• Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!
Gıda Hattı
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Gıda Hattı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Güncel

Bilim ne diyor?

16 Ekim 2013
Süre:7 mins read
Bilim ne diyor?
FacebookTwitterLinkedinPinterestWhatsappEposta

Şeker ve sağlık

Şekerle ilgili çok çeşitli iddialar var ve obezite, diyabet ve kalp hastalıkları ile şeker arasında ilişki olduğu iddia ediliyor. Ancak diğer gıda ve gıda bileşenleri gibi şeker de dengeli bir diyetin parçası olarak uygun miktarlarda güvenle tüketilebilir.

Günümüzde şekere ilişkin tartışmalarda şu soru sıkça soruluyor: “Dengeli beslenmede şeker gerekli mi?” Uzmanların görüşleri ortak bir noktada buluşuyor: “Evet, şeker sağlıklı ve dengeli beslenmede önemli bir role sahiptir.” Ancak obezite, diyabet ve kalp hastalıkları ile bağlantısı başta olmak üzere şekerle ilgili çok çeşitli iddialar var.

Günlük diyette kullanılan farklı şeker türleri var ve bunların özellikleri birbirinden farklı. Ancak bu özellikler şekerin, gıdanın kendisinde olmasına ya da hazırlama, pişirme veya tüketilme sırasında sonradan eklenmesine göre değişmiyor. Bir diğer önemli nokta da meyvelerde doğal olarak bulunan şeker ile tatlandırma için kullanılan şekerler arasında fark olmaması. Ancak şekerler için kullanılan terimler (sofra şekeri, mısır şekeri, tatlandırıcı vb) tüketicilerde kafa karışıklığı yarattığı için artık bilim adamlarınca yararlı bulunmuyor (Cummings ve Stephen, 2007). Önemli olan günlük enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratlı gıda çeşitlerinden yararlanmak. 1 gram karbonhidrat 4 kalori sağlarken, 1 gram yağ 9 kalori sağlıyor. Bu nedenle gıdaların ölçülü tüketilmesi büyük önem taşıyor, aşırı tüketilen her şey beslenme dengesini bozuyor. Sağlıklı olmak için dengeli beslenme madalyonun bir yüzünü, düzenli egzersiz ve fiziksel aktivite ise diğer yüzünü oluşturuyor.

Uluslararası Şeker Örgütü (ISO), 29-30 Kasım 2011 tarihleri arasında Londra’da düzenlediği Yıllık Toplantısı’nda şeker ve sağlık üzerine yayınladığı makalede iddiaların bilimsel bir dayanağının ve şeker tüketiminin sağlığa zararının olup olmadığını inceledi. “Bilim ne diyor?” başlığıyla yayımlanan makale, şeker ve sağlık üzerine tartışmalara ışık tutuyor.

Şekerle tatlandırılmış içecekler

Son zamanlarda, şekerle tatlandırılmış içeceklerin katı gıdalardaki karbonhidratların sağladığı ölçüde tokluk hissi sağlamadığı için kilo alımına neden olduğu görüşü oldukça rağbet görüyor. Ancak bu görüşü kanıtlayan yeterli bilimsel çalışma yok (Gibson, 2008; Allison ve Mattes, 2009). WHO’nun konuya ilişkin 2003 tarihli raporu, kalorili şekerli içeceklerin tüketimiyle kilo alımı arasında muhtemel bir ilişki olmadığı sonucunu ortaya koyuyor.

Şekerle tatlandırılmış içecekler konu olduğunda en fazla suçlamayla karşı karşıya kalanlardan biri de mısır şekeri. Oysa bilimsel araştırmalar mısır şekerinin, obezitenin ortaya çıkmasına sofra şekerinden farklı bir şekilde katkı sağlamadığını gösteriyor. Uluslararası Obezite Özel Grubu’na göre dünyada obezitenin görülme sıklığı, ABD dışında mısır şekeri kullanımının daha az olmasına rağmen artıyor. Gerçekte sofra şekeri, dünyada tüketilen kalorili tatlandırıcıların %92’lik kısmını oluşturuyor.

Obezitenin önlenmesinde hangi noktaya odaklanılması gerektiği konusundaki tartışmalar halen devam ediyor. ISO, alkolsüz içeceklere uygulanacak vergi ile maliyetlerinin arttırılması gibi belirli ürünleri hedef alan politikaların işe yaramadığını ve başarılı olmalarının muhtemel olmadığını belirtiyor.

