2015’i Dünya Toprak Yılı ilan eden Birleşmiş Milletler, bu yılın temasını “7 milyar hayal. Bir gezegen. Sorumlu Tüketim” olarak belirlediği 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü; su, gıda ve enerji başlıklarıyla gündeme taşıyor. Doğal kaynakları yok eden tüketim anlayışımız, “Bu kafa sürdürülebilir değil!” dedirtiyor.
Dünya ölçeğinde, doğanın kapasitesinden %50 daha fazla tüketim gerçekleşiyor. Bunun sonucunda toprak varlığı kaybı, kirlenen toprak ve su, azalan orman ve otlak alanları, kaybolan biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliği kaynaklı sorunlar küresel ölçekte yaşanıyor. Tüketim şekillerimiz değişmediği takdirde, artan nüfusla birlikte 2030 yılında ihtiyaçların karşılanması için iki, 2050 yılında ise üç dünyaya ihtiyacımız olacak.
İnsanoğlunun güvenli geleceği için en umut verici strateji ise gezegenin sınırlarını ve yeniden üretme kapasitesini bilerek yaşamak. Bu nedenle BM, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün bu yılki temasını “7 milyar hayal. Bir gezegen. Sorumlu tüketim.” olarak belirledi. Ana teması sürdürülebilir üretim ve tüketim olan Dünya Çevre Günü’nde TEMA Vakfı da, tüm üretim sürecinde gezegenin sınırlarını bilmenin ve yapılan her tüketimin doğurduğu çevresel sonuçların farkında olunmasının önemine dikkat çekti.
Her yıl 1,3 milyar ton gıda boşa harcanıyor
Bugün yoğun teknoloji ve tarımsal girdi kullanarak yapılan tarımsal uygulamalar, toprağın üretim kapasitesinin azalması, su kirliliği, biyolojik çeşitliliğin azalması ve iklim değişikliği gibi sorunlara neden oluyor. Son 50 yılda tropik ormanların ve doğal otlak alanlarının yok olması pahasına tarım alanları 1,4 milyar hektardan 1,5 milyar hektara ulaştı.
Yapılan tahminlere göre dünya nüfusu 2050 yılında 9,6 milyara ulaşacak ve bu nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için 100 milyon hektar daha tarım alanına ihtiyaç duyulacak. Oysa her yıl Costa Rica büyüklüğünde (50.000 km2) toprak erozyonla kaybediliyor. Artan kentleşme nedeniyle sadece Avrupa’da her bir saatte 11 hektar tarım alanı binalarla örtülerek kullanılamaz hale getiriliyor. Giderek artan gübre, pestisit ve herbisitlerin kullanımı ise toprak ve suların kirlenmesine neden oluyor, insan sağlığını tehdit ediyor.
Tarım, küresel sera gazı salımlarının üçte birinden sorumlu tutuluyor. Ormanların ve otlakların tarım alanlarına dönüştürülmesi ve iklim değişikliği nedeniyle biyolojik çeşitlilik azalıyor. Tüm bu olumsuzluklarla üretilen gıdanın 1/3’ü israf ediliyor, çöp oluyor. Çöpe atılan gıda miktarı Çin, Moğolistan ve Kazakistan ülkelerinin toplam arazilerinden yapılan üretime denk geliyor. Çöp olan gıdanın çevresel maliyetleri üretici fiyatları ile 750 milyar Amerikan dolarına, tüketici fiyatları ile 1 trilyon dolara, yani Türkiye ve İsviçre’nin 2011 yılındaki gayri safi yurtiçi hasılalarının toplamına ulaşıyor. Üstelik buna sosyal maliyetler de dahil değil.
Gelişmiş ülkelerde gıda israfı, gelişmemiş ülkelerden daha fazla. Tüketilen gıdanın %50’si olan 300 milyon ton gıda maddesi çöpe atılıyor. Çöpe atılan gıda, bugün dünya çapında yetersiz beslenen 842 milyon insana yetecek miktarda.
