EUFIC Raporu, dünya genelinde ambalajın ön yüzünde beslenme bilgilerinin verilmesinin önemli bir politik konu haline gelirken, gönüllü beslenme etiketlemesi uygulamalarının da hızla çoğaldığına işaret ediyor.
Beslenme etiketlemesi gıda ürünlerinin besin içeriği hakkında bilgi verilmesi anlamına geliyor. Genellikle ambalajlı gıda ve içecek ürünlerinde kullanılıyor. Etiketlenen besin öğelerinin türü ve sayısı, kullanılan referans değerler, etiketin ambalajın ön mü arka mı yüzünde olduğu ve etiketin tüketiciye herhangi bir yorumlayıcı rehberlik sağlayıp sağlamadığına göre çeşitli biçimlerde uygulanıyor.
Obezitedeki artış bir süreden beri politika üreticilerin dikkatini, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvikinde önemli bir araç olarak kabul edilen beslenme bilgilerinin sağlanması konusuna çekti. Bazı ülkelerde, beslenme etiketlemesi yönetmelikleri yıllardır yürürlükte, bazı ülkelerde de bu konudaki yasal çerçeve yeni geliştiriliyor. Dünya genelinde ambalajın ön yüzünde beslenme bilgilerinin verilmesi önemli bir politik konu haline gelirken, gönüllü beslenme etiketlemesi uygulamaları da hızla çoğalıyor.
Son yıllarda birçok ülkede, tüketicilerin beslenme etiketlerini nasıl algılayıp kullandıklarını ve farklı beslenme etiketlemesi şemalarından hangisini tercih ettikleri konusunda çeşitli araştırmalar ve raporlar yayınlandı. 2008 yılında Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu gündemine taşınan ve UGKK işbirliğiyle gerçekleştirilen Ambalajlı Gıda ve İçecek Ürünlerinde Tüketici Etiket Algısı araştırması da bu anlamda dünyadaki sayılı örneklerden biri. Araştırmanın sonuçları gıda etiketlerinin tüketiciye güven verdiğini ancak yeterliliğinin tartışmalı olduğunu ortaya koydu. Yine bu araştırmada tüketicinin kendisi için son derece basit ve anlaşılır bilgiler talep ettiği de ortaya çıktı. Bu noktadan hareketle, sektörün uzun zamandır üzerinde çalıştığı yeni gönüllü etiketleme sistemi, Etiketleme Yönetmeliği taslağında yer aldı. Günlük Karşılama Miktarı (GKM), dengeli beslenmeleri için tüketicilerin ihtiyacı olan sade ve anlaşılır bilgiyi bir bakışta vermeyi hedefliyor. Gönüllü GKM etiketi uygulaması ile kaliteli ve sağlıklı yaşamın kontrolü tüketicinin eline geçecek.
Federasyonun bu yaklaşımı otoriteler tarafından yetersiz beslenme ve yaşam tarzıyla ilişkilendirilen toplum sağlığını olumsuz etkileyen ve son 20 yılda artış gösteren kronik hastalıklarla mücadele de anahtar bir gelime olarak değerlendirilmekte.
Haziran ayında yayınlanan EUFIC (Avrupa Gıda Bilgi Konseyi) Beslenme Etiketlemesi Raporu da bu konuya kapsamlı ve küresel bir genel bakış sağlanmasını amaçlıyor. Raporda önemli beslenme etiketlemesi girişimleri ele alınıyor. Rapor; konuya dünya genelinde ve güncel bir bakış sağlarken bugüne kadarki araştırma ve pratik deneyimlerin ve en iyi uygulamaların değerlendirilmesini, oluşan eğilimler ve yaşanan bilgi eksikliklerinin vurgulanmasını ve tüketici araştırmalarına göre geliştirici yollar önerilmesi, genel eğilimlerin ortaya konmasını amaçlıyor.
