AB Gıda ve İçecek Endüstrileri Konfederasyonu (FoodDrinkEurope), 30. yıl dönümünde düzenlediği Yıllık Kongresi’nin kapanışında, Avrupa’nın en büyük üretim sanayisinin gelecek eylemleri için çerçeve sağlayan Sanayi Manifestosu’nu sundu. Kongreyi Türkiye’den, TGDF Başkan Vekili Rint Akyüz, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı İbrahim Yiğit ve Komisyon üyeleriyle Türkiye’den gelen çok sayıda gazeteci de takip etti.
FoodDrinkEurope, kuruluşunun 30. Yılında 17-18 Ekim tarihleri arasında Brüksel’de “Kalkınmayı Beslemek” ana temasıyla gerçekleştirdiği Yıllık Kongresi’nin son günü, 11 maddelik manifestosunu Avrupa kamuoyuna duyurdu.
Avrupa ekonomisinin kemiği olan sanayiyi temsil eden FoodDrinkEurope yayımladığı Sanayi Manifestosu; Avrupa Birliğinde Kalkınmayı Beslemeyi desteklemek amacıyla aksiyon alınan alanların kapsamını ve çalışmaların gelecekte hangi yönde ilerleyeceğini ortaya koyuyor.
Avrupa gıda sanayisinin sosyo-ekonomik ve kültürel mirasının yanı sıra Avrupa’da üretilen miktarın %70’ini kullandığından tarım sektörü ile yakınlığı üzerinde durulan manifestoda Avrupa gıda ve içecek sanayi üreticileri; lezzetli, ekonomik ve sürdürülebilir şekilde güvenli gıda üretimini sürdürecek, dünya çapında rekabet gücü daha yüksek bir sanayi ortaya koymak amacıyla 11 temel konuda aksiyon alma taahhüdünde bulundular.
Manifesto resmi olarak Kongre’nin son oturumunda sunuldu. Kongre’nin son oturumunda; görüşmelerde öncelikli olarak bahsi geçen, tüketiciler, sanayi ve kanun belirleyiciler arasında daha yüksek seviyede güven geliştirme ihtiyacı ile gelecek için olumluluğun altı çizildi.
Tüketicilerin inovasyonun faydalarını nasıl en iyi şekilde anlamalarının sağlanacağının yanı sıra gıda tedarik zinciri boyunca, tüketiciye varıncaya kadar bilgi paylaşımı, şeffaflığın güçlendirilmesi ve sürdürülebilir uygulamaların desteklenmesinde teknolojinin rolü panel katılımcıları tarafından görüşüldü.
Son oturumda konuşan, Avrupa Komisyonu İletişim Ağları, İçerik ve Teknoloji (DG CONN ECT) Genel Müdürü Robert Madelin; “En büyük zorluk tüketicilerin inovasyonun faydalarını anlamasını sağlamak, bilgi teknolojisi bu konuda bir rol alabilir. Ayrıca işbirliği oluşturmak ve sanayi ve kanun koyucular arasında teşvik edici diyaloglar kurulması da öz-düzenlemelerin etkinliğini kuvvetlendirebilir.” dedi.
MEP (İngiltere, ECR Group)’tan Julie Girling ise konuşmasında şunları ekledi; “En önemli sorun toplum algısı, insanların daha fazla risk karşıtı olduğu bir toplumda yaşadığımızdan, gıdada inovasyon konusunda daha fazla kamuoyu kabulü ihtiyacı bulunmakta. Politika oluşturucuların oluşturulmuş olan gönüllü kurallar ve öz düzenlemeler ile çalışması gerekirken, sanayinin tüketici güvenini geliştirmesi gerekmektedir.” Julie Girling ayrıca sanayiyi beslenme ve sağlık konularında sürekli yatırım yapmaya çağırdı.
