Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen bir programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dijital ortamda verilerin korunması konusuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Nasıl ülkemiz sınırları içinde teröre izin vermiyorsak, sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz.
İnsanımızın hak ve hukukunu gözetmede kendilerini hukukun üstünde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz. Cezalar kesilmeye başlayınca onlar da kuzu olmaya başladılar. Ödeyeceksin, batıda nasıl ödüyorsan burada da ödeyeceksin” dedi.
| Whatsapp yeni gizlilik sözleşmesi yayınladı: Kullanıcılar tehlikede mi? |
“Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı”
Dijitalleşmeyle beraber hayatın her alanında olduğu gibi iletişimde de köklü değişiklikler yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir önceki kuşağın hayal edemediği pek çok imkana bugün teknoloji sayesinde saniyeler içinde ulaşılabildiğini, buna “Teknolojik faşizm” dediğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın en ücra köşesinde meydana gelen herhangi bir gelişmeden anında haberdar oluyor, daha evvel saatlerimizi harcadığımız işleri bugün saniyeler içinde yapabiliyoruz. Korona virüs salgınıyla beraber dijitalleşmede yeni bir safhaya geçtik.
Eve kapanma zorluluğu teknolojinin günlük hayatımızdaki yerini hiç olmadığı kadar artırdı. İş dünyasından eğitime, ticaretten sağlığa hayatın rutin düzenini kısmen devam ettirebilmesinde teknolojinin katkısını elbette inkar edemeyiz.
“Dijitalleşme ciddi riskler de getiriyor”
Mesela bugün çocuklarımız okullarına gidemeseler bile çevrimiçi olarak eğitimlerini sürdürebiliyor. İhracatçılarımız yurt dışındaki müşterili ile irtibatlarını farklı iletişim uygulamaları üzerinden kurabiliyor. Kamu görevlimiz, mühendisimiz, mimarımız, öğretmenimiz ve daha birçok meslek mensubumuz bu zorlu dönemde vazifelerini dijital alt yapılar sayesinde sürdürebiliyor. Ancak dijitalleşme ve yeni medya araçları sağladıkları kolaylıklar yanında beraberinde ciddi riskler de getirmektedir.
Bir yandan demokratik mecraları çeşitlendiren dijital ağlar, diğer yanda siber zorbalık, siber terör ve yalan haber gibi kavramları da gündemimize taşımıştır. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı kadar çok dezenformasyona maruz kalıyoruz.
Bilhassa sosyal medyada yayılan haberlerin kahir ekseriyetini düzmece haberler oluşturuyor. Son günlerde yaşanan dramatik hadiselerin bu bakımdan önemli olduğuna inanıyorum. Amerikan seçim sonuçları ekseninde süren tartışmalar bizim de bir süredir dile getirdiğimiz, bir taraftan teknolojik dedim, diğer taraftan da dijital faşizmin nerelere kadar uzanacağını gözler önüne sermiştir” açıklamasında bulundu.
| Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İlk haberleşme uydumuzu 2022’de uzaya gönderiyoruz |
“Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı”
Bu amaçla milli ve yerli alternatifleri geliştirirken, diğer taraftan da hukuki düzenlemeleri kararlılıkla hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, “Vatandaşlarımızın can ve mal emniyetine gösterdiğimiz hassasiyetin aynısını verilerimizin korunmasına da gösteriyoruz. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı diyerek başlattığımız çalışmalarda önemli mesafe aldık.
Geçen hafta yaşanan hadiselerden sonra inşallah bu çalışmaları daha da hızlandıracağız. Son dönemde bazı uluslararası şirketlerin de içinde yer aldığı skandallar bu konuda ne kadar dikkatli ve hassas olmamız gerektiğini göstermiştir. Veri mahremiyetine dair farkındalık yükseldikçe milli teknolojilere yönelim de artıyor.
Yabancı uygulamaların kişisel veriler konusundaki çifte standartları BİP gibi milli anlık mesajlaşma uygulamalarının kullanımı yaygınlaşıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bu alanda yerli ve milli alt yapımızın gücünü arzu ettiğimiz seviyeye çıkartacağımıza inanıyorum. İnşallah yerlisini, millisini biz de kuracağız. Zaman yakın” diye konuştu.
İHA