Raporda ülkeler ve ulusal düzeyde beslenme etiketleme konusundaki yasal düzenlemeler iki ana kategori altında inceleniyor:
Beslenme etiketlemesinin zorunlu olduğu ülkeler:
Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Meksika, Mercosur ülkeleri, İsrail, Hindistan, Endonezya, Hong Kong, Güney Kore, Malezya, Tayvan, Avustralya ve Yeni Zelanda. Bu ülkelerde tüm gıdalarda hangi besin öğelerinin neye göre (örneğin kişi başına 100g/ porsiyon) listeleneceği tanımlanıyor. Bu ülkelerde gönüllü olarak ek beslenme bilgileri sunulmasına da izin veriliyor.
Beslenme etiketlemesinin gönüllü olduğu ülkeler:
Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri, Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri, Venezuela, Şili, Türkiye, Çin, Singapur, Filipinler, Tayland, Japonya, Kenya, Mauritius, Nijerya ve Güney Afrika. Bu ülkelerde de hangi besin öğelerinin neye göre listeleneceği tanımlanıyor ama özel bir sağlık veya beslenme beyanı yapılmadığı sürece etiketlenmesi zorunlu tutulmuyor.
Mevcut Yönetmeliklere İlişkin Yorumlar
Zorunlu ve gönüllü kılavuz ilkeleri olan birçok ülke yönetmeliklerini gözden geçiriyor (örneğin Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Avustralya, Yeni Zelanda). Avustralya ve Yeni Zelanda’da Gıda Standartları Bakanlar Konseyi (FSANZ), 2009 yılı Mayıs ayında gıda etiketleme politikalarında bağımsız ve kapsamlı bir inceleme başlattı.
Görüş bildirme süresi 20 Kasım 2009’da sona erdi. Avustralya ve Yeni Zelanda’da Gıda Etiketleme Kanunu ve Politikası inceleme raporunun Ocak 2011’de yayınlanmasıyla birlikte beslenme etiketlemesi tartışması kritik bir aşamaya ulaştı. Raporda ambalaj ön yüzünde gönüllü trafik ışıkları etiketleme sisteminin kullanılması ve etiketlemenin sağlık beyanlarında zorunlu hale getirilmesi önerildi. İnceleme raporunun Bakanlar Konseyi tarafından Ekim 2011’de görüşülmesi bekleniyor.
Avrupa’da beslenme etiketlemesinin tabi olduğu 1990 Direktifinin Ocak 2008’deki revizyonunda zorunlu beslenme etiketlemesi önerisinin masaya yatırılmasıyla Avrupa’da mevzuat tartışmalarında önemli bir aşama kaydedildi. Avrupa Parlamentosu ve Bakanlar Konseyi’nin zorunlu beslenme etiketlemesi ve referans alım değerleri yaklaşımı konusundaki ilk okuma kararları kabul edildi. Devam eden ikinci okuma müzakerelerinde 2011 yaz sonuna kadar bir anlaşmaya varılması bekleniyor.
Ön Yüz Etiketlemesi
Ambalaj ön yüzü etiketlemesi çeşitli ülkelerde (örneğin, Avustralya, Yeni Zelanda, AB Üye Devletleri, ABD, Kanada) benimsendi. Ambalaj ön yüzü etiketlemesiyle ilgili olarak zorunlu olması, renk kodlamasıyla besin değerlerine ilişkin bir yargıda bulunmaması, günlük tüketim oranlarını bildirilmesi gibi konular tartışılıyor. İngiltere Gıda Standartları Ajansı’nın (FSA) geliştirdiği ambalaj ön yüzü etiketlemesi için trafik ışığı şemasıyla ambalaj ön yüzü etiketlemesinin biçimi konusundaki tartışmalar hız kazandı. Mayıs 2011’de ise Tayland, beş aperatif kategorisi için zorunlu ambalaj ön yüzü etiketlemesini getiren ilk ülke oldu.