FoodDrinkEurope Liaison Komitesi Başkanı Timothy Mobsby ise inovasyonun teşvik edilmesi gereğine değindiği konuşmasında şunları söyledi: “Hikayemizi tüketiciye anlatma konusunda daha başarılı olmalıyız. Diğerlerinin bakış açılarını daha fazla dinlemeye ve onların endişelerini duymaya ihtiyacımız olmasının yanında bu zorlukları ele almaya çalışırken başkalarıyla birlikte çalışmaya da ihtiyacımız var. Avrupa’da çoktan yapmış olduğumuz inovasyon yatırımını geliştirme vasıtasıyla; yeni yöntemlerin, düşüncelerin ve ürünlerin kabulünü ve inovasyonu teşvik edici bir atmosfer yaratmak için paydaşlarla var olan işbirliği temeli üzerinde gelişmeliyiz.”
Auchan Grubu Tedarik Zinciri ve Kalite Başkanı Leandre Boulez de konuşmasında perakende sektörünün görüşlerini açıkladı: “Hedefimiz yaşamlarında yoğunlukları artan insanların ihtiyaçlarını karşılamaktır. Özellikle ambalajlamada teknoloji ve inovasyon uygulama potansiyeli çok yüksek. Perakendeciler için inovasyon esas olarak ‘dip-zirve’ ar-ge sürecidir: bölgesel olarak neyin çalıştığını görmek ve bunu dünya çapında uygulamak. Daha fazla yasal düzenlemeye ihtiyacımız yok, yeni yasal düzenlemeler yerine var olanların uygulanmasına ihtiyacımız var.”
2012 Kongresi’nin kapanışın konuşmasını yapan FoodDrinkEurope Genel Müdürü Mella Frewen ise; AB’deki mevcut ekonomik şartlara ve pek çok soruna karşın, Avrupa gıda ve içecek sanayinin zorlukların üstesinden gelebilme gücü olduğunu kaydetti. Frewen; sanayinin inovasyon potansiyeli ve diğer aktörlerle ortak çalışmaya dayalı işbirliği ile sürdürdüğü yatırımlarına istinaden kongre konuşmacıları ve temsilciler tarafından da paylaşılan baskın bir iyimserlik havası olduğunun altını çizdi. FoodDrinkEurope Genel Müdürü, sanayi tarafından sunulan yeni Manifestonun önemini vurgulayarak konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Bu manifesto, sanayinin hizmet sunmaya kendini adadığını gösterdiği gibi Avrupa’nın bir numaralı üretim sektörü olmayı sürdürme arzusunu da göstermekte.”
Rint Akyüz: “Birkaç yıl sonra en büyük sektör olacağız”
Kongrenin ardından değerlendirmelerde bulunan TGDF Başkan Vekili Rint Akyüz de yaptığı değerlendirmede; FoodDrikEurope’un, Avrupa’nın en büyük sanayisi olan gıda ve içecek sanayisinin tek temsilcisi olduğunu ve AB’nin gayrısafi milli hasılasının yüzde 13,5’ini temin ettiğini kaydetti. TGDF’nin, Türkiye henüz AB üyesi olmamasına karşın, 2006 yılında FoodDrinkEurope’un özel davetiyle gözlemci üye olarak konfederasyona katıldığını belirten Akyüz, “Gözlemci üye olmamıza rağmen tam üye muamelesi görüyoruz” dedi.
Bunun sebebinin Türkiye gıda ve içecek sanayisinin gücü olduğunu söyleyen Akyüz değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Şu anda Türkiye’nin ikinci büyük üretim sektörüyüz. ancak bir kaç sene içinde en büyük üretim sektörü olmak için gayret sarfediyoruz. İhracatta geçen sene Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Gıda ve içecek ihracatımız 10 milyar dolar sınırına dayandı ve gümrük birliğine rağmen AB ile yapılan dış ticarette ihracatımız, ithalatın iki katı üzerinde. Bu oran tüm gıda ve içecek dış ticaretimize yansımış durumda.
Ülkemizin bulunduğu coğrafyada 600 milyon insan yaşıyor. Bu bölgede 1,5 trilyon dolar civarında gıda ticareti var ve biz sadece yüzde 1’in biraz üstünde pay alıyoruz. Bunun yüzde 2-3’lere çıkması için çabalıyoruz. İhracatımızın artmaması için herhangi bir sebep de yok”.
