Belçika’nın unlu mamullerde dünyaca ünlü markası La Lorraine, Manisa’da gerçekleştirdiği 100 milyon TL yatırımla Türkiye’de unlu mamuller pazarına girdi. Marka, Türkiye’nin unlu mamul, pasta ve fırıncılık alanındaki alışkanlıklarına yeni bir anlayış getirmeyi hedefliyor.
Belçika sermayeli bir aile işletmesi olarak 77 yıldır unlu mamul, pasta ve fırıncılık sektöründe faaliyet gösteren La Lorraine Unlu Mamuller Grubu’nun Manisa fabrikası, La Lorraine CEO’su Guido Vanherpe, Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Clement De Meersman, Türkiye Genel Müdürü Burak Deniz, yerli ve yabancı davetlilerin katılımıyla düzenlenen törenle açıldı.
Dünyadaki 13. tesis
La Lorraine Unlu Mamuller Grubu’nun Belçika’da 9, Çek Cumhuriyeti, Romanya ve Polonya’da birer adet olmak üzere dünya genelinde 12 üretim tesisi bulunuyor. 2015 yılında 620 milyon avronun üzerinde bir ciroya ulaşan La Lorraine’in 13. tesisi ise Türkiye’de Manisa’da bulunuyor. Manisa OSB’de 40 dönüm arazi üzerinde 20.000 m2 kapalı alan olarak inşa edilen ve ileri teknolojiden faydalanılarak hayata geçirilen tesis, grubun üretim tesisleri içerisinde en gözde fabrika olma özelliğini taşıyor.
2017’de iki katı ciro hedefliyor
Açılıştaki konuşmasında 2015 yılında Türkiye’ye fabrika yatırım kararı aldıklarını ve bugün 1500 noktaya ulaştıklarını belirten La Lorraine CEO’su Guido Vanherpe, 2017 yılı sonunda 5000 noktaya ulaşmayı ve ciroyu iki katına çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Bu 5000 noktanın içerisinde marketler, restoranlar, oteller ve kafeler yer alıyor.
Bu dönemde Türkiye’de yapılan böylesine büyük bir yatırımın diğer yabancı yatırımcılara iyi bir örnek olacağını belirten La Lorraine Türkiye Genel Müdürü Burak Deniz ise şunları kaydetti:
“La Lorraine, sektöre canlılık ve dinamizm katarken, Türk tüketicisine Avrupa’nın tecrübesini getirecek.
Ekmek grubunda çok iddialıyız. Ekmekte de tıpkı diğer ürünlerimizde olduğu gibi daha nitelikli, katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz.
“Ekmek israfının önüne geçeceğiz”
Bizim en büyük özelliğimiz, ekmeğin bütün içeriğinin hazırlanıp yüzde 80 oranında pişirildikten sonra eksi 30 derecede şoklanıp, depolanmasıdır. Bu ortamda ürünün bir yıl ömrü vardır. Bu süreç içerisinde ürün satış noktalarına gönderilir. İyi oteller, kaliteli restoranlar bu ürünü 5 dakika pişirme süresi içerisinde tüketiciye çıtır çıtır, sıcacık sunabilme imkanına sahip olur. Bu konseptimizin adını BAKE OFF diye adlandırıyoruz.
Konseptimizin bir diğer avantajı ise; istenildiği zaman istenildiği kadar ürünü pişirebilme imkanına sahip olunduğu için atıktan kaynaklı israftan kurtulmuş olunuyor. Bake-Off konseptimiz diğer ülkelerde de geçerli. Sadece Belçika’da taze ekmek ürünümüz var ve orada da taze ekmekte lideriz. Belçika’nın dışındaki 24 ülkede Bake-Off dediğimiz yüzde 80’i pişmiş donuk grup var. Türkiye fabrikamızda da tamamen böyle bir üretim gerçekleştiriyor olacağız.
Bu konseptte ürün besin değerini hiçbir şekilde kaybetmiyor. Tam tersine paketli ürünlerin raf ömrünü uzatmak için içerisine konulan koruyucu maddeler ve bazı asitler bizim ürünlerimizde kullanılmıyor. Biz aslında günlük, hatta anlık süt gibiyiz. Bu sayede 5-6 dakika gibi kısa bir sürede taze ve sıcak ekmek, çörek ve kruvasan elde edebiliyoruz.”
Türkiye’de kişi başı unlu mamul tüketimi ne kadar?
Türkiye gıda pazarı büyüklüğünün altını çizerek, gıdanın içerisinde en büyük alanın da unlu mamuller olduğunu vurgulayan Burak Deniz, şöyle devam etti:
“Rakam tam olarak bilinmemesine rağmen unlu mamuller pazarının büyüklüğü 20 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Pazarın büyüklüğü bu yatırımı yapmamızdaki en büyük faktördür. Diğer yandan kişi başı tüketim rakamlarının yüksekliği de bizim için oldukça cazip bir durum. Türkiye’de kişi başı tüketim 160 kg. civarında. Biz bu ortamda deneyimlerimizden ve bilgi birikimimizden yola çıkarak kaliteli ve hijyenik ürünlerimizi ülkemiz insanı ile buluşturduk. Bu noktada pazara iyi bir giriş yaptığımızı söyleyebiliriz. Şu anda doğru zamanda doğru yerde olduğumuzu düşünüyoruz.
2014 yılında girdiğimiz Türkiye pazarında unlu mamuller alanında sektöre öncülük ederek pazarı büyütmeyi hedefliyoruz. Bugün Migros ve Macro’larda bulunuyoruz. Ürünlerimiz bu satış noktalarında pişiriliyor ve anında servis ediliyor. Onun dışında çok kaliteli, 5 yıldızlı otellerde, nitelikli restoranlarda ve kafeteryalarda varız. Şu an itibari ile tüketiciye direkt donuk ürün satarak, evlerinde ürünlerimizi pişirebilmesine imkan tanıyabilecek aşamaya gelmedik. Ancak ilerleyen dönemlerde o aşamaya da gelmeyi hedefliyoruz.”
Türkiye’yi “Home Country” Olarak Konumlandıracağız
Halen İstanbul, Antalya, İzmir, Bursa ve Ankara’da bulunan La Lorraine’in yıl sonuna kadar Adana’da da olacağını bildiren Burak Deniz, Türkiye’deki üretim tesisinden, bölgedeki ülkelere de ihracat yapmayı planladıklarını söyledi. Deniz, “La Lorraine olarak, özellikle Ortadoğu’ya Türkiye’den ihracat yapmayı planlıyoruz. Türkiye’ye yatırım yaparken lokasyon olarak İzmir’e, dolayısıyla limana yakın olan Manisa’yı tercih etmemizin bir sebebi de budur” açıklamasında bulundu.