Beslenme kalitesi

Diğer bir yaklaşım da şekerin “boş kalori” verdiği, mikro besin öğesi içermediği yaklaşımı. Şeker yemek yerine önemli vitamin ve mineraller içeren gıdaların tüketilmesi öneriliyor. Ancak insanlar şekeri çok nadiren tek başına yerler. Gıdalara şeker eklenmesi, gıdaların lezzetlerini zenginleştiriyor ve insanlar tarafından tercih edilen gıda çeşitlerini arttırıyor. Örneğin şeker olmazsa, önemli vitaminler ve mineraller sağlayan kahvaltılık tahılların çoğu yenmezdi. “Boş kalori” görüşü İngiltere ve ABD’de pek çok araştırmaya konu oldu. Bu araştırmaların sonuçları, bu görüşün gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Güncel bilimsel kanıtlar, şekerin sağlıklı ve dengeli beslenmenin enerji ihtiyacını karşılayan bir parçası olduğuna işaret ediyor (Gibson ve Boyd, 2009; EFSA, 2010).

Obezite

Obezite giderek artan önemli bir sağlık sorunu haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre aşırı kilo; kalp hastalıkları, diyabet ve bazı kanser türleri gibi kronik hastalıklar açısından çok büyük bir risk faktörü. Ancak halk arasında obezite genellikle ciddi bir sağlık sorunu olarak değil, bir estetik sorunu olarak görülüyor ve obezite oranları gittikçe artıyor. Dolayısıyla politika yapıcıların gündeminde obezite sorununa çözüm bulunmasının yer alması hiç şaşırtıcı değil. Ancak bunların bazıları, şeker tüketiminin azaltılması gibi basit yaklaşımlardan ibaret.

Şekerin obeziteye neden olduğu ve şeker tüketimiyle obezite oranındaki artış arasında paralellik olduğunu ileri süren yaklaşımın temelinde herhangi bir somut dayanak yok. Mevcut kanıtlar bu yaklaşımın çok yanıltıcı ve temelsiz olduğunu gösteriyor. AB genelinde ortalama şeker tüketimi %7,6 ile %13,7 arasında değişiyor (EFSA, 2010). Yapılan araştırmalar ABD’de toplam şeker tüketimi oranlarının son 30 yıldır değişmediğini, farklı ülkelerin farklı zamanlardaki verilerine bakıldığında benzer bir durumla karşılaşıldığını ortaya koyuyor (Stephen, 2007).

İngiltere’de 4000’den fazla okul çağı çocuğunun beslenmesiyle ilgili 1983-1997 yılları arasında14 yıl süren bir analiz çalışmasında (Gibson, 2010), genel olarak yağ tüketiminde azalma ile eşzamanlı olarak ortalama enerji alımının önemli bir oranda düştüğü görüldü. Bunun aksine toplam şeker alımı sabit kalmış. Yapılan beslenme analizlerinde çeşitli gıda ürünlerinin beslenmeye katkılarının zaman içinde göreceli olarak değiştiği belirlenmiş. Örneğin 1983’te şeker, bisküvi, pasta ve kekler şeker alımının temel kaynakları iken, 1997’de temel kaynak şekerle tatlandırılmış içecekler olmuş. Araştırmayla okul çağı çocuklarının beslenmesinde şeker alımı kaynakları değişirken toplam alım miktarının değişmediği sonucuna ulaşılmış.

Aslında birçok bilimsel araştırma toplam şeker tüketiminin gerek çocuklarda gerek yetişkinlerde kilo alımı ya da obezitenin göstergesi olmadığını kanıtlamış durumda (FAO, 1998; IOM, 2002; WHO, 2003; Hollanda Sağlık Konseyi, 2006; Summerbell ve arkadaşları, 2009; EFSA, 2010).  Araştırmalar aşırı kilolu, obez çocuk ve yetişkinlerin beslenmelerinde daha fazla şeker tüketmediklerini gösteriyor (Hill ve Prentice, 1995; Gibney, 1995, Gibson ve Neate, 2007). Mevcut bilimsel kanıtlar düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı, meyve ve sebze yönünden zengin beslenen kişilerin zayıf olduğunu gösteriyor (McGloin ve arkadaşları, 2002).

Gerçekte kilo alımı harcanandan fazla kalori alındığında gerçekleşiyor. Protein, karbonhidrat (şekerler ve nişastalar), yağ ve alkol kalori alımına katkıda bulunuyor. Tüm bu besin öğeleri vücudun ihtiyacından fazla alındığında vücut tarafından yağa dönüştürülerek depolanıyor. Araştırmalar, şekerlerin de diğer karbonhidratlar gibi kalori sağladığını ancak obeziteye özel olarak bir katkıları olmadığını gösteriyor.

