbi kontroller nasıl olmalı?
Bazı yaş ve kilo gruplarına dahil kişilerin doktorları ile rutin görüşmeleri esnasında diyabet konusunu hatırlatmaları iyi olabilir. Eğer fazla kilolu ve 45 yaşın üzerindeyseniz ve ön-diyabet (prediabetes) testlerini yaptırmadıysanız doktorunuzdan yapılmasını isteyiniz.
Eğer kilonuz normalse ancak 45 yaşın üzerindeyseniz bu testleri yaptırması konusunda doktorunuza danışabilirsiniz. 45 yaşından genç ancak fazla kilolu yetişkinlerin ise aşağıdaki risk faktörlerinden birine sahip olmaları durumunda doktorlarından diyabet ya da ön-diyabet testi yapmasını istemeleri gereklidir:
- Yüksek tansiyon
- Düşük HDL kolesterol ve yüksek trigliserit
- Ailede diyabet görülmüş olması
- Hamilelik diyabeti yaşanmış olması ya da 4 kg’dan ağır bebek dünyaya getirmiş olmak
- Yüksek diyabet riski taşıyan etnik kökenden gelmek
Diyabetin yol açtığı hastalıklar
Şeker hastalığı kontrol altına alınmazsa kalp rahatsızlıkları ve felç riskini artırır. Diyabetli hastaların %50’si kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatlarını kaybetmektedirler. Kan dolaşımı ile ilgili sorunlar ve sinir hasarı birleştiğinde uzuvların alınmasına yol açabilecek sonuçlar doğurur.
Gözün retina tabakasındaki damarlara kan akışının azalması körlüğe yol açar. Dünyada körlük vakalarının %1’i diyabete bağlanıyor. Hastalık, böbrek sorunlarının önde gelen nedenlerindendir. Sonuç olarak kontrol altına alınmadığı takdirde şeker hastası bireylerin hayatını kaybetme riski, diyabetli olmayanlara göre iki kat yüksektir.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.