Bütün dünyada gıda, büyük dönüşümlerin yaşandığı, denendiği ve yeniliklerin arandığı bir sektör olmaya devam ediyor. Bu yazımda, çoğu kere manşetlere çıkmamış ama gelecekte önemli eğilimler oluşturacağını düşündüğüm gelişmeler konusunda örnek olabilecek haberler topladım.
Gıda sektörünün gündeminde nelerin olduğunu TGDF Gıda Kongresi 2011’de izledik. Gelişmekte olan ve yasal düzenlemeler konusunda alması gereken mesafeler olan bir ülke için önemli gündem maddeleriyle dolu bir kongre gerçekleşti Çeşme’de. Aslında bütün dünyada gıda, büyük dönüşümlerin yaşandığı, denendiği ve yeniliklerin arandığı bir sektör olmaya devam ediyor.
Ben de bu yazımda, çoğu kere manşetlere çıkmamış ama gelecekte önemli eğilimler oluşturacak gelişmeler konusunda örnek olabilecek haberler topladım.
Starbucks’ta şarap servisi olursa!..
Alkol, her dönem tartışmalara konu olmuş bir içecek. Çin’in en hızlı gelişen şirketleri arasında alkol markaları ilk üç sektör arasında bulunuyor. GSM, Finans’ın ardından alkollü ürün üreten şirketler dünya sıralamasına giriyor.
Çinlilerin bu atağına dünyanın ünlü alkollü içecek şirketleri nasıl karşılık verecek göreceğiz. Bu dalgadan etkilenen şirketlerden biri Starbucks oldu. Ünlü kahve servisi şirketi geçmiş yıllarda çay ile yaptığı açılımını bu sefer alkol servisi ile gösterdi.
Anlaşılan o ki, soft içecekten sert içeceğe bir geçiş yapacak ünlü zincir.
Starbucks Amerika Seatle, Oregon ve Portland’daki uygulamada öğleden sonra ve akşam üzeri için lisanslı bira ve şarap satışlarını iki yıldır uyguluyor. Sabah kahve dönemi piyasa hemen hemen kilitli, ama şimdi sırada, öğleden sonra ve akşamları için planları var.
Aslında sabahları erken saatte kahvaltı servisi de birkaç yıldır uygulanıyor. Kahvenin yanı sıra çay seçenekleri ve zeytinyağ–ekmek gibi Akdeniz mönüsü de müşterilere sunulan seçenekler arasında bulunuyor. Ancak 2009’da Tea and Coffee olarak konumlanan tabela tekrar Starbucks’a döndü. Peki, müşteriler ne bekliyor? Belki bazıları kahve içip dinlenmek isterken, yanındaki biri de bira veya alkollü bir şey içmek istiyordur. Bunun için bir bara gidilmesine gerek yoktur. Starbucks bu düşüncede. Ancak çoğu kişi, Starbucks’ın vizyonundan şüphe etmeye de başladı.
Bu bir arayış… Teknik olarak dünyadaki zincirin bütün halkalarında bunu uygulaması mümkün değil. Ama bir kafa karışıklığı da var. Arayış sadece içecek kısmında değil. Dünyanın farklı yerlerinde şiir okuma, müzikli şovlar sergileyen bazı Starbucks mağazaları bilgileri de geliyor. Sonuç; nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz.
Helal viski…
Alkol deyince, İslam ülkelerini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Geçenlerde Suudi Arabistan’ın en büyük otel zincirlerinden Elaf’ın başkanı İstanbul’a yatırım yapmak için öncelikle alkolsüz beş yıldızlı otel izni olması gerektiğini belirtiyordu.
Şarap, şampanya veya bira alkollü özelliği ile bu ülkelerde daha çok tartışılan ürünler olmaya devam edecek görünüyor.
Alkolsüz bira ve şarap konusunda bazı bilgiler ve örnekler sunulmuştu şimdi de alkolsüz viski üretildiğine dair haberler geliyor.
İslam hukuku, alkol kullanımını yasaklar ve dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri viski tadını bilmiyor. En azından şimdiye kadar öyle olduğu söylenebilir.
Alkolsüz viskinin üreticisi Arkay’ın Başkan Yardımcısı Zeshan Ahmed, sektörde bir boşluk olduğunu ve lezzet ve kokunun oluşturulması için beş yıl çalıştıklarını belirtiyor. Gerçek viski tadını yakalarken hiç alkol kullanılmadığını ve meşrubat olarak lisans aldıklarını belirten Ahmed, ABD FDA ve Avrupa EFSA sertifikalarıyla birlikte Helal Sertifikası da aldıklarını vurguluyor.
Ürünü şişede ve alüminyum kutuda servise sunulmuş olarak Latince ve Arapça harflerin bulunduğu şekilde sunuluyor.
Arkay viski ile sadece dini kaygılarla alkol almayan veya tıbbi gerekçelerle alkol alımı yasak kişiler için bir seçenek sunuyor. İşin ilginç yanı, Arkay bir İslam ülkesinden değil, Florida merkezli bir şirket. ABD’de halen 8 milyona yakın Müslüman yaşıyor ve 200 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyorlar. Bugün ABD’de Kosher pazarında Yahudiler için zengin çeşitler sunan ürünler yer alıyor.