11 maddelik Avrupa Gıda ve İçecek Sanayi Manifestosu
Avrupa gıda ve içecek sanayi, nesiller boyunca Avrupa vatandaşlarının hayatlarında önemli bir rol oynadı. Yıllık yaklaşık 1 trilyon avroluk cirosu ve 4 milyondan fazla çalışanı ile AB’nin en büyük üretim sanayisi olan gıda sanayi, Avrupa’nın sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı içerisinde yer almaktadır.
Avrupa gıda ve içecek üreticileri; istihdam, rekabet edebilirlik, inovasyon, sağlık ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda uzun dönemli hedefler peşindedir. Avrupa gıda ve içecek üretim sanayi önde gelen ekonomik varlık olarak çalışmaya ve Avrupa ekonomisinde büyüme için katalizör olarak çalışmaya devam edeceği taahhüdünü, aşağıda yer alan maddelerle vermektedir.
1. Avrupa vatandaşları için; besleyici, lezzetli ve ekonomik gıda ve içecekleri güvenli olarak üretmeye devam etmek
2. İnovasyonu ve sürdürülebilir üretim tekniklerini desteklemek ve Avrupa gıda sanayinin ve onun kültürel mirasının çeşitliliğini korumak
3. Sanayinin rekabet edebilirliğini 2020 yılına kadar destekleyecek, bütüncül, uyumlaştırılmış ve bilimsel tabanlı gıda yasal çerçevesine katkıda bulunmak, Avrupa için kapsamlı endüstriyel gıda zinciri politikasına öncülük etmek
4. Avrupa vatandaşları için dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam tarzının desteklenmesi çabalarında gıda zincirinde öncü olmak
5.Avrupa’da ve dünya çapında daha yeşil bir ekonomiye giden yolda akıllı, yeşil büyümeyi güvence altına almak
6. Mevcut kaynakları verimli bir şekilde kullanmak
7. Hem istihdam konusunda hem de yerel sermeyenin üreticisi olarak Avrupa gıda ve içecek sanayisinin aldığı sosyal rolü güçlendirmek
8. Güvenli, yüksek kaliteli, rekabetçi bir şekilde fiyatlandırılmış ve sürdürülebilir bir şekilde üretilmiş tarımsal ham maddelerin güvenli tedarikine erişimi teşvik etmek
9. Avrupa vatandaşlarının menfaatleri gözetilerek, gıda tedarik zinciri boyunca adil rekabeti desteklemek
10. Avrupa gıda ürünleri için pazara girme fırsatlarının artırılması
11. Üretim artışı ile sanayinin rekabet edebilirliğini sürdürmek ve arttırmak
Kriz zamanlarında bile sürdürülebilir büyümenin sağlanması ile sanayimiz Avrupa ekonomisinin gücüne ve direncine büyük bir katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla, sanayimize duyulan güveni arttırmak için, şeffaf bir şekilde çalışarak, sanayimiz bu taahhütleri yerine getirmek için her türlü çabayı gösterecektir. Belirtildiği gibi, başarı sağlamadaki becerimiz aynı zamanda işbirliğine ve politikacılarımız, STK’lar, bilim adamları, medya yapıcı bir şekilde işbirliği içinde çalışmalarına bağlıdır. Avrupa vatandaşları ve Avrupa gıda ve içecek sanayi geleceği için, büyüme için gerekli vasıtaların ortaya çıkarılmasında; cesaretli ve liderlik vasıflarına sahip karar alıcılara ve destekleyici paydaşlara ihtiyaç duyuyoruz.
Önümüzdeki birkaç on yıl içinde, Avrupa vatandaşlarının hayatlarına, ekonomimize ve küresel seviyede konumumuza değer katma konusunda Avrupa gıda sanayi çabalarını daha da arttıracaktır. Avrupalıların ekonomik, sosyal ve kültürel hayatlarını şekillendirmeye, AB 2020 hedefleri doğrultusunda; sürdürülebilir, kapsamlı bir büyümeye doğru yolda öncülük etmeye devam edeceğiz.
Gıdahattı.com/30.10.2012
