Hijyenik koşullarda gıda ve içecek üretimi, birçok ayrıntıyı içinde barındırıyor. Bu alanda işletmelerin karşısına çıkan en önemli konu ise hijyen çözümlerinde sürdürülebilirliği sağlamak.
Son yıllarda tüketicilerin yaşam tarzlarında, beslenme alışkanlıklarında ve beklentilerindeki hızlı değişime paralel olarak “Gıda ve İçecek” endüstrisinde gıda güvenliği, tarladan sofraya gıda zincirindeki üreticiler ve tüketiciler için en önemli bir kalite parametresi haline geldi. Aynı şekilde ülkelerin gelişmişlik düzeyi ve toplumların yaşam kalitesi sorgulanırken, gıda hijyeni daha fazla gündeme gelmeye başladı. Artık tüm gıda ve sağlık otoriteleri, gıda hijyenindeki yetersizlik ve eksikliklerin, hastalıklar ve bunlara bağlı sağlık harcamalarının artmasına neden olduğu konusunda hemfikirler. Bu nedenle kalite ve güvenli gıda üretebilmek için kullanılan hammadde ve üretim teknolojilerinin yanı sıra, “doğru hijyen ve sanitasyon uygulamaları” da gıda kaynaklı risklerin minimize edilmesi açısından büyük önem taşıyor.
“En önemli faktör, insan”
1991 yılından bu yana süt ve süt ürünleri üreticileri, alkollü ve alkolsüz içecek üreticileri, her türlü işlenmiş gıda üreticileri ile tarım, ilaç ve kozmetik sektörüne hizmet veren Diversey’in FBH İçecek Sektör Müdürü Cenk Mısırlıoğlu, gıda zincirinde hijyenin önemini; “ürünün marka değerini, tüketici sağlığını ve hijyenik ürün edinme hakkını korumak ve böylece geleceğe sağlıklı beslenerek büyümüş nesiller taşımak” olarak ifade ediyor. Burada en önemli nokta, gıda üretim zincirinin içersinde bulunan her insan ve insan tarafından tasarlanmış yapı ve prosesler. “Dolayısıyla insan, bu konuda en belirleyici faktör” diyor Mısırlıoğlu ve bir örnekle açıklıyor:
“Diyelim ki üretilmiş gıda maddesini dükkânında satan bakkal, uygun saklama koşullarına riayet etmeyerek ürünü satıyor ve bundan dolayı ürünü alan kişi gıda zehirlenmesi riski taşıyorsa burada baş faktör yine insandır. Ve tabii ki insan faktörü bu kadar etkiliyken önleyicilik anlamında öne çıkan konular; eğitim, yeterlilik sahibi danışmanlık hizmeti ve kontrol faaliyetleridir.”
Dünya ticareti açısından gıda ve içecek hijyeni
Yasal mevzuatlar ya da ticari koşullar açısından sisteme adapte edilen hijyen standartları, eğer bu standartları sağlayamıyorsanız oyunun dışında kalma ya da belirleyici olamama gibi bir noktaya götürüyor sektörü. Mısırlıoğlu’na göre gıda ve içecek sektörümüz açısından durumumuz fena değil. Hatta temel gıda sektörlerinde iç piyasada yer alan firmalarımız, teknik şartları itibariyle batı ülkelerine göre daha iyi durumda.
“Çünkü batıdaki tesislerin çoğu yaşlı tesislerdir” diyor Mısırlıoğlu. “Genel olarak şunu söyleyebilirim ki; Türkiye ve doğusundaki ülkeler gıda endüstrisi gelişimlerini halen sürdürdükleri için yeni teknolojiyi daha çok almakta ve tesislerini kurmaktalar.”
Bu açıdan bakıldığında teknik yeterlilikleri iyi durumda olan tesislerimizi uygun hijyen koşullarında bulundurmak hiç de zor değil. Mısırlıoğlu; “Uluslararası ticaret açısından baktığımızda işlenmiş gıda ürünleri ticaretimiz ihracat tarafında daha da geliştirilebilir. Bu noktada uluslararası ticarette gıda ve içecek ile ilgili ön plandaki standartlara uyumluluk ve devletimizin diğer devletler ile olan ilişkilerinde ihracatı arttırma konusunda daha etkin politikalar üretmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum” diyor.
Hijyen konusunda öneriler
Cenk Mısırlıoğlu, özellikle KOBİ tarzı işletmelere hijyen konusunda şunları öneriyor:
Üretimin yapıldığı prosesin özelliklerine uygun temizlik prosedürlerinin bir düzen ve süreklilik arz edecek şekilde yapılması da gerekir. Ve tabii ki, kişisel hijyen kuralları tam ve eksiksiz bir şekilde uygulanmalı.
Hijyen uygulamaları kendine has standartlar içermesine rağmen, bu uygulamalar her türlü işletme için özel çözüm paketlerini uygulamaya imkân verecek kadar da esnektir. Bu açıdan bakıldığında KOBİ’ler için üretim tesislerinde uygulayacakları temizlik çözümleri kolaylıkla ve optimum maliyetle oluşturulabilir. Karşılığında elde edilecek faydanın bilinmesi durumunda gereken maliyet her durumda kabul edilebilir olacaktır. Burada önemli olan, karar verilen hijyen uygulamalarının maliyetlerinin üretici ve hizmet sağlayıcı firma tarafından net ve düzenli bir şekilde izlenmesidir. Bu yapıldığı takdirde hem yatırım hem de operasyon maliyetleri işletmeyi maddi olarak olumsuz etkilemez.