Algı yönetimi açısından viski adına tavır koyan pek geniş kitle olsa da, Müslümanlar arasında ilginç bir ürün seçeneği olarak her zaman konuşulması bekleniyor.
Sigara markaları olimpiyatlara sponsor olursa
Sadece alkol tartışmalı ürünlerden değildir. Sigara daha yaygın olarak satışı ve içimi sınırlandırılan bir üründür. Aynı şekilde reklam ve sponsorluk alanında da sigaranın sınırlandırılması sıkça görülmektedir.
Japonya’da güncel tartışma konularından biri ünlü sigara markalarının kış oyunlarına sponsor olmak istemesi. Kış oyunlarına veya olimpiyatlara sigara firmaları sponsor olursa ne cevap vereceğiz. Kabul edelim ki Japonya veya Uluslararası Olimpiyat Komitesi sigara firmalarının teklifini kabul etti. Peki, bu oyunları, yarışmaları diğer ülkeler yayınlar mı?
Diğer taraftan olimpiyatlar veya oyunlar her seferinde daha büyük masraflar gerektiriyor ve bunun altına girecek destekçiler aranıyor. Japonya bu ikilem arasında sigaranın sponsorluğunu tartışıyor. Biz de tartışalım mı?
Fast Food mu, Fest Food mu yoksa keyif zamanı mı?
Aslında tartışılan sadece mönüler değil. Gıda sektörünün oyuncuları yeni konseptler üzerine kafa yoruyor.
Singapur Burger King’den bir örnek. Rahat kanepeler, ağır renkler, çiçek ve abajurlar. Akşam yemeğine gittiğiniz seçkin bir restoranın döşemelerinden farklı olmayan bir mekân. Miami merkezli Burger King yeni çizgisi Garden Grill’i Singapur’da deneme ihtiyacı hissetmiş. Ailelerin gelmesi için cazip hale getirilen Burger King’deki dönüşüm tabelada da kendini göstermiş.
Peki değişim ve dönüşüm nereye kadar?
Benzeri bir dönüşüm veya yeni çizgi denemesini rakibi Mc Donald’s da Amerika’da ve dünyanın birkaç yerinde yapıyor.
Parlak renkler, albenili tabelalar ve neonlu ışıklar altındaki gıda zincirleri nereye gidiyor. Veya yeni çizgileriyle varılacak hedef kitle veya ürün seçenekleri ne olacak? Anlaşılan arayış onlar için de geçerli.
Sanal âleme merhaba!
Asıl konuya girmeden önce Valentino’dan bir haberle başlayayım. Valentino 3D Sanal Müzesi açıyor. İtalyan moda ikonu Valentino, New York Modern Sanat Müzesi’nde ilk tür sanal moda müzesini meraklılarına sunuyor. Tanıtım etkinliği de YouTube’dan canlı olarak yayınlandı.
Kurdele kesenler arasında Google Sanat Projesinin kurucusu ve İtalyan Vogue baş editörü de bulunuyordu. Sanal müze uygulaması bununla da sınırlı değil. Dünyanın pek çok ulusal müzesi benzeri etkinlikleri halen yapıyor. Konumuz ne müze ne de moda… Sanal uygulamanın ticari alanda da ne kadar etkili olduğuna dair bir örneğini perakendenin önde gelen şirketlerinden İngiliz Tesco, Güney Kore’de gösterdi.
Mobil pazarlama dünyasındaki gelişmeler her gün biraz daha şaşırtıcı oluyor. Bu dünyanın en önemli öğelerinden biri, Türkiye’de pek aktif kullanılmasa da, QR barkodlar. QR Barkodları ilaçların üzerinde muhtemelen görüyorsunuzdur. Bu sistemde, markalar, ürünlerinin üzerine kare barkodlar yerleştiriyorlar. Mobil cihazınıza yükleyeceğiniz bir uygulama ile o barkodu okuttuğunuzda, barkod sizi bir siteye yönlendiriyor.
Tesco bu sistemin nasıl kullanıldığını gösterdi. Firma metro istasyonunun duvarlarını süpermarket rafları gibi kaplamış ve ürünlerini QR barkod ile burada sergiliyor. Kullanıcılar bu sayede cep telefonlarına barkodu oluşturarak market alışverişini online olarak yapıyor. Böylece kullanıcılar zamandan tasarruf ederken firma da satışlarını arttırıyor. Yaptığı reklam da cabası! İsmini de ‘Home Plus’ olarak değiştiren Tesco, bu alanın en iyi örneklerinden biri. Tesco, perakende sektöründe İngiltere’de de internet ve mobil üzerinden satışlarda lider bulunuyor.
Perakendecilerin şikâyet ettiği konuların başında lokasyon geliyor. Cazip lokasyonlar pahalı ve kar marjı düşük olan sektör için çoğu kere yatırımı caydırıcı nitelik taşıyor. Diğer taraftan yoğun şehir yaşamı içinde müşterilerin vakti mağazalara gitme ve rahat alışveriş için yeterince uygun değil.
Mobil alışveriş ve metrodaki uygulamanın perakendecilikte yeni bir çığır açması bekleniyor. Türkiye’de örnek bir iki küçük uygulaması olan bu sistemin yaygınlaşması bakalım ne kadar hızlı olacak?