Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek ve Nurettin Canikli, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu düşürmesini değerlendirdi.
Şimşek, Canikli, Tüfenkçi ve Zeybekci, Moodys tarafından Türkiye’nin kredi notunun “Baa3″ten “Ba1″e çekilmesini ve not görünümünü “durağan” olarak belirlenmesini değerlendirdi.
Şimşek: Türkiye’nin temellerinin sağlam
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır. Durmak yok, reformlara devam” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin temellerinin sağlam ve şoklara karşı dirençli olduğunun altını çizen Şimşek, birçok iç ve dış şoka rağmen ekonominin küresel kriz sonrası dönemde yüzde 5,2 büyüdüğüne dikkat çekti.
Mehmet Şimşek, Ar-Ge, işgücü piyasası, yatırım ortamını iyileştirilmesi, bireysel tasarruf artışı, Avrupa Birliği ile vize muafiyeti, darbeleri engellemek için ordu üzerinde demokratik kontrolü artırılması konularında bir dizi reform çalışması yapıldığını hatırlattı.
Canikli: Moody’s kredi notunu iki nedenle düşürdü
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise, Moody’s’in Türkiye’nin yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu 2 nedenle düşürdüğünü kaydetti.
Canikli, bu iki nedeni düşük büyüme performansı ve cari açık olarak açıkladı.
Türkiye’nin büyümesinde görülen yavaşlamanın iç ve dış talebin daralmasından kaynaklandığını belirten Canikli, “Bütün küresel ve bölgesel risk ve olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisi en yüksek büyüme hızını yakalayan 5 ekonomi arasındadır. Türkiye’nin büyüme oranı, küresel büyüme oranı ve OECD ülkelerinin büyüme oranlarının çok üzerinde kalmaya devam edecektir” değerlendirmesini yaptı.
“Yılın ilk 7 ayında bireysel kredilerdeki reel düşüş iç talepteki daralmayı ağırlaştırmıştır” diyen Nurettin Canikli, “Bununla ilgili olarak bireysel kredilerdeki genişlemeyi sağlayacak alınan etkili terbirleri Moody’s görmemiş ya da görmek istememiştir. Tasarruf oranını yükseltmek amacıyla hayata geçirilen 2 önemli reform olan otomatik BES ve Türkiye Varlık Fonu görmezden gelinmiştir” dedi.
İhracattaki artışın son aylarda ivme kazandığını kaydeden Canikli, “Dış talep, yani ihracattaki artış son aylarda ivme kazanmıştır. Bunda Rusya ile problemlerin giderilmesi önemli bir faktör olmuştur. Dış talep çerçevecesinde Irak ve diğer bölge ülkeleri ile AB ülkelerine olan ihracatımız alınan tedbirlerle artış trendine girmiştir. Moody’s bunların hiçbirisini görmedi ya da görmek istemedi” şeklinde konuştu.
Zeybekci: Reformlara devam edeceğiz
Ekonomi Bakanı Zeybekci, Türkiye’nin kredi notuna ilişkin kararın, ülke ekonomisinin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmediğini belirterek, “Dünya ekonomisinin yavaşladığı bir ortamda, yılın ilk yarısında Türk ekonomisi yüzde 3,9 büyümüştür. Aynı dönemde Türk ekonomisi hem cari açığını düşürmüş hem de birçok dünya ekonomisi bütçe açığı verirken bütçe fazlası vermiştir. Moody’s’in iddiasının aksine özel sektörümüz ve kamu kesiminin dış finansman koşullarında herhangi bozulma yaşanmamaktadır. Siyasi istikrarı koruyacak ve piyasa dostu uygulamalarımızdan taviz vermeden iş yapma ortamını iyileştirecek reformlarımıza devam edeceğiz.” İfadelerine yer verdi.
Tüfenkci: Moody’s’in bu kararı gerçekleri yansıtmıyor
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in, Türkiye’nin kredi notunu düşürmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Tüfenkci, açıklamasında, Türkiye ekonomisinin son 27 çeyrektir sürekli büyümesini sürdürdüğünü ve ülkenin birçok Avrupa ülkesinin de üzerinde büyüme sağladığını vurguladı.
Son zamanlardaki ekonomik büyüme yavaşlamasının, iç ve dış talebin düşmesinden kaynaklandığına işaret eden Tüfenkci, şunları kaydetti: “En son 3,1’lik büyüme oranına baktığımızda, Türkiye 21 AB üyesi ülkeden daha fazla, büyük ekonomilere sahip Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinden de daha hızlı büyümüştür. Bazıları büyüme oranlarındaki yavaşlamayı bahane ederek, ‘Ne oluyor?’ diyebilir. Ekonomi yönetimi olarak aldığımız tedbirlerle ne Türkiye’nin mali disiplininden taviz veriyoruz, ne de göstergeleri olumsuza çevirecek işlemlere imza atıyoruz.”