1 milyardan fazla insan tatlı suya erişemiyor
Dünyadaki toplam tatlı su varlığının bölgeler arasında farklılıklar göstermesine bağlı olarak, bugün 1 milyardan fazla insan yeterli içme suyuna erişemiyor, 2,6 milyar insan yetersiz su nedeniyle hijyenik olmayan koşullarda yaşıyor ve 1,4 milyon çocuk yeterli temiz su ve hijyen koşullarının olmaması nedeniyle ölüyor.
Tarımsal üretim için toprak ile beraber su da gerekiyor. Dünyada kullanılabilir suyun %70’i tarım alanlarının sulanması için kullanılıyor. Çöpe giden 1,3 milyar ton gıda için kullanılan su, konutlarda kullanılan 125 milyon km3 suya denk ve bu miktarda suyun israfı anlamına geliyor.
Tarım sektörü, toplam enerji tüketiminin yaklaşık %30’unun ve sera gazı salımının yaklaşık %22’sinin sebebi olarak gösteriliyor. Oysa çöp olan ve israf edilen gıdaların önlenmesi ile tarımsal kökenli sera gazı salımında 1/3 oranında azalma sağlanabilir.
Enerji tüketimindeki artış da, dünyada doğal kaynakların azalmasında rol oynuyor. Enerji verimliliği konusunda teknolojik gelişmelere rağmen, 2020’ye kadar OECD ülkelerinde enerji kullanımı diğer ülkelere göre %35 artarak ilerleyecek.
“Bu kafa sürdürülebilir değil!”
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D), 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla kamuoyunu uyardı. Yapılan açıklamada, “Türkiye’de 2014 yılında 762,2 milyon ton atık ortaya çıktı. Bu miktar yaklaşık 122 bin adet olimpik yüzme havuzunu doldurmaya yetiyor. Bu havuzları uç uca eklediğinizde Edirne’den Kars’a tüm yurdu iki kez döşeyebilirsiniz. Çevreye duyarlı, atık yönetimini ve sürdürülebilirliği sağlayan projeler geliştirmez ve bu duyarlılığı yaratacak kamuoyunu oluşturmazsak, 35 yıl sonra yaşayabilmek için iki gezegene daha ihtiyacımız olacak!” denildi.
Türkiye’de özellikle büyük şehirlerdeki tüketim alışkanlıklarının sadece kişisel bütçeyi değil, gezegenin narin dengesini de zorladığını ifade eden İTÜ Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, bu konuda ev kadınından iş adamına toplumun her kesimine büyük görevler düştüğünü söyledi.
Şişli’den gelen rekor!
Dünya Çevre Günü dolayısıyla İstanbul Ortaokulu’nda düzenlenen etkinliklerde ise “1001 Çocukla El Ele Tutuşma Rekoru” kırıldı, Şişli’nin en çevreci okulları ödüllendirildi.
Açılış konuşmasında çevre ile ilgili bir anısını katılımcılarla paylaşan Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, “Yıllar önce Teşvikiye’de oğlumla yürürken gayet hoş giyimli bir bayan, yere bir kağıt parçası attı. Oğlum da bayana doğru ilerleyerek o kağıt parçasını aldı, ‘Hanımefendi, düşürdünüz galiba’ diyerek o kağıdı bayana verdi. Gördüğünüz gibi çocuğunuz sizi eğitebiliyor. Bu şekilde çevremizi temiz tutabiliriz.” dedi.
“Dünya Çevre Günü” etkinliklerinde çevre ile ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla el ele tutuşularak bir zincir oluşturuldu. Dünya Çocuk Rekorları yetkilisi Aydın Türkgücü’nün başlattığı rekor denemesine binlerce çocuk katıldı.
Etkinlikte, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Hande Kazanova, Şule Zeybek, Cem Ceminay, İnci Karaman ve Prof. Dr. Orhan Kural gibi isimlere çevreye gösterdiği duyarlılıklardan dolayı “Çevreye Katkı Ödülü” verdi.