Yeni tüketicilerin cezbedilmesi kadar, eski tüketicilerin kaybedilmemesi de gıda ve içecek sektörü için en önemli sorunlardan biri. Firmalar bu amaçla çeşitli yenilikler ortaya koymak için ciddi çaba harcıyor. Peki bu fikri mülkiyetin korunması konusunda ne yapılabilir?
Rekabet şansını artırmak için araştırma ve geliştirme faaliyetlerine bütçe aktaran firmalar; yenilikçi tatlar, dokular, görünümler ve besin değerlerine sahip ürünler ile tüketicinin karşısına çıkıyor. Diğer yandan değişen tüketici alışkanlıklarının da yakından takip edilmesi, yeni trendlere uyum sağlanması gerekiyor. Bunları yapabilen firmalar ektiklerini rakip firmaların biçmemesi için ne yapabilir? Burada fikri mülkiyetin korunması konusu devreye giriyor.
Fikri mülkiyetin korunması konusunda iki yol kullanılıyor: Ticari sır ve patent. Ticari sırlar, piyasadaki ürünün taklit edilmesinin zor olduğu durumlarda işe yarıyor. Ancak bunun aksi durumda, rakip bir firma benzer bir ürünü yasal çerçeveye bağlı kalarak üretirse, ticari sırrın da bir anlamı kalmıyor. Böyle durumlarda patent çok daha işe yarar bir çözüm oluyor.
Patent neleri koruyabilir?
Yağ, tuz veya şeker içeriği düşürülürken tadı, yapısı, görünümü iyileştirilen formülasyonlar, sinerjistik etki gösteren gıda bileşenlerinin kullanımı, gıdaların ve içeceklerin aroma profilini değiştirmeye yönelik metotlar gibi uygulamalar patentler ile korunabilir.
Daha düşük maliyetli üretim metotları, bileşenlerin daha iyi karışmasını sağlayan yöntemler, üründe beklenmeyen sonuçlar ortaya koyan işlem adımları gibi üretim sürecine yönelik yenilikler de patentlenebilir. Bunlara bir diğer örnek de, artan çevre duyarlılığına yönelik olan, çevreye duyarlı ambalajlama sistemleri olabilir.
Patentler fikri mülkiyetin korunmasına nasıl yardımcı olur?
Patentler devletler tarafından belirli bir süre için verilen fikri mülkiyet hakkıdır. Patent, sahibine üçüncü şahısların patentlenmiş buluşu, patentin geçerli olduğu bölgede yapmalarını, kullanmalarını, satmalarını engelleme ve bunlara izin verme hakkı verir.
Patent başvuruları patent ofisleri yoluyla yapılır. Ülkemizde patent verme yetkisi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesindeki Türk Patent ve Marka Kurumu’ndadır. Başvurular bireysel olarak kurumun sitesine yapılabileceği gibi patent ve marka tescil firmaları yoluyla da yapılabilir.
Patent başvurusundan önce nelere dikkat edilmeli?
Bir uygulama için patent alındığı zaman bu uygulamanın kullanılabileceği anlamına gelmez. Patentler olumsuz haklardır, yani patent sahibinin üçüncü şahısların bu uygulamayı kullanmasını engellemeye yöneliktir. Ancak aynı şekilde, diğer tarafların da benzer patentleri olabilir.
Bu nedenle, kullanılmak istenilen bir uygulamanın patentle korunup korunmadığının önceden araştırılması tavsiye edilir. Eğer uygulama ile ilgili patentler bulunursa bir patent hukukçusu patentin sağladığı korumayı aşmak için bir yol olup olmadığını inceleyebilir. Benzer şekilde, patent sahibinden lisans alınması, hakların iptalinin talep edilmesi ya da duruma göre hakların süresinin geçmesinin beklenmesi gibi yollar izlenebilir.
Patent almaya değecek bir yenilik ortaya koyduğunu düşünen işletmecilerin fikri mülkiyetin korunması için konusunda deneyimli bir patent hukukçusuna danışması tavsiye edilir.