Standart Ambalaj Ön Yüzü Etiketlemesi
Beslenme etiketlemesi biçimlerindeki çeşitlilik uyumlaştırılmış besin kriterlerine dayalı standart ambalaj ön yüzü etiketlemesi ihtiyacını gündeme getirdi. Ambalaj ön yüzü etiketlemesindeki tutarsızlıklara çözüm olarak ABD’de büyük gıda firmalarının ve diğer paydaşların yer aldığı Keystone Gıda ve Beslenme Merkezi Yuvarlak Masası tarafından Akıllı Seçimler Programı geliştirildi. Programda, tüketicinin özel beslenme kriterlerine uygun seçenekleri tanımasına yardımcı olacak bir sembol belirlendi.
Ancak, Akıllı Seçimler sembolü sağlık ve beslenme uzmanları ve bazı tüketici grupları arasında tartışmalara yol açtı. Ambalaj ön yüzü etiketlemesinde standart bir uygulama oluşturulması yönündeki baskılara yanıt olarak Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) 2009 yılında yeni bir düzenlemeye gideceklerini açıkladı.
Ekim 2010’da, Institute of Medicine (IOM) Ambalaj Ön Yüzü Etiketlemesi Beslenme Değerlendirme Sistemleri ve Sembolleri İnceleme Komitesi, I. Aşama Raporunu yayınladı. IOM Komitesi, 20 Ambalaj Ön Yüzü Etiketlemesi sistemini inceledikten sonra, kalori, trans yağ, doymuş yağ ve sodyum olmak üzere dört önemli bileşeni ve porsiyon büyüklüğünü temel alan bir sistem önerdi. IOM Komitesi ikinci aşamada, Ambalaj Ön Yüzü Etiketlemesiyle ilgili tüketici algısı ve kullanılabilirlik odaklı bir çalışma yürüttü. Bununla ilgili önerilerin 2011 yılı içinde yayınlanması bekleniyor. ABD standart Ambalaj Ön Yüzü Etiketlemesi yaklaşımının şekillendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.
Öneriler
EUFIC Raporunda beslenme etiketlemesine küresel bakışın ardından çeşitli öneriler yer alıyor:
Beslenme etiketlemesi ile ilgili alınacak ilke kararlarının bilime dayalı olması gerektiği belirtilen raporda, “beslenme etiketleme politikaları; farklı beslenme etiketleme sistemlerini, tüketiciler tarafından kullanımlarını ve algılanış biçimlerini göz önüne almalıdır” deniyor.
Raporun tüketici araştırması bölümü bu faktörlerin ülkeden ülkeye ve tüketici kesimleri arasında değiştiğini gösteriyor. Rapor, tüketicilere beslenme etiketlerini en iyi şekilde anlamalarına ve akıllıca kullanmalarına nasıl yardımcı olunabileceği ve bunda sanayi, tüketici grupları, kamu otoriteleri ve eğitimcilerin rolleri konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiğine vurgu yapıyor.
Rapor; özellikle tüketici araştırmalarında şu soruların cevabı üzerinde durulması gerektiğini kaydediyor:
Tüketiciler gıda ambalajı üzerindeki beslenme bilgilerini kullanarak uzun vadede daha sağlıklı gıda tercihleri yapabiliyor mu?
Tüketicilerin sağlıklı beslenme alışkanlıkları sürdürmelerine yardımcı olabilmek için beslenme etiketleme sistemleri ne ölçüde standartlaştırılmalıdır?
Tüketicilerin daha sağlıklı beslenme tercihleri yapabilmeleri için beslenme etiketlerini iyi şekilde kullanmalarına nasıl yardımcı olunabilir?
Tüketiciler sağlıklı beslenme konusunda nasıl motive edilebilir? Hangi bilinçlendirme ve eğitim girişimleri etkilidir? Hangi bilinçlendirme ve eğitim girişimleri hangi hedef kitlelere uygundur; anne-babalar, çocuklar, diğerleri?
Beslenme etiketlemesi ambalajlı gıdalar dışında nerelerde kullanılabilir?