Bu nedenle obezite sorununa yönelik uzun vadeli çözümler çok yönlü olmalı; çevre ve bireysel davranışlarda değişikleri, tüketilen kalorinin azaltılmasını ve fiziksel aktivitenin arttırılmasını içermeli. Obeziteye neden olan tek bir faktör yok ve dolayısıyla belirli gıda ya da besin öğelerinin alımının azaltılması tek başına etkili değil; beslenmede alınan toplam enerji miktarının azaltılması gerekli.

Diyabet

Diyabet de yaygın bir sağlık sorunu. Son veriler dünya genelinde 285 milyon kişinin diyabetli olduğunu gösteriyor (IDF, 2011). Diyabetli kişilerin dörtte üçünde Tip 2 diyabet var ve bunların büyük çoğunluğu aşırı kilolu. Amerikan Beslenme ve Diyetetik Derneği (ADA), kilo kontrolünün Tip 2 diyabetin önlenmesinde ve diyabet tedavisinde çok önemli olduğunu vurguluyor. Yapılan birçok bilimsel çalışma, ABD Hastalık Kontrol Merkezi ve Amerikan Diyabetik Derneği’nin, diyabetin ana sebeplerinin obezite, yaş ilerlemesi ve kalıtım olduğu  bulgularını destekliyor.

Diyabette beslenme kontrolünün amacı, kandaki glikoz düzeyinin kontrol altında tutulması ve hastalığın komplikasyonlarının doğuracağı risk faktörlerinin azaltılmasıdır (ADA, 2011). Diyabetli hastalarda beslenme, aslında özel bir beslenme şekli değil, sağlıklı beslenmenin temel ilkelerinin izlenmesidir.

Şekerle ilgili süregelen diğer bir yanlış kanı da diyabete neden olduğu ve diyabetli kişiler tarafından tüketilmemesi gerektiği. Şekerin diyabete neden olduğu görüşünün doğru olmadığı 1989 yılında İngiltere Hükümeti Sağlık Bakanlığı Komitesi tarafından onaylanmış durumda. 1998 yılında da İnsan Beslenmesinde Karbonhidratlarla ilgili FAO/WHO Uzman Komitesi tarafından sakaroz ve diğer şekerlerin diyabete neden olmadığı tekrar onaylandı.  Mevcut kanıtlar kanda glikozun düzenlenmesini gerektiren diyabette, şekerlere özel bir kısıtlamanın gerekmediğini, bunun yerine toplam karbonhidrat alımının kontrol edilmesi gerektiğini gösteriyor (ADA, 2011).

PaylaşTweetPaylaşPinGönderGönder

İlgiliYazılar

İlk dozdan sonra korona virüse yakalananlara kötü haber! Aşıları nasıl yapılacak?
Sağlık

İlk dozdan sonra korona virüse yakalananlara kötü haber! Aşıları nasıl yapılacak?

11 Nisan 2021
En çok protein içeren besinler nelerdir? Proteinli besinler ve yiyecekler listesi…
Sağlık

Triptofan içeren gıdalar nelerdir? Modunuz yükseltmek için mutlaka tüketin!

11 Nisan 2021
Ekmek uzmanı, koronavirüse karşı özel bir Ramazan pidesi hazırladı!
Yaşam

Ekmek uzmanı, koronavirüse karşı özel bir Ramazan pidesi hazırladı!

11 Nisan 2021

Bağlantıda Kalalım

Sıcak Haberler

İlk dozdan sonra korona virüse yakalananlara kötü haber! Aşıları nasıl yapılacak?

İlk dozdan sonra korona virüse yakalananlara kötü haber! Aşıları nasıl yapılacak?

11 Nisan 2021
En çok protein içeren besinler nelerdir? Proteinli besinler ve yiyecekler listesi…

Triptofan içeren gıdalar nelerdir? Modunuz yükseltmek için mutlaka tüketin!

11 Nisan 2021
Ekmek uzmanı, koronavirüse karşı özel bir Ramazan pidesi hazırladı!

Ekmek uzmanı, koronavirüse karşı özel bir Ramazan pidesi hazırladı!

11 Nisan 2021
TMO, Nevşehir’de patates alımlarına başladı

Patates ve soğan alımları başladı, miktar sınırlaması yok!

11 Nisan 2021
Gidahatti Logo

Gıdahattı.com, başta gıda olmak üzere hayatın her alanına ilişkin okuyucuların merak edebilecekleri, istedikleri konularda mümkün olduğunca yalın ve net bilgi alabilecekleri yeni nesil dijital medya platformudur.

Gıdahattı.com‘un insana ve hayata dair her konuda söyleyecek bir sözü, araştıracağı bir konu mutlaka vardır. Ayrıca sitemiz, eli kalem tutan ve hayata dair söyleyecek sözü olan herkese açık bir yayın platformdur.

Bizi Takip Edin

  • Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.